‘İradeye Saygı Yürüyüşü’nden mesaj: Demokrasi için sesimizi yükseltmeliyiz

Tecritten, kayyıma, özel savaştan, ekokırıma karşı ses çıkarmak için halklar, birçok kentten Colemêrg’e yürüyüşe başladı. Yürüyüşe çağrı yapan DEM Parti MYK Üyesi Hatice Betül Çelebi, “Eşitlik ve demokrasi için hepimiz sesimizi yükseltmeliyiz” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Colemêrg Belediyesi’ne 3 Haziran’da kayyım atanmasına karşı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) öncülüğünde düzenlenen ‘İradeye Saygı Yürüyüşü’ başladı. İstanbul ve İzmir’den başlayan yürüyüş kolları 3 Temmuz günü Wan’da buluşacak. Buradan da Kürdistan’dan gelen heyetlerle beraber binlerce kişi Colemêrg’e geçecek.

İmralı’da ağırlaştırılan tecrit politikasına, kayyıma, özel savaş uygulamaları ve siyasi soykırım operasyonlarına karşı ses çıkarmak için başlatılan yürüyüşte, adalet ve demokrasi talebi haykırılacak. Heyetin Wan’dan Colemêrg’e olan yürüyüşü 6 gün sürecek. Yürüyüş sonunda Colemêrg merkezde basın açıklaması gerçekleştirilip, adalet nöbetine destek verilecek. Yürüyüş boyunca onlarca köye gidip yüzlerce insanla temas kurmayı hedefleyen heyet, tecrit ve kayyım politikalarını her noktada yüksek sesle dile getirecek. DEM Parti Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Hatice Betül Çelebi, bütün halkları demokrasi darbesi olarak ifade ettiği politikalara karşı ses çıkarmaya davet etti.

‘Uygulanmayan demokrasi ve adalete ses çıkarıyoruz’

Yaşanan demokrasi darbesi ve artan hukuksuz politikalara dönük bir yürüyüş gerçekleştirildiğini aktaran Hatice Betül Çelebi, “Adalet herkesin ihtiyaç duyduğu bir kavram” diyerek, şöyle konuştu: “Yerel seçimlerden sonra demokrasi adına hepimiz için kabul edilemez bir durum ortaya çıktı. Kayyım meselesi süregelen bir politikaya dönüşmüş durumda. Bu süreç sadece bir kayyım meselesi olarak da görülmemeli, buna bir demokrasi ve adalet meselesi olarak bakmak gerek. Halkın yerellerde ya da genel siyasete seçme, seçilme hakkının olması demokrasinin genel bir ilkesi ve olmazsa olmazı. Kayyım da bu demokrasi gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklemektir. Bir taraftan bu durum bir adalet meselesidir. Bu yürüyüşün önemi de bu adalet vurgusunun sorgulamaya açılmasıdır. Buradan baktığımızda adalet duygusu ciddi anlamda bu uygulamalarla bütün ülkede darbe alıyor. Bu kavramlar yaşamın her alanında kendini göstermeli. Gerek adalet gerek de demokrasi herkes için eşit bir şekilde uygulanmalı.”

‘Eşitlik ilkesi ihlal ediliyor’

Var olan zihniyetin halkın iradesine dönük darbe politikalarından vazgeçmesi gerektiğini aktaran Hatice Betül Çelebi, bu yürüyüşün bu politikalara dönük mücadelede son adımları olmayacağını dile getirdi. Demokrasi ve adalet talepleri için her alanda mücadele edip, alanlarda olacaklarını belirten Hatice Betül Çelebi, “Bu toplumsal olma meselesi bireyin kolektiften ayrılma durumu, sorunlara ortak refleks gösterme durumunu uzun süredir zedelemiş durumda. Hakkâri’deki yurttaşların seçme ve seçilme hakkı ellerinden alındı. Türkiye’deki her eşit yurttaşın sahip olduğu haklar Hakkâri’ye uygulanmamaktadır. Aynı durumu biz daha önce Kepez’de yaşadık. Kepez’deki halk kendi başkanını meclisten seçebilirken, Hakkâri’deki yurttaşlar bu haktan yararlanamıyor. Burada bir eşitlik ihlali var. Burada yurttaşların iradesinin ortadan kaldırılması durumu var” dedi.

‘Bu darbe zihniyetine herkes dur demeli’

Demokrasi ve özgürlükten yana olan bütün halklara yürüyüşe katılma çağrısında bulunan Hatice Betül Çelebi, “Bunun yanı sıra bir kadın temsiliyetinin ortadan kaldırılması söz konusu. Mesele burada sadece belediye başkanlığı değil, eşbaşkanlık sistemi de hedef alınıyor. Kadınların eşit temsiliyetine dönük de bir hak ihlali var. Hakkâri’deki yurttaşların kendi iradesine sahip çıkma, kadınların Türkiye genelinde yaşamış olduğu bu saldırı zihniyetine karşı ses yükseltmeli. Bütün halklar bu yürüyüşe destek vermeli, bu yürüyüş önümüzdeki süreci de belirleyecek. Halklar bu demokrasi darbesine dur demeli. Kürt halkı ile dayanışmalı ve onlarla beraber bu yolu yürümeliler” sözleriyle konuşmasına son verdi.