Çağın Direnişi: İşgale kadınlar cevap verdi
‘Yeryüzündeki cennet’ sözleri ile tanımlanan Efrîn, Türk devleti ve ona bağlı güçler tarafından talan edildi. Tüm dünyanın sessiz kaldığı bu işgale karşı bugün kadınlar bir kez daha direniş sözü verdi.

FÎDAN ABDULLAH
Şehba- Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn kenti, 20 Ocak 2018’de öğleden sonra karadan ve havadan saldırıya uğradı. Türkiye işgal ordusu ve ona bağlı gruplar, obüslerle Efrîn’e saldırdı. Türk devletinin Efrîn'e yönelik saldırıları 58 gün sürdü. Saldırıların olduğu 58 günde doğa ve siviller hedef alındı. Bu saldırılar sonucunda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 500'den fazla yurttaş yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı. Dünya insanlık dışı katliamlara tanık oldu. Ayrıca Rojava Devrimi sırasında Efrîn’de geliştirilen ekonomi, tarım, sanayi ve ticaret bu saldırılardan zarar gördü. Toprakları için YPG ve YPJ öncülüğünde direnen halk, Çağın Direnişi'ni yarattı.
Direnişleriyle saldırıları boşa çıkardılar
İşgalci Türk devleti ve ona bağlı silahlı gruplar, o tarihte Efrîn'e yönelik saldırılarından önce sosyal paylaşım sitelerinde ve dünyanın gözü önünde Efrîn'i işgal tehdidinde bulundu. Ancak buna rağmen uluslararası toplum ve uluslararası örgütler bu tehditlere sessiz kaldı. Efrîn halkı, Kürt, Arap, Türkmen ve Hristiyan olmak üzere tüm bileşenleriyle tehdit ve saldırıların başlamasından bu yana direnişi sürdürmekte ısrarcı oldular ve işgali kabul etmeyeceklerini ilan ettiler. Bu kararlılık Türk devletinin planlarını boşa çıkardı.
Bu acı ve direniş dolu zamanın üzerinden 6 yıl geçti. Efrîn halkı, bugüne kadar o direniş günlerinin hiçbir anını unutmadı. Efrînli kadınlar ve Efrîn'de yaşayan farklı din ve bileşenlerden kadınlar, Çağın Direnişi’nde önemli rol oynadılar ve Türk devletinin işgal saldırılarına karşı durdular. Verdikleri mücadeleyi anlatan kadınlar, Efrîn’e geri dönecekleri günün yakın olduğunu belirtiyor.
‘Direnişin sesini kadınlar yükseltti’
Efrîn’in Şera ilçesindeki Omera Köyü'nden olan Fehîma Ehmed, “Türk devleti, küçük bir bölge olduğu için birkaç saat içerişinde ağır silahlarla Efrîn’i işgal etmeyi hayal etti. Kadınlar, işgale karşı direnişin sesini yükselttiler ve her anlamda önemli bir rol oynadılar. 7’den 70’e kadınlar direnişe katıldılar. Çoğunlukla savaşçılarımıza yemek hazırlıyorduk ve destek olarak savaş cephelerine gönderiyorduk. Ayrıca yaralılarımıza hizmet ediyorduk ve geceleri köylerimizi koruyorduk” dedi.
Kadınların mücadele ve direnişten vazgeçmeyeceklerini ifade eden Fehîma Ehmed,“NATO devletleri ve dünya, Efrîn’e saldırmaları için Türk devletiyle işbirliği yaptılar. Çünkü Türk devleti, özellikle Rusya’dan onay almazsa saldırılarını gerçekleştiremez. En ağır silahlarıyla saldırdılar. Ancak kadın ve halk direnişi o silahlardan daha büyüktür. Türk devleti, Efrîn’e yönelik saldırılarda ağır silahlar kullandı. Bu yüzden halk, Şehba’da Çağın Direnişi’nin ikinci aşamasında direniş ve mücadele kararı aldı. Türk devleti işgali altındaki Efrîn’e dönünceye kadar direnişimizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
Halk sokaklara aktı
Efrîn'in Bilbil ilçesinden olan Roşan Xelîl, 58 gün boyunca Efrîn’e yönelik saldırıların bir an olsun dinmediğini anlatarak, “Uçaklarla üstümüzden uçuyor ve saldırıyorlardı. Saldırılarda sivillere yönelik katliamlar yaşandı ve evleri talan edildi. Efrîn 'de halkın direnişi dünyada eşi benzeri olmayan bir olaydı. Bu saldırılara karşı halk alanlara çıkarak eylem ve yürüyüşlere katıldılar. Efrîn sokakları hep direniş ve mücadele sloganlarıyla süslendi. Aynı zamanda kahraman çocuklarımızın cenazelerini kitlesel olarak, zılgıtlarla uğurladık. Efrîn 'den zorla çıkarıldık. Varlığımızı soykırımdan korumak için çıkmak zorunda kaldık. Şehba’da kalmamızın nedeni Efrîn’in bir gün özgürleştirmektir” dedi.
Efrîn’e sığınan mülteciler ikinci kez göç ettirildi
Efrîn, Suriye'de yaşanan savaşın en güvenli yeri olduğu için Suriye'deki çatışmanın ortasında diğer Suriye halklarına kucak açtı. Binlerce mülteciye sahip çıktı. Bunlardan biri de Halep’in güneydoğusundaki Sifîr ilçesinden ve Arap halkından olan Lemiya Ebes. Bulunduğu ilçede yaşanan savaş nedeniyle Efrîn’e yönünü veren Lemiya Ebes, Efrîn’in güzelliğinden şu şekilde bahsetti: “Efrîn halkı bizi sevgiyle kucakladı ve evlerini bize açtılar. Efrîn bizim için güvenli bir yerdi. Yeryüzündeki cennet olarak tanınıyordu. Düşman buna tahammül edemedi. Bu yüzden Efrîn’e saldırdı. Türk devletinin işgal saldırılarına karşı Efrîn’de halkların birliği, en güçlü yanıt oldu. Biz de Efrîn halkıyla birlikte bir kez daha göç ettik ve Şehba’ya geçtik. Türk devleti işgalini kabul etmiyoruz” diye belirtti.