İran mahkemelerinden başörtüsü takmayanlara ‘ruhsal bozukluk’ teşhisi!

İran’da başörtüsü takmayan kadınlara yönelik mahkemelerin aldığı “anti-sosyal kişilik bozukluğu” kararlarına tepki gösteren ruh sağlığı dernekleri, “Ruhsal bozuklukların teşhisi yargıcın değil, psikiyatrinin sorumluluğundadır” dedi.

Haber Merkezi- İran ve Rojhilat Kurdistan’da Jina Mahsa Amini’nin “başörtüsünü İslami kurallara göre takmadığı” gerekçesi ile ‘ahlak polisleri’ tarafından katledilmesinin ardından başlayan ayaklanmalar sürüyor. İran rejimi ise ayaklanmayı bastırmak için çeşitli baskılar uyguluyor.

Son dönemlerde yaşanan baskılardan biri de mahkemelerin, zorunlu başörtüsüne karşı çıkan kadınların psikolojilerinin bozulduğuna dair karar alması oldu. Tahran’da bir mahkemenin, bir kadını "rastgele cinsel ilişkiyle sonuçlanan bulaşıcı psikolojik bozukluk" yaşadığı için peçesini kaldırdığını iddia ederek 2 ay hapis cezası, 6 ay ise psikolojik tedavi “cezası” verdiği öğrenildi.

Ruh sağlığı derneklerinden açık mektup

Bu tür yargılama ve cezaların çoğalmasına tepki gösteren İran’daki 4 ruh sağlığı derneği başkanı, 23 Temmuz'da yargı başkanı Gulam-Huseyin Muhseni Ejei'ye hitaben açık mektup yazdı. Mektupta, psikiyatri alanının başka amaçlarla kötüye kullanıldığının belirtildiği açık mektupta, "Ruhsal bozuklukların teşhisi yargıcın değil, psikiyatrinin sorumluluğundadır" denildi.

‘Kadınlar alçaltıcı cezalara mahkum ediliyor’

Uluslararası Af Örgütü de, 26 Temmuz’da kamuoyuyla paylaştığı raporda, yetkililerin kamusal alanda başörtüsüz görünen kadınları yargılamak ve alçaltıcı cezalara mahkum etmek için İslami Ceza Kanunu’nu kullanmaya devam etti tespit edilmişti. Uluslararası Af Örgütü, Haziran ve Temmuz 2023’te 6 kadın hakkında verilen ve “anti-sosyal kişilik bozukluğu” için psikolojik danışmanlık almalarına, morgda ceset yıkamalarına veya kamu binalarını temizlemelerine hükmeden kararların incelendiği raporda şöyle denilmişti:

“Kadınların ve kız çocukların haklarını hedef alan bu saldırılar, yetkililerin ve devlete bağlı medyanın başını açmayı bir ‘virüs’, ‘sosyal hastalık’ veya ‘bozukluk’ olarak tanımladığı ve başörtüsüz görünme tercihini ‘cinsi ahlaksızlıkla’ eş tuttuğu nefret içeren açıklamalarının devam ettiği bir dönem gerçekleşiyor.”