Sabine Maalouf: Lübnan’da kriz derinleşiyor
Lübnan’da ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşiyor. Pandemi sürecinde 8 bini aşkın orta ve küçük işletme kepenk kapattı, ve onbinlerce yurttaş işsiz kaldı. Coğrafik konumundan ötürü dış ticaretin yoğun olduğu ülkede her geçen gün Lübnan yerel para birimi değer kaybederken bunun yurttaşların cebine yansıması ise alım gücünün düşmesi oluyor. Profesör ve Finans/Bankacılık Yasaları Araştırmacısı Doktor Sabine Maalouf ile derinleşen ekonomik krizi konuştuk. Sabine Maalouf, yetkililerin derhal kolları sıvaması gerektiğini söyleyerek, krizin önünü almak için parçalı kararlardan ziyade bütünlüklü kararların alınması gerektiğini savunuyor.
CAROLİNE BAZZİ
Lübnan - Lübnan son 150 yılın en kötü ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Felaket aşaması olarak isimlendirilen bu gidişat ile birlikte gıda ve temel ihtiyaçlardaki yüksek fiyatlar, ilaç-sağlık ürünlerinin ulaşılamazlığına kadar uzanıyor. En son olarak ise akaryakıt almak için otoyollarda uzun kuyrukların oluşmaya başlamasıyla gelen tehlikeyi işaret ediyor. Benzin kuyrukları sadece vatandaşı aşağılamakla sınırlı kalmayıp, bu kuyruklarda yaralanmalar, ölümler de meydana geliyor. Son olarak bir benzin istasyonunda meydana gelen trafik kazasında aynı aileden 6 kişi yaşamını yitirmiş, yaşamını yitirenler arasında anne ve 4 kızı bulunuyordu. Lübnan’da ekonomik krizin kötü bir hale geldiğini ve bunu ülkeyi yönetenlerin vicdanlarını sorgulaması gerektiğini belirten Profesör ve Finans/Bankacılık Yasaları Araştırmacısı Doktor Sabine Maalouf ile konuştuk.
“Önlemler alınsaydı bu duruma gelinmezdi”
Lübnan’daki ekonomik gidişatın gün gün kötüye doğru gittiğine dikkat çeken Sabine Maalouf, parlamento tarafından çıkarılan yasaların yeterli olmadığını belirtti. Ekonomik krizin Lübnan sistemiyle alakalı olduğunu ifade eden Sabine Maalouf, “Uluslararası toplum olarak kriz uzun süredir var. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu da dahil olmak üzere defalarca bu gerçeğe ulaşacağımız konusunda uyarıda bulundular, ancak bugün olduğu gibi ülke otoriteleri bunu inkar ediyordu ve o zaman gerekli önlemler alınsaydı bu duruma gelinmezdi” dedi.
“Böyle gidersek tam bir çöküş yaşanacak”
Yetkililerin çöküşün önüne geçmek için önleyici tedbirleri alabileceğini kaydeden Sabine Maalouf, “Ancak Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun raporlarını bugün de olduğu gibi kayıtsızca ele aldılar. Siyasi sınıf, ne önce ne de şimdi ve aynı kalırsa yakın gelecekte de bir şeyin değişeceğini düşünmüyorum, böyle devam edersek tam bir çöküş yaşanacak” uyarısında bulundu.
“Kemer sıkma önlemleri zorlaştı”
Sabine Maalouf, ekonomik krizi aşmaya dair finansman kartların dağıtıldığını söyleyerek, şu sözleri dile getirdi: “Finansman kartı konusunda bu bir çözüm değil ve diğer tüm önlemler gibi yürütülebilir olmayacaktır, çünkü Dünya Bankası'nın 246 milyon dolar ile finanse ettiği kart uygulanmadı, Dünya Bankası gecikmenin sebebinin Lübnan devletinin anlaşmaya uymaması olduğunu söyledi. Burada finansmanı güvence altına alınmış bir karttan bahsediyoruz, peki Maliye Bakanı'nın dediğine göre henüz finansmanı güvence altına alınmamış ve verileri henüz mevcut olmayan bir karta ne dersiniz? Ffinanse edilene ve dağıtılana kadar hiçbir içeriği yok, ekonomik durum başka yerde ve daha fazlası. Krizlerde, savaşta ve bugün ödediğimiz fiyatlar yarın daha pahalı ve dün daha ucuz ve biz de bunu söylüyorduk zaten. 2019'dan bu yana yani iki yıl önce uygulanabilecek kemer sıkma önlemleri bugün daha da zorlaştı. Biz bir devletin kalıntılarıyız ve bu kalıntılar ölüyor, bunun farkında olmamız gerekiyor.”
“Sağlıklı ve kalıcı bir hükümet kurulamıyor”
Bugün sağlıklı ve kalıcı bir hükümet kuramamanın ekonomik gerçekle yüzleşme korkusu ile de bağlantısı olduğunu düşündüğünü belirten Sabine Maalouf, çöküşe katkıda bulunan hiçbir siyasi kliğin bu krizle yüzleşemeyeceğinin altını çiziyor. Sabine Maalouf, “Dünya Bankası Haziran ayı başında, Lübnan'ın maruz kaldığı şiddetli ekonomik ve mali krizin, 150 yıldan fazla bir süredir dünyanın tanık olduğu en kötü krizlerden biri olarak sınıflandırılacağını duyurdu. Lübnan krizinin derinliği ile IMF çözüm olabilir mi? Dünya Bankası'nın tanımladığı kriz, hayır diğer krizlere benziyor, ancak en kötü krizden daha beteriz. Özellikle bu kriz doğrudan bir savaştan veya doğal bir felaketten kaynaklanmadığı için aslında bunu kötü yapan etmende budur” şeklinde konuştu.
“En temel sermayesini yitirmiş yozlaşmış bir ülkeyiz”
Lübnan'daki sosyal derecelendirmenin değiştiğine işaret eden Sabine Maalouf, “Örneğin üst orta sınıf bir alt orta sınıf haline geldi ve alt orta sınıf ortadan kalktı ve orta sınıf ortadan kaybolduğunda tüketicilerin de yaygın olarak bildiği bir husus olan ekonomik hareketlenme yani alım gücü azalır. Bugünkü kriz, durgunluğun ve tüketimin olduğu bir ekonomik kriz değil, otuz yıldır altyapısını kuramayan, otuz yıldır elektrik sektörü gelişmeyen, en temel sermayesini yitirmiş yozlaşmış bir ülkeyiz. Yaşamın gereklerini, dolayısıyla tüketime muktedir sınıf bile kaliteli hizmet ile kaliteli hizmet alamayacaktır. Lübnan'da ortalama yaşam süresine yansıyacak, değişen bir yapı var, sosyal, demografik, ekonomik ve finansal bir yapı var, çöküş her şeyi etkiliyor” sözleri ile yaşananları gözler önüne serdi.
Bankacılık sistemleri yolsuzluğun bir başka yüzü
"Bankacılık kurumları, düzenleyici kurum ve denetim komitesi olarak ve bankacılık sektörü olarak devletteki yolsuzluğun diğer tarafını bize gösteriyor” diyen Sabine Maalouf, "Zamanla kayıplar artıyor ve hepimiz sorumluluklarımızla yüzleşmeliyiz, krizlerde pes etmek bir çözüm değildir, çünkü çözümlere ulaşmak için tüm sisteme karşı hareketler ve baskılar olması gerekir" dedi.
“Karar verme cesaretine sahip bir hükümet kurulmalı”
Sabine Maalouf, IMF'ye gitmenin gerçeklikten daha zor olacağına inanmıyor ve ekliyor: "Paralel bir kurtarma planı çerçevesinde desteğin kademeli olarak kaldırılması, ekonominin canlandırılması, kamu borcu sorununun çözülmesi ve atık kaynaklarına el konulması. Yolsuzluk, kaçakçılık, elektrik ve böylece doların fiyatını düşürmeyi başardık, ancak bu şu anda hiçbir çözüm olmadığı anlamına gelmez. Her zaman planlar vardır, ancak planı hazırlamak ve uygulamak için gereken zaman, eğer öyleyse bir anlaşmaya varılır ve siyasi hedefler ne olursa olsun her düzeyde yetkin bir hükümet kurulur. Hükümetin uzmanlardan oluşan bir hükümet olması yetmez, karar verme cesaretine sahip uzmanlardan oluşan bir hükümet olması yeterlidir ve gereklidir.”
Gelecek yeni hükümetin ekonomiyi canlandırmak ve krizin ucundaki tüneldeki beyaz ışığı görebilmek için partizanca tavırlara gerek duyulabileeğinin işaretini de veriyor Sabine Maalouf.