25 Kasım’a doğru: Şiddetsiz bir dünya mümkün!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında çalışmalara başlayan kadınlar, “Şiddetsiz bir dünya” diyerek sokak sokak farkındalık çalışması yürütecek.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Mirabel Kardeşler, Patria, Minerva ve María Teresa 30 yıl boyunca Dominik Cumhuriyet’ini yöneten Rafael Trujillo’ya karşı büyük bir mücadele sergilediler. İsimlerini tarihe not düşen 3 kadın, mücadele ettikleri erkek egemen zihniyet tarafından 1961 yılında katledildiler. Mirabel kardeşlerin anısına, 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edildi. O günden bu yana her yıl 25 Kasım günü dünyanın birçok yerinde alanlara çıkan kadınlar, şiddetsiz bir dünya için mücadele ediyor.

Bu mücadelenin büyük bir kararlılık ile devam ettiği Amed’de de kadınların 25 Kasım hazırlıkları başladı. Yoğun bir haftaya girecek olan kadınların programı dolu dolu geçecek.

 Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) çatısı altında bir araya gelen Amedli kadınlar, ortak bir program hazırlarken etkinliklerin startını 20 Kasım günü verecek. Bir hafta boyunca sahada çalışma yürütecek olan kadınlar, 25 Kasım günü de bir yürüyüş gerçekleştirecek.

Final yürüyüşle olacak!

25 Kasım haftasının dolu dolu geçeceği bilgisini veren DAKAP üyesi Ezgi Sıla Demir, etkinliklerin tutuklu kadınlara kart gönderimi ile başlayacağını söyledi. Finalin de her sene olduğu gibi yapılacak yürüyüşle olacağına değinen Ezgi Sıla Demir, platformun ortak programı dışında her kurumun kendi özgün programlarının da olduğuna dikkat çekti. Bu kapsamda kentte etkili ve yoğun bir çalışmanın yürütüleceğine dikkat çeken Ezgi Sıla Demir şu aktarımlarda bulundu:

“Çalışmalarımızın startını 20 Kasım günü basın açıklaması ile hep birlikte vereceğiz. Hafta boyunca kadın buluşması ve mahalle buluşmalarında yer alacağız. Kadınlarla sohbet edip, kadına yönelik şiddete dair farkındalık çalışması yürüteceğiz. Bu bir haftalık programın ardından da 25 Kasım günü Diyarbakır’daki şiddet raporunu kadınlarla birlikte ortak bir şekilde açıklayacağız. Yine film gösterimi ve broşür dağıtmaları olacak. Çalışmalarımızın finalini de 25 Kasım günü yapmayı planladığımız yürüyüşle yapacağız.”

‘Dünden bugüne direniş miras kaldı’

Mirabel kardeşlerden bu yana kadın mücadelesinin aralıksız bir şekilde devam ettiğine ve şiddete dur dediğine yer veren Ezgi Sıla Demir, “25 Kasım biz kadınlar için çok önemli bir gün, Mirabel kardeşler muhalif kimlikleri ve kadın duruşları nedeniyle katledildiler. O günden bugüne var olan şiddet biçim değiştirse de kadına yönelik bütün mekanizmalar yine aynı işliyor ama mücadele daha da güçlenerek bugünlere gelmiş durumda. Oldukça uzun yılların birikimi ve bir mücadele kültürü var. Özellikle bölgemizde bu mücadele her alanda kendini gösteriyor. Bu mücadele her ne kadar baskılarla susturulmak istense de aktif bir şekilde devam ediyor” açıklamasında bulundu.

‘Sokakta şiddete karşı farkındalık yaratacağız’

Platform olarak artan şiddet türleri karşısında mücadeleyi genişleterek çalışma yürüteceklerinin bilgisini veren Ezgi Sıla Demir şunları söyledi: “Günümüzde şiddetin çok biçimli ve farklı kategorileri var. Kadınlar hem fiziki hem psikolojik hem de dijital şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Yine ekonomik şiddetin de en büyük zorluğunu kadınlar ile çocuklar yaşıyor. Daha fazla çalışma yürütüp farkındalık yaratmak zorundayız. Biz kadınların üzerine düşen budur. İçinde bulunduğumuz platformlarda çalışmalar yürüterek bu şiddeti her alanda teşhir edeceğiz.”

‘Kadınlar kamusal alanda birçok şiddet türüne maruz bırakılıyor’

KESK olarak hem platform hem de kendi özgün programları kapsamında 25 Kasım haftası boyunca alanlarda olacaklarını belirten Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Duygu Özbay, yoğun bir programla 25 Kasım finaline gideceklerini aktardı. 25 Kasım ve 8 Mart gibi anlamlı günlerin var olan mücadeleye daha yoğun bir güç ve farkındalık yarattığına yer veren Duygu Özbay, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kurumsallaştırmaya çalışan siyasal iktidar, kadın kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bunu İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden yine 6284 sayılı yasanın etkin uygulamamasından görüyoruz. Bu politikalar 2022 yılında 340 kadının erkekler tarafından katledilmesine neden oldu. Bu katliamlar faillerin cezasız bırakılması ile daha da artıyor. 25 Kasım’da aslında bütün bu militarist, tekçi ve cinsiyetçi politikalara karşı kadınların birlikte mücadele etmesi için çok anlamlı bir gün. Çünkü şiddetin biçiminin değiştiği bu dönemde bir araya gelerek güçlü bir söz kurabilmek kadın mücadelesi açısından çok önemli” sözlerini kullandı.

‘Kurnaz erkekliğe karşı bin yıllar süren bir mücadele var’

Kadınların bugün kamusal alanlarda çeşitli şiddet türüne maruz kaldığını belirten Duygu Özbay, kendilerinden geri alınan kazanımları ile yola devam edeceklerini söyledi. Bu konudaki ısrar ve kararlılıklarının her zamandakinden daha büyük olduğuna dikkat çeken Duygu Özbay, “Bizleri yok sayan politikalara karşı her daim dayanışma içerisinde olacağız. Öncelikle İstanbul Sözleşmesi şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını ispat eden büyük bir kadın kazanımıydı. Bu feshi de asla kabul etmiyoruz. Kadınları koruyan yasal politikaların bir an önce devreye sokulması gerekiyor. Biz biliyoruz ki bugün seçimi kazanan siyasal iktidar, kadın düşmanlığı ekseninde bir araya gelerek seçimi kazandı. Bu aslında tarihsel bir mücadele, karşımızda 5 bin yıllık bir erkeklik kültürü var, sadece bu değil kurnaz bir erkeklik de var. Biz buna karşı çok uzun süredir mücadele ediyoruz. Kadınlardan aldığımız güçle mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.