3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı: Birliğimizi sağlayacağız
3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı’na katılan Kürt siyasetçi Muazzez Orhan, “Biz Kürt kadınları her alanda öncülük yaptığımız gibi ulusal birlikte de öncülük misyonumuzu yerine getirerek, birliğimizi sağlayacağız” dedi.

ARJÎN DİLEK ÖNCEL
Amed- Kürt kadınların, ulusal birlik ve demokratik toplum için çalışmaları hız kazandı. 18 Mayıs’ta Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) tarafından Amed’de düzenlenen ve iki gün süren “1’inci Kürt Kadın Parlamenterler Konferansı”nın ardından bu kez Kürt Kadın Birliği Platformu, “Bi yekitiya jinên kurd, ber bi yekitiya neteweyî ye/ Kürt kadın birliğiyle ulusal birliğe doğru ilerliyoruz” şiarıyla iki gün sürecek olan (21-22 Haziran) 3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı’nı gerçekleştirdi.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) salonunda yapılan konferansa, Kürdistan ve Türkiye’den çok sayıda kadın katıldı. Kadınların konferansa ulusal kıyafetleriyle katılması dikkat çekti.
Konferans ikinci gününde devam ederken, kadınlar konferansın önemine vurgu yaptı. Ulusal birlik ve demokratik toplumun inşasında kadınların rolünün tartışıldığı konferansta kadınlar, barış süreçlerinde kadınların rolünü konuştu.
Konferansa katılan kadınlardan Kürt siyasetçi Muazzez Orhan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na işaret ederek, çağrıyla birlikte tarihi bir sürece girildiğini söyledi.
‘Onurlu toplumsal barışa ihtiyaç var’
“Sayın Abdullah Öcalan’ın barış çağrısı bizler için tarihi ve yaşamsal bir öneme sahip” diyen Muazzez Orhan, savaşlarda en büyük bedeli kadınların verdiğini ifade etti.
Onurlu toplumsal bir barışa ihtiyaç olduğunu ve bu barışın da Abdullah Öcalan’ın çağrısında yattığını söyleyen Muazzez Orhan, “Ortadoğu bir savaş alanına dönmüş durumda. Çünkü Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor. Kapitalist emperyal güçler Ortadoğu’yu kendi istedikleri şekilde dizayn ediyor. Burada en büyük zararı halklar görüyor ve halklar içinde en büyük zararı yine kadınlar görüyor. Biz kadınlar için barış bu nedenle çok önemli” dedi.
‘Savaşların önüne geçecek olanlar yine kadınlardır’
Yaşanan savaşın kapitalist modernitenin savaşı olduğunu ifade eden Muazzez Orhan, “Savaşların karşısında demokratik modernite hayat bulursa savaşlar, krizler son bulacaktır. Bunun için de halklar arasında bir barışa ihtiyaç var. Demokratik toplumun inşası barışı getirecektir. Bütün mesele toplumun demokratik ilkeler çerçevesinde ortak yaşamı inşa etmesi. Dünyayı yöneten emperyalist güçler, ulus devletler kendi çıkarları çerçevesinde soruna yaklaşıyor. Bu savaşların temelinde insan hakları yok, kadınlar yok, çocuklar yok. Tamamen iktidar savaşları. Bu savaşların önüne geçecek olanlar ise yine kadınlardır” diye belirtti.
Muazzez Orhan, “Bu nedenle bu barış süreçlerinde, demokratik toplumun inşasında kadın misyonu büyük bir öneme sahip” dedi.
‘Kadın özgürlüğü çerçevesinde bir yaşamı hayata geçirmek gerekiyor’
Savaşların yıkım demek olduğunu söyleyen ve İran-İsrail savaşına işaret eden Muazzez Orhan, “Bu savaş, Ortadoğu dizaynındaki gelişmelerin bir parçası. Şimdi İran, belki bir sonrakinde sırada Türkiye olacak. Bu yeni bir tespit değil, yıllardır bu yönde öngörüler vardı. Ortadoğu’nun dizaynı son aşamalarına gelmiş durumda. Yaşananların önüne geçilebilir mi, evet geçilebilir. Bunun için de Üçüncü Yol perspektifi dediğimiz, halkların ortak, bir arada, eşitçe barış içinde yaşaması hayata geçirilmeli. Yani tekçiliğe karşı, çoğulcu bir anlayışı, komünal bir yaşamı, eşit bir yaşamı özellikle de kadın özgürlüğü çerçevesinde bir yaşamı hayata geçirmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Devlet hala ciddi adımlar atmadı’
Muazzez Orhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “3’üncü yol bir alternatiftir. Yeter ki halklar bu yola inansın ve adım atsın. Bugün Türkiye’de yürüyen bir süreç var, bu sürecin henüz adı konulmuş değil. Sayın Öcalan bir çağrı yaptı. Bu çağrı karşılık da buldu. Hala Türkiye’de iktidar ve devlet bu çağrıya denk düşecek, halkların birlikte yaşamının önünü açacak, barış ve demokratik toplumun önünü açacak ciddi adımlar atmadı. Elbette ki devletin atması gereken adımlar çok önemli. Çünkü halk onlara güvenmiyor. Daha önce de bazı süreçler yaşandı ve çatışma ile sonlandı. Ama bu tarihi fırsat kaçırılmamalı. Çünkü İran savaşı başladı. Bu savaş Suriye’de onlarca yıl süren savaş gibi olabilir. Peki bu savaş kime kazandırdı? Suriye’ye büyük kayıplar yarattı. Orada başta kadınlar olmak üzere, halklar büyük acılar yaşadı, bugün ki İsrail İran savaşında da benzer şeyler yaşanabilir.”
‘Yasal, hukuki ve siyasal adımlar atılmalı’
Savaşların kadınlara yönelik suçların artması anlamına geldiğini vurgulayan Muazzez Orhan, “Bir an önce adımlar atılmalı. Halkın kabul edeceği, görünür, onları tatmin edecek, yasal, hukuki ve siyasal adımlar atılmalı” dedi.
Türkiye toplumuna da çağrı yapan Muazzez Orhan, halkların savaşa dur demesi gerektiğini söyledi. Meclis’in de sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirten Muazzez Orhan, “Tüm taraflar sorumluluk almalı ve Meclis hukuki ve siyasi adımların atılması için rolünü oynamalı” diye belirtti.
‘Süreçlerin öncülüğünü yapıyoruz’
Son olarak 3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı’nın Kürt ulusal birlik çalışmaları için önemli olduğunu söyleyen Muazzez Orhan, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Biz Kürt kadınları olarak bugün ulusal birlik konferansımızı gerçekleştiriyoruz. Kadınlar yaşamın öncüsüdür, yaratıcısıdır, var edicisidir. Bu nedenle bu süreçlerin öncülüğünü yapıyoruz. Kürtlerin ulusal birlik inşası da tarihidir. Çünkü 100 yıl önce Kürtler parçalandı, sömürüye maruz bırakıldı. Biz Kürt kadınları her alanda öncülük yaptığımız gibi ulusal birlikte de öncülük misyonumuzu yerine getirerek, birliğimizi sağlayacağız. Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu halklarının demokratik bir ortamda Üçüncü Yol dediğimiz Konfederal sistemde bir arada yaşamını inşa edeceğiz.”