İran'da gözaltına alınanlar yaşadıkları işkenceyi anlattı
İran’da gözaltına alınanlar yaşadıkları işkenceyi, "Kol ve bacaklarımız kırıldı, kimileri gözlerini kaybetti ve kimilerini de öldü diye bıraktılar" sözleri ile anlattılar.

LARA GEWHERİ
Mahabad- Rojhilat Kürdistan ve İran’da Jîna Mahsa Amînî’nin katledilmesiyle başlayan ayaklanmalar tüm şehirlerde sürüyor. Ayaklanmanın başından bu yana özellikle Rojhilat Kürdistan şehirleri, sokaklarda şiddet dalgasına ve yaygın tutuklamalara tanık oldu. Gözaltında başlayan işkence, tutuklandıktan sonrada devam etti. İşkenceye uğrayanlar yaşadıklarını ve aynı zamanda tanıklıklarını ajansımıza anlattı.
‘Kanlar içindeki kızı götürdüler’
Protestolara annesiyle birlikte katılan Dylan Kothari, bir eve sığınarak kurtulabildi. Dylan Kothari, “Kurşun sesini duyduktan sonra kalabalıkla birlikte kaçtık ve evlerden birine sığındık. Bütün insanlar kaçıyordu. O evin penceresinin arkasından, beş polisin kanlar içinde bir kadını alıp, birilerinin kendisine bağırıp küfretmesi üzerine sürükleyerek yere yatırdıklarını ve bir kamyona bindirip götürdüklerini gördüm” dedi.
‘Öldürürcesine darp ettiler’
Gösterilerden birinde tutuklanan Mazyar Rafi’de, “Kanlı bir gün sokakta, biz kaçarken güvenlik güçleri bize saldırdı. On iki polis beni ve arkadaşlarımı çevreledi. Bizi öldürmek amacıyla vahşice tekme ve sopalarla dövdüler. O kadar zalimdiler ki, düşmanlarıymışız gibi öfkeyle yaklaşıyorlardı bize” sözleri ile yaşadıklarını anlattı. Darp edildikten sonra gözaltı merkezine götürüldüğünü anlatan Mazyar Rafi, “Bilincim yerine geldiğinde, bir gözaltı merkezinde kanlar içinde ve kırık dişlerle yerde yatıyordum. Memurlardan biri yanıma geldi ‘9 dokuz canlısınız. Yediğiniz dayaklardan nasıl kurtuldunuz’ dedi. 18 yaşından küçük olduğum için birkaç gün sonra yazılı taahhütle salıverildim. Doktora gittiğimde yediğim dayaktan sonra sağ elimin ve sol ayağımın parmaklarının kırıldığını, sırtımda sopa izlerinin olduğunu gördüm. Ağrı ve morluklardan dolayı zor hareket edebiliyordum” şeklinde konuştu.
Ölümün gölgesinde uyuyor
Protestocu İsmail Mawludi’nin (Simko) Mahabad’da katledildiği gün tutuklandığını anlatan 34 yaşındaki Sima Ahmadnia, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Bu olayı protesto etmek için bazı arkadaşlarımla birlikte sokağa çıktık. Aniden polis bize saldırdı ve ara sokaklardan birine kaçtık. Ama yakaladılar. Görevlilerden biri gelip önümde durup beni darp etti. Diğeri ‘hadi gidelim öldü’ dedi. Halk sokakta olduğu için bizi tutuklayacak güçleri yoktu. Bazı göstericiler beni polislerin elinden kurtardı. Doktora gittiğimde vücudumdan çok sayıda plastik mermi çıkardılar. Mermi izleri hala vücudumda duruyor. Bu yüzden doktor bazı mermileri çıkaramadı. Hala her gece ölümün gölgesinde uyuyorum.”
Evine yapılan baskınla gözaltına alınan Dilara Amini de “Bir gün ben dışarıdayken annem ağlayarak aradı ve 'nereye kaçarsan kaç' dedi. Polis beni ve kardeşimi tutuklamak için eve saldırdı” diye belirtti.
Gözlerini kaybedenler oldu
Laleh Zamani ise Urmiye Okullar Caddesi'nde protestocularla birlikte başörtüsü olmadığı için tutuklananlardan. Laleh Zamani, tutuklanmasıyla ilgili şunları söyledi: “Çok sayıda gösterici vardı. Sokaklarda koşuyorduk. Üç polis beni tutukladı, bir kamyona bindirdi. Başıma zorla atkı geçirdiler ve telefonumu istediler. Direndim ama kadınlardan biri saçımı tuttu. Kafamı cama vurdu. Kanlar içindeydim. Gerçekten kadın ve kız çocukların nasıl olduğunu gördüm. Başta kadınlar olmak üzere birçok protestocu yakın mesafeden vurularak gözlerini kaybetti. Şu anda serbest bırakılan tutukluların bir kısmının hiçbir şey hatırlama yeteneği bile yok” diye konuştu.