74’üncü Ferman ve Hafıza-4

"3 Ağustos Fermanı ne sondu ne de başlangıçtı, Ferman sırasında tüm dünya gözlerini, kulaklarını kapadı, çığlığımızı kimse duymadı. Bizler toprağın altına girmedikçe yaramız kapanmaz ve ölene kadar da yüreğimizde kalacak."

CÎLAN ROJ

Şengal – IŞİD çeteleri 10 Haziran 2014'te Irak hükümetinin kontrolündeki Musul'a saldırarak, hiçbir engele takılmadan bir gün içinde burayı işgal etti. Irak, Musul’u IŞİD’e teslim etti. IŞİD Musul'u işgal ettikten sonra bu kez KDP ve Irak’ın ortak yaklaşımı ve ihaneti sonucu 3 Ağustos 2014’te yönünü Şengal’e verdi. IŞİD saldırısından önce Şengal’de bulunan 12 bin KDP ve Irak askeri arkasına bakmadan burayı terk etti ve Êzidileri Fermana bıraktı. KDP Şengal’den çıkmadan önce halkın silahlarını topladı ve onlara bir şey olursa biz size koruruz dedi. Êzidilerin çoğu silahlarını onlara inanıp teslim etti. IŞİD’in saldırısında 12 bin KDP ve Irak güçleri Êzidileri savunmadı ve Şengal’den kaçtı. IŞİD’in saldırdığı gün Êzidiler esir düşmemek için dağlara sığındı. 

Ailesinden 8 kişiyle birlikte esir düştü

Dayê Xonav Îno Xûndo, kendisi, eşi, üç oğlu, neneleri, kuzeni ve yeğeni ile ailenin 8 üyesiyle birlikte IŞİD tarafından esir alınanlardan biri. Hikayesini dinlemek için Xonav'ın evine gittik. Anne ilk başta konuşmak istemedi ama ısrarımız üzerine Ferman gününü ve IŞİD'in eline nasıl düştüğünü anlattı.

Biz onlara inandık ama...

Dayê Xonav, IŞİD'in gelişini ve IŞİD'in eline nasıl esir düştüğünü büyük bir acı ve üzüntüyle şöyle anlattı: "IŞİD gelince biz viraja doğru gittik ama eşim annesinin yanında kaldı ve ‘annemi onlara vermeyeceğim’ dedi. Ama biz çocuklarla yürümeye başladık, üç viraj geçtik çetelerin arabaları önümüze geldi ve hemen çocukların telefonlarını ellerinden aldılar. Sonra bize 'Eve gidin, size kim dedi evlerinizi bırakıp gidin diye’ dediler. Bizi arabaya bindirip Şengal’e götürdüler. Onlara inandık ama artık onların elindeydik ve gidecek hiçbir yerimiz yoktu."

Dayê Xonav’ın dediği gibi birçok insan çetelerin sözlerine inanmışlardı ve artık IŞİD'in eline düşmüşlerdi. Çeteler onları 3 gün Şengal'de tuttuktan sonra Tilefer'e götürdü. Dayê Xonav o günleri şu sözlerle anlatıyor: "Beş altı gün Tilefer'de kaldık, durumumuz iyi değildi. Su yoktu, ekmek yoktu. Bir hafta sonra Tilefer'den Rojava'ya gönderdiler ve orada üç ay kaldık. Üç ay sonra tekrar sizi Musul'a götüreceğiz dediler. Bu kez Musul'a geldik ve yaklaşık bir ay kadar Musul'da kaldık. Daha sonra tekrardan Musul'dan Tilafer'e getirdiler."

Sadece Dayê Xonav ve eşini bırakıyorlar

Dayê Xonav ve eşi yaklaşık 8 ay IŞİD'in elinde kalıyor ve bu 8 ay boyunca çeteler onları her defasında bir yere götürüyor. Dayê Xonav ve eşi, 8 ay sonra çocuklarını IŞİD'in elinde görüyor. Dayê Xonav o günleri şu sözlerle aktarıyor: "8 ay sonra 8 Nisan 2015'te çocuklarımızın yanına kampa vardık. Bir süre sonra çeteler beni ve eşimi fidye karşılığında serbest bıraktı. Çocuklarımızı da verin dedik, hayır vermeyeceğiz dediler. Biz çocuklara gitmiyoruz dedik ama çocuklarımız gidin kendinizi kurtarın dediler."

Üç oğlunun akıbetini hâlâ bilmiyor

Fidyeyi ödedikten sonra dayê Xonav ve eşi Kerkük'e geliyor ve burada bazı kurumlar tarafından karşılanıyor. Serbest bırakıldıktan sonra bir yıl daha Güney Kurdistan’da kalıyor ve ardından Şengal’e dönüyorlar.

Ne yazık ki binlerce Ezidi gibi Dayê Xonav’da üç çocuğunun akıbetini hala bilmiyor. Serbest kaldıktan sonra üç çocuğunu bir daha hiç görememiş.

Ferman’dan sonra kırık bir kalp ile Şengal’e döndüler

Dayê Xonav’ın IŞİD'in elinde esirken gördüklerini bize anlatmasını istedik.  Dayê Xonav ilk başta o günleri konuşmak istemedi ancak kısa bir sessizlik ve ağlamanın ardından konuşmaya başladı: "Genç kadınlar gözümüzün önünde götürülüyordu. En zoru ve unutmadığım şey şu; iki çete gelip bir genç kadının elini ayağını yakalayıp götürdü, genç kadın çığlık attı. Bizi yan yana bırakmıyorlardı. İlk başta evli kadınlar ve çocuklar alınmıyordu ama bir süre sonra gelip onları da aldılar. Erkekleri de öldürüyorlardı. Şengal’de caddede bir gencin nasıl öldürüldüğünü, kanının sokağa aktığını kendi gözlerimle gördüm.”

Ferman’da hiçbir şeylerinin kalmadığını belirten Dayê Xunav, insanlarla birlikte her şeyin gittiğini ve Ferman’dan sonra kırık bir kalple Şengal’e döndüklerini söyledi.

‘YBŞ adını duyunca çok sevindik’

HPG-YJA STAR, YPG-YPJ güçleri sayesinde Şengal'in özgürleştirilmesinin ardından Êzidi toplumu, YBŞ ve YŞJ adında kendi savunma güçlerini oluşturdu. Her toplum kendini korumalı, hiçbir güce ve sisteme teslim olmamalıdır. Bu temelde Şengal artık çocukları tarafından korunuyor.

'YBŞ adını duyunca ne hissettin' sorumuzu Dayê Xonav şöyle yanıtladı: "YBŞ adını, asayiş adını duyduğumuzda çok sevindik. Eğer gücümüz olsaydı IŞİD'in eline geçmeyecektik. Biz kendimizi korumazsak bizi kimse koruyamaz."

Anne, 3 Ağustos Fermanı’nın ilk olmadığını, Ferman sırasında tüm dünyanın gözlerini, kulaklarını kapattığını, çığlıklarını kimsenin duymadığını belirterek, şunları söyledi: "Biz toprağın altına düşene kadar yaramız kapanmayacaktır ölene kadar yüreğimizde kalacaktır.”

‘Büyüklerimiz fermanlardan hiç bahsetmezdi’

3 Ağustos 2014 tarihli Fermanla Êzidi toplumu için 74 ferman oldu. Ancak bunların kaydı tutulmamış ve yazılmamıştır. Dayê Xonav, büyüklerinin daha önceki fermanlar hakkında hiçbir zaman bir şey söylemediğini belirtti.

Êzidî hiçbir zaman fermanlar ile bitmez

Konuşmasının sonuna doğru Anne, “Êzidiler hiçbir zaman fermanlar ile bitmez” diyerek, IŞİD’in elindeki esir Êzidi kadınlarının özgürleştirilmesini istedi.