İran'da gizli belge: 33 sınır köyün boşaltılması istendi!

İran’da Devrim Muhafızları'nın Hamza Üssü Komutanı Muhammed Taki Osanlo, görevdeki İran İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi'den Merîwan, Zerdeşt, Bane, Makû ve Urmiye şehirlerine bağlı Kürtlerin yaşadığı 33 sınır köyünü boşaltmasını istedi.

LARA GOHERÎ

Zerdeşt- İran İslam Cumhuriyeti’nin Rojhilat Kürdistan’a yönelik baskıcı politikaları günden güne artarken, İran’da Devrim Muhafızları'nın Hamza Üssü Komutanı Muhammed Taki Osanlo, görevdeki İran İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi'den Merîwan, Zerdeşt, Bane, Makû ve Urmiye şehirlerine bağlı 33 sınır köyünü boşaltmasını istedi. Önce İran’daki Şah yönetimi ardından İran İslam Cumhuriyeti yönetiminde olan Rojhilat Kürdistan köylerinin durumu ekonomik olarak kötü. Hükümet bu alanlara herhangi bir ekonomik yatırım yapmazken halkın birçok hizmete erişimi neredeyse yok. Yüzyıllardır bu köylerde yaşayan insanlar şimdi de hükümetin askeri kamplarının inşasıyla karşı karşıya.

Hükümet bu köylerde askeri kamp inşa edip halka baskı yaparak göçe zorlamak ve bölgenin demografik yapısını değiştirmek istiyor.

Kimlik yok edilmek isteniyor

Kürdistan’ın dört parçasında iktidarlar Kürt kimliğini yok etmek ve kadim tarihini yok saymak için birçok politika uyguluyor. Bu politikalardan biri de zorla göç ettirme. İran’daki iktidarlarda geçmişten bugüne Kürt halkını Kürdistan topraklarından kopararak asimilasyonu geliştirmek için zorla şehirlere göç ettirme politikası yürütüyor.  Kürdistan şehirlerinin bazı bölgelerine ise Fars ve Türkleri yerleştiren İran hükümeti, Kürtlerin kimliğini hedefliyor.

‘Gizli’ ibareli belge

Muhafız Kolordusu'nun yeni planı ve İran'daki diktatörlük rejimi, bu kez Kürdistan partilerinin varlığı bahanesiyle sınır köylerini hedef alıyor. İran’da Devrim Muhafızları'nın Hamza Üssü Komutanı Mihemed Esanlû, gizli ibareli bir belge ile İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi’den Merîwan, Zerdeşt, Bane, Makû ve Urmiye şehirlerine bağlı 33 sınır köyünü boşaltmasını istedi. Boşaltılmak istenen bölge ile ilgili belgede, “Mal kaçakçılığı ve Kürt partilerine bağlı merkez üyelerinin hareket yerleri” tanımlaması yapılıyor. Belgede ayrıca, “Bu taraflarla iş birliği yapan, silah alışverişinde bulunan köylüler var. Bu köylerde yaşayanların hareketliliğinden faydalanarak gizli elemanların ve mühimmatların geçişini sağlıyorlar” ifadeleri yer alıyor. 

Köylülerin tahliyesi isteniyor

Belgenin devamı ise şöyle:

“Sınır bölgelerindeki nüfusun kontrol altına alınması, isyan ve dış düşmanlarla bağlantılı üyelerin irtibatlarının kesilmesi, sınır güvenliğinin mahremiyeti, sınırın en iyi şekilde kontrol edilebilmesi,  istikrarlı ve güvenliğe yönelik sınırlar için ülkenin kuzeybatı sınırlarında kamu iç organlarının desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu arada sınır bölgesindeki köylerin toplanması, sınır hattının kapatılması ve sınır boşluklarının kapatılması sürecini tamamlamak için bütçenin tahsis edilmesi gerekiyor. Özellikle suçlular ve kaçakçılık karşıtı gurupların karşı karşıya getirilmelidir. Bölgenin mesken arazilerine evlerin inşası için maliyet ihtiyacı giderilmeli. Tarım arazilerinin krediler sağlanarak satın alınması. Köylerin tahliyesinin gerçekleştirilmesi.”

Boşaltılmak istenen köyler

Belgede boşaltılmak istenen köyler de sıralanıyor:

Urmiye: Avkê, Kavalan, Alûsan (bi Farisî: Alûsan), Zînê, Erbîla (bi Farisî: Erbilan), Cêrmê, Bêdkare, Dêrê (Marmîşo)

Zerdeştê: Nûkan, Berdān, Eşkanîya-jêrîn, Herznê, Dûlê, Gakê, Reşekaniya-jêrîn, Gireşêr, Guwêzlê, Tebetîya-jêrîn, Tojhell

Makû: Qoçelî

Banê: Zellê, Sersûr, Berderreş, Mallte, Gelle Sûr, Çûman, Kîwerû, Çemparaw

Merîwan: Ew Karêz, Asnewe, Mirrane, Bayewe, Xanime Şêxan

Kürtler ve Kürtçe reddediliyor

Rojhilat Kürdistan'ın en önemli şehirlerinden bir olan Urmiye, asimilasyon politikalarının devreye konulduğu bir kent. Dîgale Semedzade Mahallesi’nde bulunan “Cewîzlî Baxî” isimli bir park dahil olmak üzere bazı yerlerin isimleri Türkçe olarak değiştirildi. Türkçe yapılmak istenen isimlere onay verilirken, Kürtlerin yaptırdığı bir ticaret merkezine verilmek istenen Kürtçe isim reddedildi. Urmiye genel olarak Soran ve Kurmanç Kürtleri tarafından yönetilmektedir. Fakat bu bölgede Kürt varlığı yok sayılırken, Kürtlerin turizm alanında yapmak istediği ticarete de engeller konuluyor.

Toprakları Türkler satın alıyor

Urmiye’de yaşayan Kürtlerden Maide Kamilî, demografik yapının değiştirilmek istenmesine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Urmiyê ve Maku sınır köyleri genel olarak Kürtlerden oluşuyor. 1970'lerde Kürt partilerin varlığı nedeniyle Urmiye’nin birçok sınır köyü bombalandı. Şimdi bu köylerin eski sakinlerinden çok az sayıda kişi var. Boşaltılmak istenen 8 köy, Urmiye'nin Sîlvana bölgelerinden biri olan ve birbirinden çok az uzak olan Tirgeverê bölgesine ait. Devlet ve hükümet bu bölgelerde Kürt partileri olduğunu iddia ediyor, bununla birlikte bir yandanda buradaki arsa ve mülklerin bazı Türkler tarafından satın alınıyor. Bu isimler milyarlarca yatırım yapmaya mı geliyorlar? Madem güvenlik söz konusu neden Selmasê’den bir Türk gelip Kürtlerin sınır bölgesine yatırım yapıyor? Sınırdaki köyler ‘güvenlik’ adı altında bombalanıyor, boşaltılıyor.”

Türkçe konuşanlara düşük fiyat

Mahabadlı Rojîn Salêhzadê ise, “Mahabad şehrinde pasajların isimlendirilmesi sorun oldu. Bir alışveriş merkezine Kürt isim verilmek istendi ancak buna engel olundu. Birkaç yıldır Mahabad civarında ve hatta Mahabad’ın içindeki bazı araziler Farsça ve Türkçe konuşanlara daha düşük fiyata satılıyor.  Kimsenin haberi olmadan açık artırmalar düzenleniyor. Kentteki dükkanlara Kürtçe isim verilmesine karşı çıkılıyor. Kürt markalarının tescillenmesine izin verilmiyor. Sabun markamı Kürtçe tescil ettiremeyenlerden biriyim” dedi.

Kısıtlı imkanlara sahipler

Zerdeştê’ye bağlı Alan Bölgesi aktivistlerinden M.N. boşaltılmak istenen köyler hakkında şunları söyledi: "Devlet yıllardır köyleri tahliye etmek istiyor bu nedenle bu köylere elektrik ve su verilmezken, yolları da yapılmıyor. Herzaneyê’deki köylüler kendi paralarını toplayıp yollarını yaptılar. Köylüler yıllarca vadi yollarında bulunan Pani adlı dar bir yoldan geçiyorlardı. Yıllarca bu yol Eşkan'a giden ortak yoldu, sonra insanlar bir yol inşa edip kullandılar. Birkaç ay sonra ise Sipahê yolu kapatıldı. Bu yolun kapatılmasıyla insanlar karşıdan karşıya geçemedi. Daha sonra Pani yolu hükümet tarafından inşa edildi ve sadece askerler tarafından kullanıldı. İnsanların elektriği yok ve geleneksel bir şekilde nehir suyundan elektrik üretiyorlar. Okulları yok ve evlerine bir kuyudan su getiriyorlar. Kürdistan Bölgesi’nin sınıra yakınlığı nedeniyle yılan başta olmak üzere zehirli hayvanların çokta rastlandığı bir yer. Hayvan ısırıklarında insanlar zorlanıyor çünkü her gün sadece bir arabanın köye girişine izin veriliyor. Gece biri fenalaşırsa hastaneye gidemiyor.”

‘Buradan ayrılmayacağım’

Zerdeştê’nin Eşkan köyünden olan Fatima isimli bir kadın da, “Eşim ve ben birkaç yıldır burada çiftçilik yapıyoruz. Çocuklarım genellikle doktor ve eğitimlidirler. Zerdeştê’de çalışıyorlar ve yaz aylarında beni bizi ziyarete geliyorlar. Evlerimizi yıksalar da buradan ayrılmayacağım, burası bizim toprağımız ve ayrılmayacağız. Üzerimizde baskı olsa da bir daha buradan ayrılmayacağım" sözleri ile toprağına bağlılığına dikkat çekti.