Lice’de kurduğu sera geçim kapısı oldu

Lice’nin Daralan köyünden yıllar önce göç etmek zorunda kalıp Mersin’e taşınan ve burada yıllarca mevsimlik işçi olarak çalışan Hüsna Dolan, bir yıl önce geri döndüğü köyünde sera kurdu. Biber, domates, fasulye ve salatalık gibi sebzeler yetiştiren Hüsna, elde ettiği ürünleri de market ve pazarlara satıyor.

 

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed – Amed’in Lice ilçesine bağlı Daralan (Comelaş) köyünde yaşayan Hüsna Dolan 90’lı yıllarda köylerinin yakılması ile Mersin’e göç etmek zorunda kalıyor. Burada yıllarca başka seralarda yevmiye usulü ile çalışarak geçimini sağlayan Hüsna, yıllar sonra köyüne tekrar dönerek burada sera kurmaya karar verir. Yaz-kış demeden ailesi ile birlikte köydeki tarlalarında kurdukları serada domates, biber, fasulye ve salatalık gibi sebzeler yetiştiren Hüsna, şimdilerde kendi işinden kazandığı parayla geçimini sağlıyor.

“Kendi işimizi kurduk”

Bir yıldır geldikleri köyde tüm gün serada çalışan Hüsna, başka insanların seralarında çalışmak yerine kendi işini yapmaya karar verdikten sonra köye yerleştiğini ifade ediyor. Mersin’de yevmiye usulü yıllarca çalıştığını kaydeden Hüsna, “Biz Mersin’de kaldığımızda da yine aynı meyve ve sebze seralarında çalışıyorduk. Seralarda biber topluyordum. Yıllarca bu şekilde çalıştık. En son orada başkasının çalışanı olacağımıza, köyümüz var, toprağımız var, orada iş yapalım dedik ve buraya geldik. Burada sera kurduk.  Kendi işimizi yapıyoruz, kendi paramıza kazanıyoruz ve kafamız rahat” diyerek, emeğinin karşılığını da bu şekilde aldığını belirtiyor.

“Seralardan yetişen ürünleri pazarlara satıyoruz”

Ürünlerini Lice ve Bingöl pazarına satan Hüsna, ürünlerden gelen parayla hem seranın hem de kendi ihtiyaçlarını karşılıyor. İşlerini bu şekilde geliştirdiklerini kaydeden Hüsna, ürünlerini nasıl sattığını şu sözlerle anlatıyor: “Serada salatalık, domates, biber ve fasulye ektik. Burada seradan çıkan ürünleri kendimiz toplayıp marketlere veriyoruz. Ya da kendileri bizi arayıp ‘şu kadar kilo getirin’ diyorlar, ona göre ürünleri hazırlıyoruz. Yada kendimiz sebzeleri götürüp marketlere, pazara satıyoruz. Satışımız sonrasında geri kalan kasaları da Bingöl’de hale götürüyoruz.  İşimiz bu şekilde yürüyor.”

“Seracılık işinin zorlukları çok” 

Zor olmasına rağmen işlerini severek yaptıklarını belirten Hüsna, kendilerini en çok sıcak havanın zorladığını dile getiriyor. Her gün düzenli olarak seradaki sebzelerin bakımı ve budamasını yapan Hüsna, emeğiyle kazandığı paranın kendisine büyük mutluluk verdiğini söylüyor. Hüsna, “Seracılık işi çok zor, biz çalışırken çok yoruluyoruz. Bu işin dolaması, budaması ve ürünlerdeki otu toplamak var. Ekmek kolay kazanılmıyor tabi ki… İnsanın kendi parasını kazanması, kendi emeğiyle bir şey yapması çok güzel bir duygudur. Başkasına gidip yevmiye ile çalışacağımıza kendimize çalışıyoruz. Başkasının tarlasında ne dinlenme var ne de bir hastalık olduğunda izin. Ama burada kendi iznimizi de kendi saatlerimizi de biz kuruyoruz” sözleri ile işlerine kendilerinin yön verdiğini ifade ediyor.