Şengal’de kadınlar yaşamı emekleriyle örüyor

Şii kökenli Heyfa Qasim, Êzidî kadınlarla el ele vererek, ekonomik özgürlüğünü elde etmek için sadece kadınlara hitap eden iş yerini açtı. Heyfa Qasim, ferman günlerinde de güzel günlerde de kadın dayanışması ile ayakta kaldıklarını söylüyor.

VIYAN SEÎD

Şengal – Yaşanan kıyım ve fermanın ardından Şengal’de hayatı yeniden örme görevini kadınlar omuzladı. Şengal’de ferman öncesinde farklı mezhep ve dinler bir arada yaşarken, Şengal halkının çok küçük bir kısmı kentine dönebildi. IŞİD’in Şengal’de hedef aldığı kesimlerden bir tanesi de Êzidî halkı ile yüzyıllardır birlikte yaşayan Şiiler olmuştu. Katliamdan kurtulanlardan Heyfa Qasim, Şengal’in ve Şengal halkının çok değiştiğini söylüyor. Olumlu değişimlerin de söz konusu olduğunu söylerken, artık Şengal’de kadınların küçük görülmediğini ve toplumsal yaşamın merkezinde olduğunu anlatıyor. Ekonomik özgürlüğünü sağlamak için sadece kadınlara hitap eden giyim, kozmetik, el işi ürünleri dükkanı açan Heyfa Qasim, Êzidî kadınların destek ve yardımlarıyla iş yerini açabildiğini anlatıyor.

“Êzîdi kadınların desteğiyle işyerimi açtım”

Ferman öncesinde de Şengal’de yaşadığını belirten Heyfa Qasim, hayatını ve büyüdüğü koşulları şu sözlerle dile getiriyor:

“Şengal’de büyüdüm. Şimdi de burada işyeri açarak yaşamımı idame ettirmeye çalışıyorum. Êzidî kadın örgütlenmesine çok teşekkür ediyorum çünkü onların destekleri ile işyerimin açılışını yapabildim. Sünniler önceden de burada (Şengal’de) yaşarlardı o dönemler yaşamımız çok daha zordu çünkü bugünkü kadar rahat hareket edemezlerdi Êzidî kadınlar. Bugün ise Êzidî kadınlar da Sünni inançtan olan kadınlarda sokaklarımızda özgürce hareket edebiliyorlar. Çünkü kadınlar özgürlüğün tadını bir kere aldılar ve vazgeçmek istemiyorlar. Yaklaştığımıza inandığım sakin ve rahat günleri diğer inançtan olan kadınlarla beraber yaşıyoruz. Êzidî birçok kadın arkadaşım var onları çok seviyorum ve yaşamımızı birlikte ördüğümüz için mutluyum.”

“Kadınlar her işi yapabilirler”

Heyfa Qasim, Şengal’de kadınların kendi iş yerlerini açmalarını bir yana bırakalım rahatça hareket edebilmelerinin bile zor olduğun hatırlatarak, “Eskiden kadınların işyeri açabilmeleri çok büyük ayıptı. Bırakın işyeri açmayı bazı işyerlerine, alışveriş dükkanlarına girmeleri bile ayıp sayılırdı. Fermandan sonra sistemimiz çok değişti. Şengal’de hiç kimse dönüp, ‘bu erkek işidir, bu kadın işidir’ diyemez çünkü bu bakış açışı artık değişti. Kadınlar her işi yapabilirler. Ben iş yerimi açma fikrinden bahsettiğimde en çok Êzidî kadın arkadaşlarımdan destek gördüm ve böylelikle iş yerimi açabildim” diye belirtiyor.

“Êzîdi kadınlarla omuz omuza yaşıyoruz”

Êzidî halkı üzerinde uygulanan fermanın başka hiçbir halk üzerinde uygulanmadığını ve çok acı bir tarihten geçtiklerini söyleyen Heyfa Qasim, “Êzidîlerin üzerinde uygulanan ferman hiçbir inancın ya da halkın üzerinde uygulanmadı. Özellikle Müslümanlık adı altında bu katliamın yapılması çok utandırıcı. Müslümanlar IŞİD gibi düşünmüyorlar, bizlerde asla onlar gibi düşünmüyoruz ve bu yüzden hala Êzidî kadınlarla omuz omuza yaşıyoruz. Fermanın yalnızca Êzidî halkı üzerinde uygulandığı düşünülmemeli, Şengal’de birlikte yaşayanlar fermana maruz bırakıldı çünkü herkes IŞİD ile aynı düşünmüyordu” diye de altını çiziyor.

Şengal’deki fermanlı günlerde Şengal Dağı’nın yolunu tutan ve insani koridor açılana kadar yaklaşık on gün boyunca su ve yiyecek olmadan dağın eteklerinde Êzidî yurttaşlarla kaldığını hatırlatan Heyfa Qasim, “Koridor açılıp Şengal’den çıktık ama Şengal’i çok özledik. Şengal özgürleştirilir özgürleştirilmez de hemen geri döndük kendi topraklarımıza” ifadelerinde bulunuyor.

“Kadınlar hayallerinin peşinden gitmeli”

Dünyada yaşanan tüm savaşlarda ilk önce kadınların hedef alındığını belirten Heyfa Qasim, “Kadınlar toplumun yarısından fazlasıdır işte bu yüzden tüm savaşlarda en çok kadınlar hedef alınıyor. Anne, kardeş, eş, doktor, avukat, öğretmen ve toplumu da ayakta tutandır kadın. Sömürmek, kendi sistemini kurmak için önce kadınları hedef haline getiriyorlar ki toplumu da kısa sürede sömürebilsin, asimile edebilsinler diye. Kadınların küçük görülmemesi gerekiyor. Kadınlar tüm baskılara karşı ayakta durabilmeli, mücadele edebilmeli ve hayallerinin peşinden gitmelidir” diyerek, tüm kadınların yaşamın her alanında yer alması gerektiğini belirtiyor.