İdlip’e göç eden kadınlar 20 TL karşılığında tarlalarda sömürülüyor!

Suriye’nin İdlip kentinde kadınlar şiddetin her türlü halleri ile karşı karşıya kalırken, savaş nedeniyle yaşanan ekonomik kriz de bulundukları ortamı yaşanmaz hale getiriyor. IŞİD, El Nusra ve türevi örgütlere yakın kesimlerin kol gezdiği kentte kadınlar kendi mesleklerini icra edemezken, 20 TL karşılığında tarlalarda çalışmak zorunda kalıyorlar. Tarım Mühendisi Rajaa Al Sourani, kadınların tarımda düşük ücretlerle çalıştırıldığını, bu insanların haklarını savunabilecek kurumların da söz konusu olmadığını söylüyor.

Suriye’nin İdlip kentinde kadınlar şiddetin her türlü halleri ile karşı karşıya kalırken, savaş nedeniyle yaşanan ekonomik kriz de bulundukları ortamı yaşanmaz hale getiriyor. IŞİD, El Nusra ve türevi örgütlere yakın kesimlerin kol gezdiği kentte kadınlar kendi mesleklerini icra edemezken, 20 TL karşılığında tarlalarda çalışmak zorunda kalıyorlar.  Tarım Mühendisi Rajaa Al Sourani, kadınların tarımda düşük ücretlerle çalıştırıldığını, bu insanların haklarını savunabilecek kurumların da söz konusu olmadığını söylüyor.

SOHÊR EL-ÎDLIBÎ

İdlip – Suriye’nin kuzeybatısında yer alan İdlip kenti, 2011 öncesinde ülkenin en büyük kentlerinin başında geliyordu. Bugün kadın ve çocuk katliamları ile anılan kentin nüfus ve demografik yapısı çok büyük oranda değişmiş durumda. 2011 öncesinde yapılan nüfus sayımı sırasında 1,5 milyon olan kentin nüfusunun bugün beklenenin çok çok üstünde olduğu düşünülüyor. Düşününüyor çünkü İdlip koşullarında sağlıklı bir nüfus sayımına gidebilmek söz konusu olmuyor. IŞİD, El Nusra ve türevi örgütlere yakın kesimlerin akın ettiği kent, kadınların sokağa çıkmakta korktukları, ekonomik anlamda çöküntüye uğramış bir yapıya sahip olmakla anılıyor bugün.

Kavurucu sıcağın altında saatlerce çalışıyorlar

Suriye parasının her geçen gün değer kaybettiği bilinen bir durum, 2011 yılı öncesinde 1 doların yaklaşık olarak karşılığı 47 Suriye lirası iken, bugün bu rakam binlerle ölçülüyor. Ekonomik çöküntünün en çok etkilendiği kesimlerin başında kadınlar geliyor. Kepenk indirmek zorunda kalan kadınlar tarım işçiliği yapmak zorunda kalıyor. Bu kadınlardan 30 yaşındaki Hiyam El Sebur, İdlip’e göç etmiş ve tarım işçiliği yaparak geçimini sağlıyor. Sabahın erken saatlerinde tarlada çalışmaya başladıklarını belirten Hiyam, akşam saatlerine kadar yazın kavurucu sıcağı altında çalıştıklarını kaydetti. Hiyam, “Bu işte çalışmaya mecburuz, yoksa geçinemeyiz. Zaten bir kaç ay süren tarım işçiliğini de yapmazsam çok zor hayatımızı geçindiririz” diyor.

Bir parça ekmeğimizde bile kanımız var”

Xedice El Şamî ise 45 yaşında ve Al Bara kasabasından. 15 Haziran tarihinde işçileri taşıyan bir kazada ayağını kıran ve iyileşmediği halde işinin başına dönmek zorunda kalan Xedice, “Bu perişan halimizi kimseler görmüyor, duymuyor. Her ne olursa olsun evimize ekmek götürmek zorundayız. Bir parça ekmeğimizde bile kanımız var” diyerek, parasızlık yüzünden doktora bile gidemediğini kendi imkanlarıyla tedavisini yaptığını söylüyor.

Günlük sadece 20 TL kazanıyorlar

Sermeda kentinden İdlip’e göç zorunda kalan 35 yaşındaki Sumeye El Elwan ise, yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor: “İşsizlik ve ekonomik sıkıntılar yüzünden köle gibi çalışmak zorundayız. Kadınların zaten iş kurabilmesi ve işyerlerinde çalışmasına buralarda çok farklı gözlerle bakılıyor. Bizde mevsimlik olarak soğan, patates, buğday tarlalarında çalışıyoruz. Bölgede artık Suriye lirasının değeri kalmadı. Bölgede Türk Lirası artık geçiyor. Burada günlük 20 Türk Lirası’na çalışıyoruz.”

Rajaa Al Sourani: Kadınlar düşük ücretlerle çalıştırılıyor

Konuyla ilgili konuşan tarım mühendisi Rajaa Al Sourani, tarım işçiliğinde büyük bir sömürünün kurulduğunu buna bir türlü müdahale edilemediğini kaydederek, “Kadınlar düşük ücretlerle çalıştırılıyorlar ve asla herhangi bir hakları söz konusu bile olmuyor. Zaten alacakları ücretler de toprak sahiplerinin insafına kalmış durumda. İdlip’te çalışma ücretlerini belirleyen bir kurum söz konusu bile değil. Kadınlar çalışmak zorunda kaldıkları için bu emek sömürüsüne ses çıkartamıyorlar” diye belirtiyor. Rajaa, kadınların savaş koşullarında yalnızca şiddete değil ekonomik, fiziki ve psikolojik şiddetin de cenderesinde büyük bir yoksulluk ve şiddet sarmalında yaşam sürmek zorunda kaldıklarının altını çiziyor.