HÊVÎDAR ŞENGALÎ

Şengal- Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) öncülüğünde 12 Ağustos'ta Federe Kürdistan’ın Silêmanî kentinde farklı kesim ve inançlardan kadınların katıldığı bir konferans düzenlendi. Konferansın katılımcılarından Zozan Simo ve Sazgar Soran ajansımıza konuşarak, IŞİD’in elindeki kadınların kurtarılmasını, Êzidî toplumunun kendi topraklarında kendi kimliği, varlığı ve özgür kültürüyle yaşamasını talep istedi.

‘Talepler yerine getirilecek’

Goran Hareketi’nden Sazgar Soran, konferansa katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek konferansın önemine vurgu yaptı ve şunları söyledi: "Böyle bir konferansta yer aldığım için çok mutluyum. Bugüne kadar onlarca kez Êzidî halkına yönelik fermanlar oldu. Bu fermanlarda Şengal halkı yaşadıkları yeri terk ederek göçe zorlandı. Son fermanda Şengal halkı DAİŞ çetelerinin eline geçmemek için bulunduğu yeri terk etmek zorunda kaldı. İnsanlık tarihinde hiçbir milletin başına böyle bir felaket gelmemiştir. Bu nedenle, bu konferansın başarı getirmesini, hak, kimlik ve özgür varoluş kazanmaya vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.

‘Her kadının özgürlüğü için yeni bir mücadele’

Sazgar Soran konuşmasının devamında Kürdistan'ın dört parçasında kadınların yaşadığı ortak acıya değinerek, "Kürdistan'ın dört parçasında da kadınlar şiddet ve terörle karşı karşıya. Birçok yönden baskı altındadır. Şengal'de kadınlar da büyük bir dram yaşadı. Binlercesi DAİŞ çetelerinin eline geçti. Acı ve tacizle karşı karşıya kaldılar. Onların yaşadığı acılar hepimizin acısıydı. Vücutları üzerinde kirli pazarlıklar yapıldı. Bu temelde tüm kadınlara ricada bulunuyorum ve her kadının özgürlüğü için yeni bir mücadele başlatmasını temenni ediyorum. Temennim DAİŞ çetelerinin elindeki kadınların özgür kalmasıdır" çağrısında bulundu.

‘Êzidî toplumu el ele vermeli’

Konferansın düzenlenmesinin önemine değinen TAJÊ Koordinasyonu’ndan Zozan Simo da "Ağustos ayı toplumumuz ve özellikle Êzidî kadınlar için ağır ve sancılı bir aydır. Konferanslar ve çalıştaylar düzenleyerek haklarımızı ilan ediyor, farklı inanç ve gruplardan kadınlarla acımızı paylaşıyoruz. Birçok kadınımız hâlâ vahşi çetelerin elinde. Biz şimdi hakkımıza sahip çıkıyoruz. Şimdi bile Êzidî kadının çilesi devam ediyor. Ancak tüm Êzidî toplumu haklarını talep etmek için el ele vermeli. Başta kadınlar olmak üzere tüm Êzidîleri ayağa kalkmaya ve haklarını yüksek sesle dile getirmeye çağırıyoruz" ifadelerinde bulundu.

‘Êzidî kadınları olarak özgür olmak istiyoruz’

Son olarak Zozan Simo, toplumun ve Êzidî kadınların istek ve beklentilerini şu sözlerle dile getirdi:

"Biz toplum olarak Irak'ın bir parçasıyız, haklarımız anayasamızda tanınmalı. İyi bir hayat yaşamak ve hakkımızla bağımsız yaşamak istiyoruz. Ama görüyoruz ki milletimize göç kapısı açılmış ve her biri farklı bir ülkeye gönderiliyor. Özel bir politika ile DAİŞ çetelerinden kurtarılan kız çocukları ve kadınlar Avrupa'ya götürülüyor. Umudumuz ve sözümüz; kurtulan kadın ve kızların bu konferanslarda yer alması ve seslerini dünyaya duyurmasıdır. Toplumumuza gelen düzen herkesten önce kadınları etkiledi. Artık ayağa kalkıp kendimiz ve toplumumuz için çalışmalıyız. Emir ve katliamdan kurtulduk, Êzidî kadınları olarak özgür olmak istiyoruz. Ayrıca Êzidîler olarak el ele vermeliyiz ki haklarımızı talep edebilelim.”