‘6 Şubat’ı bir yıldır her gün yaşıyoruz’

Antakyalı depremzedeler Döne Davulcu ve Ayşe Kaplanoğlu, bir yıldır banyo ve tuvaletin olmadığı çadırlarda aileleriyle birlikte zor koşullarda yaşadıklarını anlatarak, “Her şey daha kötüye gidiyor” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Antakya- Mereş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Antakya’da da yaralar sarılmadı yaşam hala normale dönemedi. Barınma sorununun hala devam ettiği Antakya’da, konteynırı olmayan kimi depremzedeler, yıkılan binaların enkazına kurdukları, tuvalet ve banyonun olmadığı çadırlarda zor koşullarda hayatını sürdürmeye çalışıyor.

Halkın dayanışmasıyla ayakta kalabildiği Antakyalı kadınlar, bir yıldır kaldıkları çadırlarda yaşadıkları zorlukları ajansımıza anlattı. 6 Şubat’ı bir yıldır her gün yaşadıklarına dikkat çeken kadınlar, her geçen gün durumlarının daha kötüye gittiğini anlattı.

‘Ne bebek bezini ne mamasını yetiştiriyoruz’

Depremden önce Dağ Mahallesi’nde oturan Döne Davulcu, depremde hasar alan evlerinden eşi ile sağ çıktıklarını anlattı. Depremde eşinin annesinin hayatını kaybettiğini enkaz altında kalan eşinin erkek kardeşinin de ayaklarını kaybettiğini söyleyen Döne Davulcu, depremin ardından çadırda yaşamaya başladıklarını belirtti.

Aradan geçen zamana rağmen yaşamlarında hiçbir düzelme olmadığını dile getiren Döne Davulcu, şunları aktardı: “Biz perişan olduk, herkes dağıldı. Kimseden bir yardım ya da bir destek görmedik. Benim çocuğum daha 3 aylık, eşim hurdaya gidiyor. Oradan kazandığı parayla karnımızı doyuruyoruz. Ne bezi ne de mamasını yetiştiremiyoruz. Çadırda kaldığımız için sürekli tahtaya ihtiyacımız oluyor. Tahtaları yıkık binalardan alıyoruz. Tahtaları alırken bile bize bağırıp, çağıran insanlar oluyor. Eşimin adresi ‘hasarsız’ diye bize konteyner vermediler. Ama gelip eve baktığınızda tek bir duvarı bile kalmamış durumda.”

‘Bir yıldır sadece sürünüyoruz’

Tuvalet ve hijyen ortamının olmadığı çadırda çocuk büyütmeye çalıştığını dile getiren Döne Davulcu, devletin kendilerini bir yıldır sormadığını anlattı. Yalnız bırakıldıklarını ve enkaz içinde yaşamak zorunda kaldıklarını dile getiren Döne Davulcu, şunları ifade etti:

“Burası akşamları çok soğuk. Çocuğumla zor kalıyorum. Çocuğum çok küçük. Kaç defa burada yağmurdan dolayı sel oldu. Benim çocuğumun eşyaları su altında kaldı. Burada perişan olduk, bazen eşimin aldığı parayla bazen de yardımsever insanların getirdiği bez ve elbiselerle çocuğumu büyütüyorum. Benim sakat kayınımı tedaviye dahi götüremiyorum. Devlet ona bile el atmadı, kayınımın bacağında platin var tedavi görürse yürüyebilir. Ama devlet ona bile destek olmadı. Bizler bir senedir buradayız, bizleri sadece süründürdüler. Bir senedir çadırda kalıyoruz ne tuvalet ne de temiz bir alan var.”

‘Bir el uzatmadılar’

Akşamları çocuğuna mama yaparken mum yakmak zorunda kaldığını dile getiren Döne Davulcu, “Geceleri çocuğumu bu şekilde besliyorum. Çok zor oluyor, bizler illaki el uzatırlar dedik ama bize onu da yapmadılar. Ailemiz darmadağın oldu, hayatımız kalmadı. Bir şey olur diye geceleri uyuyamıyoruz” dedi.

‘Çoğu zaman yakacak bulamıyoruz’

Aynı mahallede yaşayan Ayşe Kaplanoğlu, iki katlı evinin yıkıldığını engelli eşi ile çadırda yaşadıklarını anlattı. Konteynır taleplerine olumsuz yanıt verildiğini söyleyen Ayşe Kaplanoğlu, yaşadıkları zorlukların bir türlü bitmediğini ve koşullarının günden güne daha da kötüye gittiğini söyledi. Ne yaşanan depremi ne de sonrasında olanları hiç unutamadığını anlatan Ayşe Kaplanoğlu, şöyle konuştu:

“Ne halde olduğumuzu görüyorsunuz. Hiçbir şeyimiz yok ne battaniye ne de yakacak bir şey. Bir yıldır burada kalıyoruz. Hiçbir şeye başvuramıyoruz. Ben burada iki katlı evde kalıyordum, benim evim komple yıkıldı. Burada soba var, gece gündüz soba yakmak zorunda kalıyoruz. Çoğu zaman yakacak da bulamıyoruz. Sadece burada oturuyoruz başka hiçbir şey yapamıyoruz. Çok şükür hayattayız ama bizden daha kötü durumda olanlar var.”

Bir yıldır yaşadıklarını bir türlü unutamadığını vurgulayan Ayşe Kaplanoğlu, “O günler hala gözümün önünde. Çoğu insan unuttu ama biz hala unutamadık. Her gün enkaz içinde yaşıyoruz” dedi.