Çiğdem Kılıçgün Uçar: Bu sürecin en önemli finali kongremiz olacaktır

Meclis’te ilk grup toplantısında konuşan Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, ilmek ilmek örerek yeni bir başlangıç yapacaklarını belirtirken “Ülkeyi kaz adımlarıyla kan ve sefalete sürükleyenlere geçit vermeyeceğiz” dedi.

Haber Merkezi- Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, seçimin ardından gerçekleştirdikleri Meclis Grup toplantısında Türkiye gündemine dair değerlendirmede bulundu.

Çiğdem Kılıçgün Uçar, geçtiğimiz hafta algı operasyonu oluşturularak Agirî’nin Panos ilçesinde eşbaşkanların tutuklandığını hatırlatarak “Tutuklamaya gerekçe olarak usulsüzlükleri gösterenler Sayıştay raporlarına baksın! Eğer gerçekten usulsüzlük arıyorsanız kendi belediyelerinize bakın. Bu yalan ve komplolara karnımız tok!  48 belediyemize atanan kayyımlar her gün bu halkın iradesini yok sayıyor, her türlü usulsüzlüğü icra ediyor, asıl onlara bakın!  Sizin belediyeden anladığınız şey sokak ortası yolsuzluk ve hırsızlıklarınızı yazan gazetecileri, polisler eşliğinde dövdürmek ve tehdit etmektir. Bu vesileyle gazeteci Sinan Aygül’e de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, davanın takipçisi olacağımızı buradan belirtiyoruz” şeklinde konuştu.

 ‘Bu zihniyeti reddediyoruz’

Tatvan Kaymakamlığı’nın son dönemde yaptıklarına dikkati çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Dün ŞanoWan ekibinin Kürtçe oyunu hiçbir gerekçe gösterilmeden yasaklandı. Basına düşmanlar, gerçeklere düşmanlar, doğaya düşmanlar, kadına düşmanlar ama en çok da Kürt ve Kürtçeye düşmanlar. Tatvan’daki gelişmeler bize bunu gösteriyor. Şiddeti olağanlaştırmaysa çalışan bu iktidarın öncelikli hedeflerinden biri de LGBTİ+’lar. Varlıklarını aleni şekilde hedef yapan; hak ve özgürlüklerini tanımak yerine sürekli nefret söylemi ile suç işleyen bu zihniyeti reddediyoruz.  Bu sistematik ayrımcılık karşılığında hem mücadelemiz hem de dayanışmamız sürecek. Gösteri ve yürüyüş hakkının temel bir hak olduğu yerde Özgül Saki arkadaşımız da devletin şiddetini ifşa etmiştir.  Kendisine açılan soruşturmalar yok hükmündedir.”

 ‘Yaşama özgürlüğünü savunuyoruz’

Konuşmasında Dünya Mülteciler Günü’ne değinen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Biz göç dalgalarının en büyük nedeni olan savaşların ortadan kaldırılmasını savunuyoruz. İnsanların doğduğu yerde doymasını ancak dileyen herkesin dilediği yerde yaşama özgürlüğünün olmasını savunuyoruz. Yeşil Sol Parti olarak mülteciler için güvenli, onurlu ve pazarlık konusu edilmediği bir yaşamı hep savunduk, savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Deniz Poyraz davası

Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuşmasının devamında şunlara yer verdi:

“Canımız, yoldaşımız Deniz Poyraz’ı katledilişinin yıl dönümünde andık. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde katledilen Deniz Poyraz’ı burada bir kez daha minnetle anıyorum. Bu katliamın failleri aklanmaya çalışılıyor, katliamın arkasındaki esas güçlerin ve siyasi boyutunun gizlenmesi için her şey yapılıyor.  Deniz’e sözümüzdür; buna izin vermeyeceğiz.

 Yine katledilen ya da zorla kaybettirilen yakınlarının bulunması ve faillerinden hesap sorulması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi İnsanları oturma eylemlerinin her haftasında saldırıya uğrayıp işkence ile gözaltına alınırken Cumartesi Anneleri’nden Asiye Aydemir yaşamını yitirdi.  Asiye anneye Allah’tan rahmet, sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Sanmayın ki Asiye Anne yaşamını yitirince oğlu Hüseyin Aydemir’in faillerinin aranmasından vazgeçilecek. Mücadele sözümüzü yineliyoruz. Denizlerin, Asiye annelerin mücadeleleri, talepleri bize emanettir.”

 ‘Devlet gerçeği görmek zorunda’

Türkiye’nin seçim tarihi açısından iki kritik eşik yaşadığını ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, seçim sonuçları hakkında ise şunları dile getirdi:

“Seçim sonuçları göstermiştir ki ülkedeki kriz hali devam edecektir. Ortada çok yönlü bir siyaset krizi vardır. Bu ülkede yaşayan yurttaşların yarısı, adına cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen despot rejime asla onay vermemektedir. Dolayısıyla seçimler, tartışmaları bitirmemiş aksine büyütmüştür. Seçim sonuçlarına bakarak kimse hakikatlerden kaçamaz! Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı esas kriz büyüyor ve bu büyüme, karşı duran herkesi küçültüyor. Bu sorunu seçim sonuçlarına göre görmezden gelmek, yanlışta bile bile ısrardır. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; Seçim sonuçları her ne olursa olsun, Kürt sorununun çözümsüzlüğü ile yaşanan yapısal sorunların ilişkisini kuramayan her siyaset çökmeye mahkûmdur. Bu ülkeyi yönetenler, devlet aklı bu gerçeği görmek durumundadır.”

 ‘Emekçiye insanca yaşayabileceği bir ücret’

İktidara asgari ücret ile ilgili de seslenen Çiğdem Kılıçgün Uçar,”Hükümet yine asgari ücretle çalışan milyonlarca emekçiyi açlığa ve yoksulluğa mahkûm etti. Sendikaların araştırmalarına göre ülkede yoksulluk sınırı yaklaşık 34 bin lira. Durum bu iken buyurun siz geçinin bu ücretle! Biz Yeşil Sol Parti olarak yoksulluk sınırının altında bir asgari ücret değil, her emekçiye insanca yaşayabileceği bir ücret diyoruz!  Hiçbir reçete, 21 yıldır yaratılan devasa yıkımı çözemiyor” diye konuştu.

 ‘Yeni bir süreçteyiz’

Seçimin ardından yeni bir süreçte olduklarını ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bu sürecin en önemli finali kongremiz olacak. Kongremiz bütün bu tartışma süreçlerinden damıttığımız fikirlerin hayat bulacağı ve partimizi baştan sona siyasal-örgütsel olarak yenileyeceğimiz, büyük bir umut ve kararlılık taşıyacak buna hiç şüpheniz olmasın. Kongremizde 3. Yol siyasetini adım adım, ilmek ilmek örerek yeni bir başlangıç yapacağız. Bu yeni başlangıç içinde toplumsal ittifaklarımızı büyütme, genişletme, hayatın içerisinde yeniden inşa etme hedefimiz daha da güçlenecek. Kadınlardan, gençlere, emekçilerden, ezilenlere, engellilerden, yoksullara ve ekolojistlere kadar tüm dinamiklerle daha güçlü ve sahici bağlar kurarak, kenetlenerek, onların mücadele taleplerini sadece meclise değil sokağa da taşımak üzere kollarımızı sıvayacağız” diye ifade etti.

‘Mutlaka başaracağız’

Çiğdem Kılıçgün Uçar, açığa çıkan seçim sonucuna ilişkin geri adım atmak yerine daha fazla çalışacaklarını anlattı. Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: 

“Yeşil Sol Parti olarak tamamıyla halkın içinde bölgelerde, yerellerde olacağız. Mevsimlik işçiler ile yollarda, kavurucu sıcakta tarlalarda, hakkını arayan herkesle sokakta olacağız. Siyasi iktidarın önümüze koyduğu ekonomik, sosyal, siyasal bütün krizlerden çıkmak için çok güçlü bir var bunun adı 3'ncü Yol ve paradigmamızdır. Bunu yasamsallaştırmak için önümüze engeller çıkacak ama biz siyasi ve tarihsel olarak baktığımızda 90'lardan veri önümüze engel konulmayan hiçbir seçim ve süreç yaşamadık ama buna rağmen niteliksel olarak bir ağırlık yaratarak bugünlere geldik. Bu hakikatin ve sorumluğun farkında olarak bu çabanın içinde olmaya devam edeceğiz. İktidara bir kez daha söyleyelim; Ruhu hırs ile zehirlenen, dünyayı dar bir nefret çemberinden görenler, ülkeyi kaz adımlarıyla kan ve sefalete sürükleyenlere geçit vermeyeceğiz. Dün yapılanları yapılmamış gibi söylemler ile gerçeği tersyüz eden ve devletin her kademesinde türeyen Erdoğancıklara geçit vermeyeceğiz. Bu hayatı özgür ve güzel kılacak güce sahibiz. Başarmak zorundayız, mutlaka başaracağız.”