3 çocuğunu savaşta yitirdi cezaevinde kaldı barıştan vazgeçmedi
Üç çocuğu PKK’ye katılıp yaşamını yitiren, kendisi de uzun yıllar cezaevinde kalan Meryem Soylu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısından duyduğu memnuniyeti anlatarak, “Barış umudu bu acılara karşı beni ayakta tutuyor” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed – Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı Heyeti aracılığı ile 27 Şubat’ta açıkladığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" gündemdeki yerini korurken, çağrı sonrası Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) öncülüğünde başlatılan halk buluşmaları devam ediyor. Savaş süreçlerinde büyük bedeller ödeyen anneler ise kapı kapı gezerek yapılan çağrıyı topluma anlatıyor.
Kızıyla vedalaşamadı
Onurlu bir barışın sağlanması için uzun yıllardır mücadele içerisinde olan 70 yaşındaki Meryem Soylu, cenaze ve taziyelere katıldığı için toplamda 10 yıl cezaevinde tutuklu kaldı. Sağlık sorunları ve ilerleyen yaşına rağmen tahliye edildikten sonra çalışmalarına kaldığı yerden devam eden Meryem Soylu, yargılandığı başka bir davadan da ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Bir dönem hem kızı hem de torunuyla tutuklu kalan Meryem Soylu’nun üç çocuğu da farklı tarihlerde PKK’ye katıldı ve sadece kızının cenazesi doğduğu topraklarda defnedilebildi. Cezaevinde olduğu için yaşamını yitiren kızıyla vedalaşamayan Meryem Soylu, iki oğlunun cenazesini ise yıllardır arıyor.
‘Hiçbir gencin ölmesini istemiyoruz’
Yaşadığı acılara rağmen barış mücadelesini sürdürmeye devam eden Meryem Soylu, “Kürt halkının da birlik içerisinde bu sürece destek vermesini istiyorum. Bu savaşın en sonunda barışla taçlanacağına inanıyorum. Ne pahasına olursa olsun barış istemeye devam edeceğiz. Biz anneler olarak barış sürecinin arkasındayız. Bu süreç bir yandan bizi hüzünlendirirken, bir yandan da mutlu ediyor. Bu halk çok büyük bedeller verdi, çok kayıp verdi. Ama yine de mücadele içerisinde olmaya devam ediyoruz. Biz her daim barış dedik ama onlar barış adı altında binlerce insanı katletti. Biz artık hiçbir gencin ölmesini ve bu halkın üzülmesini istemiyoruz” ifadelerinde bulundu.
‘Tek taraftan bakılarak barış sağlanmaz’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına devletin bir an önce yanıt vermesini isteyen Meryem Soylu, “Diğer taraf bu çağrıyı konuştuğunda ‘peki ya şehitler’ diyor. Bizim hiç şehidimiz, hiç bedelimiz yok mu? Biz bu yolda, bu süreçte en değerlilerimizi, çocuklarımızı kaybettik. Bu şekilde tek taraftan bakarak barışı sağlayamazlar. Biz çocuklarımızın kemiklerini dahi bulamadık. Bunu herkesin net bir şekilde anlaması gerekiyor. Savaş ne kadar sürerse sürsün süreç masada bitecek. Bu nedenle devletin yapılan çağrıya uymasını ve ona göre adım atmasını istiyorum. Devlet savaş politikalarından vazgeçmelidir. Eğer hem burada hem de Rojava’da saldırılar devam ederse bu ateşkesin bir anlamı kalmıyor. Barış iki taraflı olmalı ve silahlar susturulmalıdır” diye belirtti.
‘Çağrıyı bütün topluma anlatacağız’
Kendi hikâyesinden yola çıkarak yaşadığı acılara rağmen barışın ve halkın kendisine umut verdiğini, ayakta tuttuğunu söyleyen Meryem Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz cezaevinde de kaldık, çocuklarımızı kaybettik ama buna rağmen her daim barış dedik. İnsanlar katledilmesin, kan akmasın dedik. Barış eli bu sefer katliamla sonuçlanmamalı. Sayın Öcalan birçok kez barış çağrısını yeniledi ama hep kanla cevap verdiler. Onların da artık bu süreci görmesi ve mantıklı adımlar atması gerekiyor. Bedelse en büyük bedeli verdik. Bu savaşın sonu yok, illaki barış hayata geçmeli. Bu çağrı bütün halklar için büyük bir fırsat. Halklar da bu süreçte ne olursa olsun birlik olmalıdır. Halk birlik olduğu zaman bu süreç amacına da ulaşacak. Hepimiz bunun bilincinde olalım ve buna göre adım atalım. Biz bu çağrıyı bütün topluma halka anlatacağız.”