Afganistan'da çalışan kadınlar defalarca sömürülüyor
Afganistan Ulusal İstatistik ve Bilgi Kurumu’nun kadınların erkeklere göre çalışma yaşamı alanındaki yerinin 2020 yılında yüzde 40 olacağı öngörüsü sadece raporlarda kaldı.
BAHARİN LEHİB
Kabil - Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Afganistan'da 2010'da yüzde 15 ve 2015'te yüzde 19 olan kadınların iş gücüne katılım oranı, 2020 itibarıyla yüzde 22'ye yükseldi. Afganistan Ulusal İstatistik ve Bilgi Kurumu'nun (NSIA) 2009'da paylaştığı verilere göre devlet kurumlarında yeni iş alımlarında kadınların işe alınma oranı, erkeklere göre daha yüksekti.
NSIA, aynı büyüme hızı devam ederse 2020 yılına kadar hükümetin işe alımlarında kadınların oranının yüzde 40'ı aşacağı tahmininde bulunmuştu. “Bulunmuştu” diyebiliyoruz çünkü bunların hepsi geçtiğimiz yıl Ağustos ayında ülkenin yönetimine Taliban tarafından el konulmasından sonra tersle yüz oldu. Şu anda çalışma yaşamında kadın ve işçi kadınların haklarından bahsetmek çölde vaha misali gelebiliyor Afganistan için.
Taliban ile her şey değişti
2020 itibarıyla Taliban yönetime geldiğinde Afganistan Meclisi’nde kadın vekil sayısı oranı yüzde 27 iken, bakanlıklardan, elçiliklere, büyükelçilere iş pozisyonlarında politikada yer alan kadınların ayağı “birden kesildi”. Kadınlar bakanlık binalarının dahi kapısından içeri alınmadı.
Ülke Taliban’ın yönetime gelmesiyle sadece bir yönetim krizi, politik krizle yüz yüze kalmadı ekonomik krizi de beraberinde getirdi yönetim krizi. Kadınların insan hakları sorunsalı, eğitim, iş hayatına katılım gibi hayati sorunları da cabasıyla ve misli mislini getirdi elbette.
Son 20 yılda aslında kadınlar dişleri ile tırnakları ile kazıya kazıya ekonomi yaşamında kendilerine zar zor yer edinebilmişti. Üretimden-fabrikalardan, tarlalara, seracılıktan, bilim-teknolojiye, spora iş alanlarındaki yerlerini almışlardı. Taliban’ın öncesinde zaten erkeklerden daha az ücret alan kadınlar artık tırnakları ile kazıdıkları işlerinden de oldu. Kadınlar bıçak kesiği gibi çalışma yaşamından atılmaya başlandı.
İşi olduğu için kendisini şanslı sayıyor
Sekiz çocuk annesi ve bir işçi olan Hanifa Hosseini, "En büyük oğlum Taliban gelmeden önce metal işçisi olarak çalıştı, Şimdi ekonomik kriz yüzünden işini kaybetti. Babası da yaşlı ve çalışamıyor. Hepsi okul öğrencisi olan kızlarım, Taliban'ın gelişiyle birlikte evdeler, okula gidemiyorlar. Bu yüzden bu fırında diğer üç kadınla birlikte fırın işçisi olarak çalışmaya başladım” diyor. Hiç bir güvencesi olmadığını, uzun saatler çalıştığını ancak yine de evine ekmek götürdüğü için kendisini “şanslı” saydığını da ekliyor sözlerine.
Çalıştığı için aşağılanıyor
“Ekonomik durumumuz iyi değil” derken açlıktan ölmemeye çalıştıklarını söylemek istiyor aslında Hanifa. “Taliban çalışan kadınları düşük-düşkün kadınlar olarak görüyor, dilenci gibi görüyor. Ama biz dilenmiyoruz, alnımızın teriyle hayatımızı kazanmaya çalışıyoruz. İşe başladığımdan beri aşağılanıyorum sırf çalışmayayım diye yapıyorlar ama çalışacağım, mecburum” diyor.
Ancak Hanifa Hosseini, hayatındaki tüm zorluklara rağmen, az çok işi olan ve yoksulluğu nedeniyle elini avcunu açmak zorunda kalmamaktan, bileğinin hakkıyla para kazanmaktan da gururlu olduğunu söylüyor. Hanifa, yoksulluğu hatırlatıyor bizlere, “Kabil’in dört bir yanında kadınlar ve çocuklar dileniyor sayıları her geçen gün artıyor” derken buna Taliban’ın neden olduğunun da altını çiziyor.