SORGUL ŞÊXO

Qamişlo- Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından İran ve Rojhilat’ta başlayan protestolar sürerken, devlet yetkilileri de protestoları bastırmak için idamdan işkenceye her yöntemi deniyor. Son haftalarda okullarda ortaya çıkan zehirlenme vakaları ise ciddi endişelere neden oluyor. Cizîrê Bölgesi Kadın Meclisi Başkanı Evîn Paşo, İran hükümetinin kadın öğrencilere karşı sistematik bir şiddet uyguladığını belirtti.

'İran’daki sistem cahiliye döneminden uzak değil’

Ortadoğu'da İslam öncesi dönemde kız çocuklarına veya kadınlara boyun eğdirme kültürünün ön planda olduğunu söyleyen Evin Paşo, “Aynı yöntem bugün Ortadoğu'da kullanılmıyor olabilir ama radikal İslam bilinciyle kadının varlığına karşı aynı bilinç ve politika farklı şekillerde yürütülüyor. İslam adına çağrıda bulunan hükümetler, kanunlarını ve kararlarını meşru kılmak için İslam'ı kullanıyorlar. Aynı bilinç İran'da ve Rojhilat Kürdistan'da kadınlara karşı din ve İslam adı altında yürütülmektedir. Bu uygulamalar kadının özgür bir yaşam sürmesine izin vermeyen cahiliye çağından çok uzak değildir” dedi.

'Jina’nin katledilmesi Jin Jiyan Azadî kıvılcımı doğurdu'

Jina Mahsa Amin’inin katledilmesinden sonra başlayan ayaklanmalara dikkati çeken Evîn Paşo, şunları ifade etti: "İran ve Rojhilat Kürdistan'ında kadına yönelik işkence ve tacizler Jina Mahsa Amini'nin katledilmesiyle patlak verdi ve dünya şok oldu. Jina’nin katledilmesi ‘Jin Jiyan Azadî’ kıvılcımı doğurdu. Hükümet yetkilileri isyanı sert bastırmaya çalıştı. Daha sonra işkence, katliam, tutsaklık ve infazla isyan bastırılmaya çalışıldı. Ancak bütün bunlar isyan akışını durdurmadı. İran onları ikna etmek için sözde Ahlak Polisi'ni kaldırmış ama o farklı bir isim altında faaliyetlerine devam ediyor. İran'ın değişime açık olması, kadınlara karşı zihniyetini değiştirmesi mümkün değil."

‘Zehirlenmelerle korku yaratılmak isteniyor’

İran'da kız öğrencilerin zehirlenmesine işaret eden Evin Paşo, “Bu zehirlenmede can kaybı yok ama öğrencilerin sağlık durumları ağır. Bunlar Jina’nın katledilmesinden ayrı tutulamaz. Amaçları korku yaratarak insanları sindirmek. İran hükümeti bu olayla ilgili şu ana kadar herhangi bir açıklama yapmadı. Şu anda devlet yetkililerinden şüphe ediliyor. Bu devrimin altı ay sürmesi devlet yetkililerin hoşuna gitmiyor. Bu, nefretinin bir yansımasıdır” dedi.

‘İran’da uygulanan politika Afganistan’dan farksız değil’

İran zihniyetinin ve Taliban zihniyetinin aynı olduğunu vurgulayan Evin Paşo, şunları ifade etti: "Bütün ülkelerde söz konusu kadın olunca kurtarıcı, barış yanlısı, adalet ve eşitlik arayıcısı maske düşüyor. İran'da uygulanan politikalar, Taliban'ın Afganistan'daki öğrencilere ve kadınlara yönelik politikalarından farksız değildir. Kadınların gelişmesinden ve biliminden büyük bir korku duyuyorlar. Bu nedenle her iki ülkede de kadınlar, hakları için farklı şekillerde mücadele ediyor. Bu tür eylem ve ihlallere karşı onlarca konferans ve kongre düzenlendi. Dünya çapında kadınlar örgütlendi. Kadın dayanışması ve duygusuyla nihayet iktidar sistemlerini yıktılar."

'Kadınlar ortak mücadele veriyor’

Kadınların ortak mücadelesine dikkat çeken Evin Paşo, "Kız öğrencilerin zehirlenmesindeki amaç, kız öğrencilerin eğitimini engellemektir. Bu bilinçle hareket ederek kadınları cahiliye dönemine götürmeyi amaçlıyorlar. Kadınları dört duvar arasına hapsederek sadece çocuk doğurma aracı olarak görmek istiyorlar. Ama yaşadığımız gerçek böyle değil, kadınlar bu tür eylemlere karşı ortak mücadele veriyor" dedi.

 Uluslararası kuruluşlara çağrı

Uluslararası kuruluşlara çağrı yapan Evin Paşo, “UNICEF, BM, insan hakları kuruluşları ve çocuk haklarını koruyan kuruluşlar bu olayı soruşturmalı. Ülkesinde okul, bilim yeri gibi yerlerde kadınları öldüren görevlilerden hesap sorulmalıdır" diye belirtti.

 ‘Bu uygulamalar isyanı güçlendirecek’

Rojhilat Kürdistan ve İranlı kadınlara yönelik sistematik bir politika uygulandığını belirten Evin Paşo, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet öncü kişileri katlederek, isyanı durduracağını umuyordu fakat bu olmadı. Bu da başlı başına bir başarıdır. Bu eylemin kadınların yüreğindeki özgürlük sevgisini azaltmayacağına inanıyoruz. Aksine bu eylem ‘Jin Jiyan Azadi’ isyanı hareketini güçlendirecektir."