7 cezaevinde tecrit ağırlaştırıldı

Wan, Erzirom ve Bedlîs'deki 7 cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporda tecrit koşullarının ağırlaştığı, sağlık ve haberleşme hakkının engellendiği belirtilerek, İdare ve Gözlem Kurullarının yetkilerini kötüye kullandığı kaydedildi.

Wan- Wan Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Erzurum Oltu T Tipi Tipi, Dumlu 1 No’lu ve 2 No’lu Yüksek Güvenlikli cezaevleri, Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi, Van Yüksek Güvenlikli, F ve T Tip cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair rapor hazırladı. Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısı ile rapor açıklandı.

‘Tutsaklar muayene edilmeden cezaevine geri dönüyor’

Raporu okuyan ÖHD Wan Şube yöneticilerinden Ebru Demirtepe, ziyaret ettikleri tüm cezaevlerinde tutsakların hastaneye çok geç götürüldüğünü, bazı cezaevlerinde hastaneye sevklerin hiç yapılmadığını söyledi. Ebru Demirtepe, ağız içi araması veya kelepçeli muayene dayatmalarından kaynaklı tutukluların muayene edilmeden geri döndüklerini ifade ederek, tutsakların sağlığa erişim haklarının da ihlal edildiğini vurguladı.

‘Kitaplara kota uygulanıyor gazeteler verilmiyor’

Tüm cezaevlerinde kitap kotasının olduğunu aktaran Ebru Demirtepe, yaşanan şu ihlalleri aktardı: “Odada bulundurulan kitap sayısında 3 ile 10 kitap arası kota uygulandığı, bir çok hapishanede Kürtçe kitapların verilmediği ve hatta bazı hapishanelerde Kürtçe kitapların hiç verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Bu husus mahpusların eğitim ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamı taşıdığı görülmektedir. Yine bahsedilen hapishanelerin tamamında yasal olarak günlük yayınlanan Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün gibi gazetelerin verilmediği ve yine ulusal bazda yayın yapan muhalif TV kanallarının olmadığı, gönderilen mektupların çoğunlukla verilmediği ve hatta verilen mektupların da sansürlenerek verildiği, özellikle Kürtçe yazılan mektupların tercüme olanağın olmadığı gerekçesi ile katiyen verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Bu anlamda mahpusların haberleşme haklarının ihlal edildiği görülmektedir.”

‘Yemekler yenilemeyecek kadar kötü’

Ziyaret edilen cezaevlerinin birçoğunda yemeklerin doyurucu olmadığı ve çok az verildiğini belirten Ebru Demirtepe, “Bazı hapishanelerde yemeklerin yenemeyecek kadar kötü olduğu ve özellikle dışarıda yaşanan enflasyonun kat be kat fazlasının hapishane kantinlerinde yaşandığı ve birçok mahpusun kantindeki fahiş fiyatlardan ötürü ihtiyaçlarını gideremediği hususları tarafımıza aktarılmıştır” diye konuştu. 

‘Sosyalleşme imkanları tamamen ellerinden alınıyor’

Yüksek Güvenlikli cezaevlerinde bulunan tutsakların "sosyal yalnızlaştırmaya" maruz bırakıldığını ifade eden Ebru Demirtepe, “Pandemiyle birlikte sınırlandırılıp daha sonra sınırlandırmalar kısmen gevşetilmiş ise de 6 Şubat’ta gerçekleşen deprem ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmaktadır. Bu durum mahpusların ağır bir tecrit altında oldukları ve sosyalleşme imkanlarının tamamen ellerinden alındığını göstermektedir” dedi.

‘Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi tek kişilik’

Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nin yapısının tek kişilik olduğuna dikkat çeken Ebru Demirtepe, “Bu hapishanede ağırlaştırılmış müebbet alan tutuklular, müebbet alanlar ve süreli hapis cezası alan mahpusların tamamının tek kişilik hücre tipi odalarda tutuluyor. Mahpusların tek kişilik hücre tipi odalarda izole bir şekilde tutulmalarının hiçbir yasal dayanağı olmadığı gibi böylesi bir uygulamanın ‘Süresiz hücre cezası’ anlamına geldiğini vurgulamak isteriz" diye konuştu.

‘İdare ve Gözlem Kurulları yetkileri kötüye kullanıyor’

Koğuşlardaki aramaların amacı dışına çıktığına dikkat çeken Ebru Demirtepe, “Oda aramaları yasaklı bir şey arama amacından ziyade odaların dağınık hale getirildiği ve bütün eşyaların her tarafa saçıldığı söz konusu koğuş aramalarında mahpuslara askeri nizamın dayatıldığı mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır” dedi. İdare ve Gözlem Kurulları'nın uygulamalarına da değinen Ebru Demirtepe, şunları söyledi:

"Hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmekle bu yönetmeliğin iptali ile hapishane idari gözlem kurullarının tamamen kaldırılması veya yetkilerinin kısıtlanması ve bu uygulamaya derhal son verilmesi gerekmektedir. Hapishanelerde ‘koşullu salıverilme’ döneminde olan mahpusların ‘Hapishane Gözlem Kurulu’nun gerekçesiz kararları ile tahliyelerinin engellendiği gözlenmiştir. Bu kurullar, yargılama makamının yerine geçerek zaten cezasını infaz eden mahpusları tekrar yargılamakta ve tamamen siyasi saiklerle hareket ederek, keyfi olarak mahpusların koşullu salıverilme tarihlerinde bırakmayıp tahliyelerini ertelemektedir. Kanuna aykırı olarak uygulanan bu durumun derhal son verilmesi ve koşullu salıverilme süreleri gelen mahpusların derhal bırakılması gerekmektedir."

‘Hasta mahpuslara uygun tedavi koşulları sağlanmalı’

Ebru Demirtepe, hasta mahpusların durumuna dikkati çekerek, “Özellikle hasta mahpuslara uygun tedavi koşulları sağlanmalıdır” dedi. Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetlerinin büyük önem arz ettiğini vurgulayan Ebru Demirtepe, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu izole koşullarının ağırlaşmasına neden olmuş, pandemi tehdidi azalması ve her yerde konulan tedbirler kaldırılmasına karşın hapishanede uygulanan yasaklamaların da gevşetilmesi ve kaldırılması gerekmektedir. Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir.”