İdlib'de kadın gazeteciler çifte baskı yaşıyor

İdlib’de bir yandan mesleklerini yaparken karşılaştıkları engellerle mücadele eden öte yandan çocuklarına gerekli ilgiyi göstermek için çabalayan kadın gazeteciler, hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendilerini baskı altında hissettiklerini söyledi.

HADEEL Al-OMAR

İdlib- Türk devleti ve ona bağlı HTŞ çetelerinin işgali altındaki İdlib'de kadın gazeteciler ve medya çalışanları hem toplumsal tabuları yıkmak için birçok zorluğun üstesinden gelmeye çalışıyor, hem de aynı zamanda yasak ve engellerle mücadele ediyor.

Gazeteci Hala Şeyh Ahmed, çocukları olduktan sonra yaşam koşullarının zorlaştığını söyleyerek, “İş baskısı nedeniyle çocuklarıma gerekli bakımı sağlayamıyorum. Bir web sitesi muhabiri olarak bana verilen tüm görevleri yerine getiriyorum, ancak 8 saatten fazla çalıştığımdan çocuklarımdan uzak kalıyorum. Bebeğimin ilgiye ihtiyacı var, ancak çalışma koşulları nedeniyle bunu yerine getiremiyorum. Bebeğime bakmak ile mesleğimi yapmak arasında birçok sorunla karşı karşıya kalıyorum. Çocuklarıma bakacak bir yakınım yok ve eşimde bir sivil toplum kuruluşunda çalışıyor. Eşim çoğu zaman çocuklara bakmak için programlarını iptal etmek zorunda kalıyor” ifadelerinde bulundu. 

İşini yaparken çocuklarına da bakmak zorunda

Bir dergide muhabirlik yapan Salwa Al-Mohammed, “Bir yandan gazetecilik yapıyorum öte yandan çocuklarıma bakmaya çalışıyorum. İkisini bir arada götürmek birçok zorluğu da beraberinde getiriyor. Ancak hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak çok yorucu oluyor. Mesleğimi yaparken gün boyu koşturmaktan kaynaklı yorucu bir gün geçiriyorum ve bitkin bir halde eve dönüp geri kalan zamanımı çocuklarımla geçiriyorum. Bilgisayarda sürekli yazı yazma, veri toplama, resimleri gönderme vs. birçok işi bir arada yapıyoruz. Özellikle çocuklar küçük olduğunda işler daha da zorlaşıyor. Muhafazakar bir toplumda yaşamak da ayrıca yaşamımızı olumsuz etkiliyor” diye belirtti.

Çocuklarıyla yeterince ilgilenemediği için kendisini üzgün hissettiğini kaydeden Salwa Al-Mohammed, sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklarımın kıyafetleri kirli olduğunda, onlarla vakit geçiremediğimde, beslenmelerine dikkat edemediğimde kendimi suçlu hissediyorum ve ağlamaya başlıyorum. Doğum iznimiz yok ve çocuklarla bir süre birlikte kalıp onlarla uzun bir tatil geçirme vaktimiz oluyor. Geçim sıkıntısından dolayı insanlar iş fırsatları bulamıyor ve elinizde bir mesleğiniz varsa onu da kaybetmek istemiyorsunuz.”

‘Ailem parçalanmış gibi hissediyorum’

Yerel bir medya kuruluşunda çalışan gazeteci Suhair Al-Abdo ise işe başlamadan önce çocuklarını bir akrabasının yanına yerleştirmek için her gün uzun mesafeler kat etmek zorunda kaldığını dile getirdi. Seçeneklerinin yetersiz olduğunu dile getiren Suhair Al-Abdo, "Serbest muhabir olarak çalışıyorum ve işim gereği çoğu zaman çocuklarımdan uzak kalmak zorunda kalıyorum. İş ve ev arasında bir dengeyi tutturamadığım için üzerimde psikolojik baskı hissettim ve bundan kaynaklı mesleğimden vazgeçtim” şeklinde konuştu.

‘Kadın medya çalışanları güçlendirilmeli’

Psikoloğ Ola Al-Zawadi ise medya kuruluşlarının gazetecilerin içinde bulunduğu koşulları anlaması gerektiğini söyleyerek, “Gazeteciler üzerindeki iş baskısı azaltılmalı, yıllık izinler verilmelidir. Gazeteci kadınlar çalışma koşulları nedeniyle psikolojik ve sosyal sorunlar yaşayabiliyor. Kadın gazetecilerin karşılaştığı zorluklar sadece ailenin bakımı, sorumluluklar, gelenek ve göreneklerle sınırlı değildir. Güvenlik sorunu, tekrarlanan bombalamalar, taciz ve daha birçok zorunla karşı karşıya kalabiliyor. Kadın medya çalışanları güçlendirilmeli, görevleriyle ilgili sorunlar tespit edilip çözülmelidir” önerilerinde bulundu.