ŞAHLA MOHAMMADİ

Haber Merkezi- İran'da 16 Eylül'de başlayan kadın öncülüğündeki ayaklanmalarda İran halkları ortak taleplerle, ortak mücadeleyi ördü. Halkların ayaklanmalarda oluşturduğu birlik İran devletinin otoritesini sarstı. Kürt kadınlarının özgürlük felsefesini ifade eden  'Jin jiyan Azadi' sloganı ile ayaklanmaların başlamış olması ve kadınların her yerde karlılıklarını ortaya koyması İran'da devrimsel kazanımlara zemin olmaktadır.

Rojhelate Kurdistan'da başlayan ayaklanmalar İran'ın tüm eyalet ve kentlerine yayıldı. Bu kentlerden biri de Huzistan eyaletinin başkenti olan Ahwaz. Nüfusu büyük oranda Araplardan oluşan kentte, İran hükümeti tarafından Arap nüfusa karşı ciddi ayrımcılık politikaları uygulanıyor. Yasak ve baskılara karşı direnen Ahvazlılar, ayaklanmalara bir bütünen katılmasada destekliyor.

 İran'daki ayaklanmalar ve kadınların rolünü değerlendiren Ahwazlı kadın hakları aktivisti şair Awatef Asadi, halkların ortak mücadelesinin önemine işaret etti.

'2022 kadınların yılıdır'

Awatef Asadi, ayaklanmada kadınların öncülüğüne değinerek, "2022 yılı, 'Jin jiyan Azadi' sloganıyla yiğitçe direnen ve bu sloganda kendini gören kadınların mücadele yılıdır. Kadınlar, devrimci gençlerle yan yana savaşarak haklarını geri almaya çalıştılar. Katledilmelerine, işkenceye, saldırılara rağmen mücadelelerinden vazgeçmediler. Tüm dünyada devrimin öncüsü olarak tanındılar. Kadınlar desteklendi ve tarihe geçti" dedi.

'Çocukları öldüren bir hükümet'

Ayaklanmalar esnasında yaşananları hatırlatan Awatef Asadi, "Bu rejim çocuklara ve kadınlara merhamet göstermedi ve çocukları öldüren bir hükümet olarak anıldı. Bu 4 aylık ayaklanma sırasında kadınlar hep en ön safta yer alarak, başörtülerini ateşe attılar ve diğer gençlerle birlikte alanlarda kararlılıkla yer aldı" diye belirtti.

'Son aylarda köklü değişimler yaşandı'

Awafet Asadi, İran hükümetine karşı mücadelede Ahwaz'da kadınların rolü hakkında şunları söylüyor: Ortadoğu ülkelerinde kadınların her zaman taciz ve baskı gördüğü Ahvaz bölgesinde kadınların siyasi, sosyal ve kültürel faaliyetlerdeki konumları da toplumda daha az öne çıktı ve İranlı olmayan kadınlar, özellikle Arap kadınları marjinalleştirildi ve ayrımcılığa maruz kaldı. Arap kadınları İran'da aileden ve merkeziyetçiliğin Ahvaziler üzerindeki hakimiyetinden, toplumsal baskıdan çok çekti. Anadillerinde eğitimden mahrum edildiler. Tüm bu acılara rağmen son aylarda köklü bir değişim yaşandı.Sosyal ve kültürel eğitim yoluyla kadınlar farklı yerlerde makaleler yazarak, hatta sosyal faaliyetlere katılarak varlıklarını kanıtlamaya çalıştılar. Örneğin, 2005'teki Nissan ayaklanmasında veya Tshangan'da ve Al Ahvaz'daki ayaklanmada ve hatta 1998'deki benzin ayaklanmasında, aynı Arap kadın savaşçılar, otoriter rejime karşı cesur ve gayretli Arap gençliğinin yanı sıra erkeklerle omuz omuza gösteri yaptılar. Anadil Günü'nde bir araya gelerek "Anadil bizim hakkımızdır" sloganları attılar ama rejim bu gösterilere bile müsamaha göstermeyerek onlara saldırdı, mitingi dağıttı ve çok sayıda kişiyi tutukladı.

'Kadın ve erkeklerin eşitliği rejimi yıkacak temel unsur'

Halklar arasında birlik vurgusu yapan Awaft Asadi, "Toplumda birlik, özellikle ülkenin genel durumunda en önemli şeydir ve birlik olunmazsa başarılı olunmaz. Rejim bir dönem güçlü bir reklam panosuydu ancak şimdi zayıf ve yıkıma gidiyor. Rejimi devirmek için halkların birliği gereklidir. Tarih, halkların birliğinin başarısını göstermiştir. Kadın ve erkekğin eşitliği, bu zayıflamış hükümeti yıkmak için birleşmesi gereken en gerekli unsurlardan biridir. Kadın öncülüğünde kendiliğinden oluşan bu protestolar çok yankı yaptı" diye vurguladı.

'İran halklarına başarılar diliyorum'

Awatef Asadi konuşmasını şu sözlerle noktaladı; " Kadınlar ve gençler sadece bu devrimin değil, sonraki devrimlerin öncüleri olacak ve molla rejiminin lanetli putunu yıkıp yerine kan renginde kırmızı çiçekler ve huzurun, sükunetin rengi olan beyaz çiçekler ekecekler. İran halklarına tüm kalbimle başarılar diliyorum."