Êzidî kadın işgal altındaki Efrin’de yaşadıklarını anlattı

İşgal altındaki Efrîn’de, çeteler tarafından iki kez kaçırılarak işkence gören Êzidî R.C., Türk devleti ve çetelerinin halka işkence yaptığını söyleyerek, “Êzidîleri kafir görüp katlediyorlar, kadın ve çocuklara her türlü işkence yapıyorlar” dedi.

RAPERÎN BEKIR

Şehba- Efrin şehir merkezinin 18 Mart 2018’de Türk devleti ve ona bağlı çeteler tarafından işgal edilmesiyle halkın çoğunluğu Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim alanlarına göç etti. Efrîn’de kalanlar ise kaçırılma, katledilme, tehdit, tecavüzle karşı karşıya kaldı. Efrîn’in işgaline rağmen topraklarında kalan, fakat sonrasında uğradıkları insanlık dışı muamele sonucu birçok aile özelde de işgalcilerin kadınlara dönük kirli saldırıları nedeniyle şehirden kaçarak Şehba’ya geldi.

Efrîn Kantonu’nun Şerawa ilçesine bağlı Basofan Köyü’nden olan Kürt Êzidî R.C.’de işgal sonrası da topraklarında kalanlardan. Çeteler tarafından gözaltına alınarak, işkence edilen R.C. sonrasında kaçarak Şehba Kantonu'na geldi. R.C., Efrîn’deki işgali ve halkın yaşadıklarını ajansımıza anlattı.

‘İşgalciler Êzidîleri kafir görerek katletmek istiyor’

R.C. Efrîn'de yaşayan halkın çok zor durumda olduğunu özellikle Êzidî topluluğun hedef yapıldığını belirterek “Türk devletinin Efrîn'i işgal ettiği 18 Mart 2018'den bu yana öldürmeye, işkence etmeye, saldırmaya, ağaç kesmeye, mezarlara saygısızlık etmeye kadar her türlü insan hakları ihlalini yaptılar. İşgalciler bizi Êzidî olarak kabul etmiyor. Topraklarımızdan, köylerimizden çıkarmaya yönelik birçok şey yaptılar. Varlığımızı kabul etmeyip, ‘kafirsiniz’ diyorlar.  Bizi öldürmeyi caiz buluyorlar. Türkiye 5 yıldır Efrîn’i işgal etti. Hiçbir zaman barış ve istikrar görmedik. İşgal politikasına ve Osmanlı fikrine göre yeni bir bölge inşa etmeye çalışıyor. Bu nedenle tarihi alanların çoğu yıkıldı sonrasında evler yapıldı” dedi.

‘Çocukları annelerine yapılanları görsünler diye kaçırıyorlar’

İşgal’den ve çetelerden en çok kadınların ve çocukların zarar gördüğünü söyleyen R.C., “Farklı bahanelerle Efrînli kadınlara ve özellikle gençlere şiddet uygulanıyor. DAİŞ’in Şengal’de Êzidîlere yaptığı uygulamalar Efrîn’de de yapılıyor. 8 yaşındaki bir kız çocuğuna ve 70 yaşındaki kadına işkence yapıldı. Çocuklar da baskılarından kurtulamıyor. Çocukların haklarına saygı duyulmuyor. Çocuklar öldürülüyor, kaçırılıyor, işkence görüyor. Çeteler, çocukları annelerine yapılanları görsünler diye çocukları da anneleriyle birlikte kaçırıyor” diye konuştu.

‘Arazimize, malımıza el koydular’

R.C. Efrîn’de çok sayıda gasp ve hırsızlığın olduğunu ifade ederek, “Efrîn'de çok hırsızlık ve gasp vakası var. Asılsız bahanelerle bize her şeyi yapmayı meşru görüyorlar. Arazimize, malımıza el koydular ve Efrîn halkı artık evlerinin dışında yaşıyor. Medya ve kamuoyu az da olsa bu ihlali ortaya çıkarsa da insan hakları örgütleri halkın haklarına sahip çıkmadı ve sessiz kaldı. Her şey açıklığa kavuşturulmalı ve bu sessizlikten çıkılmalı. Çünkü halkın acısı artıyor. Bu kadar acı çekiyorlar, nerede adalet, hak ve insanlık? Depremin ardından bölgeye çok sayıda yardım geldi ancak çeteler sadece kendi ailelerine dağıttığı için halka ulaşmadı” dedi.

Çeteler tarafından iki kez kaçırıldı

Çeteler tarafından iki kez kaçırıldığını söyleyen R.C. yaşadıklarını şöyle anlattı: “İki kez tutuklandım, nereye gittiğimi ve cezaevinin yerini bilmiyordum.  O cezaevinde 60'tan fazla Kürt cemaatinden kadın ve çok sayıda çocuk vardı. Bize zihnen ve bedenen eziyet ettiler. Kadınları nasıl taciz ettiklerini gördüm. Para almak için beni tutukladılar ama hiç param olmadığı için bir buçuk ay sonra serbest bırakıldım. Türk işgalinin bu kadar kirli politikasına tahammülüm yoktu, bu yüzden kaçmaya karar verdim. Şehba'ya geldiğimde Efrîn'deki her kadının umduğu huzuru gördüm, buradaki özerk yönetim bize her konuda yardımcı oldular, ev verdiler.”

R.C. son olarak tüm uluslararası kurumların Efrîn'de yaşanan hak ihlalleri, gasp ve işkenceyi yerinde gözlemleyip müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.