İdlib’de resmi nikah yapılmayan evliliklerle kadınların hakları gasp ediliyor

İdlib’de resmi nikah olmadan sadece tanıklar ve ailelerin şahitliğinde yapılan evliliklerle kadınlar mağdur ediliyor. Boşanma halinde evliliklerini kanıtlamak zorunda bırakılan kadınlar, çocuklarının velayetini de alamıyor.

HADEEL Al-OMAR

İdlib– İdlib'de resmi nikah işlemi olmadan sadece tanıklar ve ailelerin şahitliğinde yapılan evlilikler nedeniyle kadınlar mağdur ediliyor. Kadınlar, boşanma halinde yasal hakları ve çocuklarının velayeti için mahkemelerde önce evli olduklarını kanıtlamak zorunda bırakılıyor.

‘Evli olduğumu kanıtlayamıyorum’

İdlib'in kuzeyindeki sınır kasabası Atma'daki kamplarda yaşayan yerinden edilmiş Raghdaa Al-Yassin, yaklaşık 5 yıl önce yaptığı evliliği şeriat ve hukuk mahkemelerinde tescil ettirmeye çalışıyor. 31 yaşındaki Raghdaa Al-Yassin, “Haklarımdan ve kimliğinden mahrum bırakıldım. Hukuki konulardaki bilgisizliğimden dolayı hayatım alt üst oldu. Örf ve adetlere göre bir evlilik gerçekleştirdim ve eşim bu nikahta gerçek adını kullanmadığı için evli olduğumu da kanıtlayamıyorum. Bu yüzden nafaka gibi haklarımı da alamıyorum” şeklinde konuştu.

‘Çocuğum kayıt dışı kişiler listesinde’

Boşanmadan önce evliliğini kanıtlamaya çalıştığını belirten Raghdaa Al-Yassin, şunları aktardı: “Bölgede yaşanan istikrarsızlık nedeniyle başka yerlere taşındık. Nikahı yapan yetkiliyi ve tanıkları bulmak için yaptığım tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Bu nedenle çocuğum adı ‘kayıt dışı kişiler’ listesine girdi. Çocuğum hiçbir soya, milliyete, kimliğe bağlı değil ve hakları da bulunmuyor. Geleneksel olarak evlenen kadınlar, resmi nikahın olmaması nedeniyle miras, çeyiz gibi haklarını alamıyor, çocuklarının nafakasını ve velayetini talep edemiyor, hatta boşandıktan sonra yeni doğan bebeklerin doğumunu veya kocasının ölümünü teyit edemiyor.”

‘Eşim benimle evli olduğunu kabul etmedi’

Heba Al-Surani'nin durumu da diğer kadınlardan farklı değil. 29 yaşındaki Heba Al-Surani, açtığı boşanma davasında eşinin kendisiyle evli olduğunu kabul etmediğini anlattı. Çocuğunun da eşinin ilk evliliğindeki kadının üzerine kayıtlı olduğunu belirten Heba Al-Surani, “Evli olduğuma dair bir kayıt yok ve bu nedenle çocuğumun kendi çocuğum olduğunu kanıtlayamıyorum. Mahkemelerde hiçbir hak elde edemiyorum. Tekrarlanan yerinden edilme koşulları da işimizi zorlaştırdı” dedi.

‘Çocuğumun velayeti için evliliğimi kanıtlamaya çalışıyorum’

Resmi nikah için defalarca girişimde bulunduğunu ancak eşinin her seferinde resmi nikah yapılmasını ertelediğini anlatan Heba al-Surani, “Kamptaki tüm arkadaşlarımda benimle aynı durumu yaşıyor. Aylardır çocuğumun velayetini almak için evliliğimi kanıtlamaya çalışıyorum. Dava için avukat tuttum. Avukat nikahı yapan kişiyi ve tanıkları bulmam halinde davayı kazanabileceğimin garanti olduğunu belirtti” diye konuştu.

‘Kadınları haklarından yoksun bırakan bir olgu’

İnsan hakları savunucusu Rula Al-Diab, resmi nikah olmadan yapılan evliliklerin kadınların haklarına zarar verdiğini belirtti. Rula Al-Diab, “Bu tür evlilikler sosyal bir mesele haline geldi. Bu sorun, yasaları aşmak ve kadınları tüm haklarından yoksun bırakmak için giderek büyüyen bir olgudur. Bu kötü sömürünün mağdurları ise kadınlar ve çocuklar oluyor. Resmi olmayan evliliklerin tehlikeleri hakkında toplumsal bir farkındalık yaratılması gerekiyor” dedi.

Resmi nikahın olmadığı evliliklerin yayılmasının nedenlerine değinen Rula Al-Diab, “Bu evliliklerin yayılmasının birinci nedeni, hukuk mahkemelerinin görevlerinin bozulması ve onların yerine yerelde veya komşu ülkelerde tanınmayan muhalif gruplara bağlı başka mahkemelerin getirilmesidir. Yaşanan bu durumlardan kaynaklı insanlar resmi olmayan evlendirmelere yöneldi” dedi.