‘Türk devleti ve çeteleri insanların canı üzerine siyasi pazarlık yapmak istedi’
Türk devleti ve çeteleri, Özerk Yönetim'in gönderdiği yardımların halka ulaşması üzerinden pazarlık yaptığını belirten Cizre Bölgesi Yasama Meclisi Eşbaşkanı Ariya Mela Ehmed, halka ulaşmak için insanı sorumluluklarını yerine getireceklerini söyledi.
ROJ HOZAN
Qamişlo – Kürdistan, Türkiye ve Suriye'de büyük yıkım yaratan 6 Şubat'ta meydana gelen deprem sonrası halk seferberliği başladı. Devletin yalnız bıraktığı depremzedeleri halk birlik ve dayanışma ruhuyla ayağa kaldırdı. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim'i zorlu süreçte birlik ve insani sorumluluğuyla hareket ederek, bir çok yere yardım gönderdi. Kuzey Kürdistan ve Efrin'e gönderilen yardımlar ise Türk devleti ve çeteler tarafından engellendi. Giden yardımların bir kısmına ise çeteler tarafından el konuldu. Türk devleti de işgal Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük işgal saldırılarına devam etti.Cizre Bölgesi Yasama Meclisi Eşbaşkanı Ariya Mela Ehmed yaşananları değerlendirdi.
‘İnsani sorumluluğumuzla hareket ettik’
Depremde yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek konuşmasına başlayan Ariya Mela Ehmed, “Kuzey ve Doğu Suriye halkı olarak tüm bileşenlerimizle tüm zulüm ve zorluklara karşıyız. Ayrıca depremden zarar gören tüm halkların yanında olmak bizim insani görevimizdir. Yönetim olarak insani sorumluluğumuzla hareket ettik. Depremde zarar gören insanlar için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Tüm sınır kapılarımızı insani yardımların yerine ulaşması için açtık. Ne Suriye’de ne de Suriye muhalefetinin kontrollündeki yerlerdeki insanlar arasına ayrım koymadık. ‘İnsanlık İçin Birlikte’ hamlemiz 22 Şubat’a kadar sürdü. Özerk Yönetimin tüm kurumları, bölge halkı hamleye destek verdi” dedi.
‘İnsan yaşamını pazarlık konusu yaptılar’
İnsani durumlara siyasetin karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Ariya Mela Ehmed, “Ancak Türk devleti Özerk Yönetim'in yardımların depremzedelere ulaşmasını bir aşamaya kadar engelledi. Herkes Idlib, Cerablus, Izaz ve Efrîn gibi Suriye’nin Kuzeyindeki bölgelerin Türk devletine bağlı çetelerin elinde olduğunu biliyor. Özerk Yönetim olarak tüm siyasi çatışmaları bir tarafa bırakıp, insani sorumlulukla buralara yardım göndermek istedik. Ancak ne yazık ki Türk devletine bağlı bölgedeki çeteler, yardımlarımızın buralara ulaşmasını engelledi. Son yıllarda Suriye’de çok acı olaylar yaşandı. Türk devleti ve ona bağlı çeteler, ne zaman insani sorumlulukla hareket etti? Hiçbir zaman. Suriye halkı için bunu yapmadılar. Şimdi insanlara sahip çıkacaklar mı? İnsanların Türkiye gibi bir devletten umudu yok. İnsan yaşamları ve iradeleri üzerine pazarlık yaptıklarını çok iyi biliyoruz. Türk devleti ve çeteleri depremzedelere gönderilen yardımlar üzerine pazarlık yaptı. ‘Yardımları geçirirsek karşılığında ne verilecek’ diyorlardı. Bu yüzden kendi çıkarları için insan canı üzerinden pazarlık yapıyorlar” şeklinde konuştu.
‘Irkçılığa devam ettiler’
Türkiye’de yaşanan depremin tüm anlarını yakından takip ettiklerini ifade eden Ariya Mela Ehmed, “Türkiye'deki depremde yaşamını yitirenlerin bir kısmının Suriyeli olduğunu gördük. Böylesi bir insani durumda Suriyelilere karşı ırkçılık yapıldı. Depremde enkaz altında kalan birçok insan Türkçe bilmedikleri için seslerini çıkaramadılar. Suriyeli olduklarını söylemeye korkuyorlardı. Suriyeli olduklarını söyleseydiler enkaz altında bırakacaklarından korkuyorlardı. Ayrıca Suriyeli göçmenlerin yaşadığı birçok yerde insanlar enkaz altında yaşamlarını yitirdi ve yardımlar onlara ulaşmadı. Bu kadar vahim bir insanlık durumu yaşanırken, ‘Türk müsün, Suriyeli misin’ diye sorulması her şeyi gözler önüne seriyor. Burada hiçbir insanlık değeri kalmıyor. Bu ırkçılık 11 yıldır Suriye halkına karşı yapılmaktadır. Tüm bunların yanı sıra Türk devleti, bu kadar ciddi bir durumda bile Kuzey ve Doğu Suriye’deki bölgelerimizi her türlü yöntemle hedef aldı. Türk devleti en son insanları düşünüyor, sadece siyasi çıkarlarını düşünüyor” ifadelerini kullandı.
‘Sınır kapıları açılmalı’
Sınır kapılarının yardıma açılmasının küresel bir sorun olduğunu ancak yabancı ülkelerin sorumluluk almadığını söyleyen Ariya Mela Ehmed, “Sınır kapılarımızın yardıma açık olduğunu daha önce de belirtmiştik. Ancak bu sadece bizim görevimiz değil. Birçok kez ilgili taraflara yardım kapılarını açmaları çağrısında bulunduk ama taraflardan hiçbiri bu sorumluluğu yerine getirmedi. Küresel kamu politikaları topluma karşıdır. Yardım kapılarının açılmasındaki gecikme, insanların hayatını tehlikeye attı. Bu yardım kapıları açılırsa bölgelerimize ve Suriye'nin tüm bölgelerine bir soluk getirecektir” diye belirtti.