Tarihi Ermeni Kilisesi gizemli havasıyla tahribata karşı direniyor

19’uncu yüzyılda inşa edildiği belirtilen tarihi Germuş Kilisesi gizemli yapısı ve renkli mimarisi ile göz dolduruyor. 21’inci yüzyılda ayyuka çıkan tahribata karşı direnen kilise için kısa süre önce verilen restorasyon sözleri ise havada kaldı.

 

MEDİNE MAMEDOĞLU
Rıha - Urfa’nın Haliliye ilçesine bağlı Dağeteği (Germurç) Mahallesi’nde bulunan ve 19’uncu yüzyılda inşa edildiği iddia edilen Germuş Kilisesi kaderine terk edildi. Ermenilere ait olan tarihi kilise, mimarisi ve gizemli yapısı ile görenleri kendine hayran bırakırken, kiliseye zaman içerisinde verilen zarar da iç acıtıyor. 1915 Ermeni Soykırımı’ndan sonra talan süreci başlayan kilise şimdilerde ise definecilerin hedefinde. Tarihi kabartma ve yazılamaların da olduğu kilisede definecilerin arkasında bıraktığı birçok çukur bulunuyor. 
Sözler yerine getirilmedi
Ermenilerin Germurç, Kürtlerin ise Germuş olarak tanımladığı daha sonra ismi Dağeteği olarak değiştirilen mahalle, zamanında kentin en büyük köyü olarak biliniyor. Şimdilerde koruma amaçlı bir güvenlik korucusunun bekçi olarak bulunduğu kilise 23 Ekim 2011 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından “Turizm gelişim merkezi” olarak ilan edildi. İki yıl önce ise kilisenin restore edilmesi için Haliliye Kaymakamlığı’nın hazırladığı proje Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından Mali Destek Programına alınmıştı. Alınan kararların üzerinden yıllar geçmesine rağmen kiliseyi koruma yada restore etme adına bir çalışma yapılmadığı da kiliseyi ziyarete gelenler tarafından görülüyor. 
Gizemli yapısı görenleri geçmişe götürüyor 
İki katlı bir mimariye sahip olan kilisenin en tepesinde ikisi yan yana biri ayrı olmak üzere üç tane kubbe şeklini andıran yapılar bulunuyor. İki ayin yerinin olduğu kilisede aradan geçen zamana rağmen sağlamlığıyla dikkat çeken 6 sütun bulunuyor. Haç işareti ve duvar kabartmalarının halen net bir şekilde görüldüğü kilisede en üst tarafta bulunan yuvarlak kubbedeki pencereler ise dönemin mimarisinden izler taşıyor. İkinci katta iki gidiş yolunun olduğu kilisede bulunan odalar ise gizemli yapısı ile görenleri geçmişe götürüyor. İkinci katının yanı sıra en üst kata gidilebilecek yuvarlak merdivenlerin olduğu kilisede bulunan her detay tarih içerisinde yaşanan tahribata karşı direniyor. 
Tahribat 1915’ten sonra başladı 
21’inci yüzyılda bu tarihi köyde bulunan mezarlar defineciler tarafından kazıldı, okulları yıkıldı, yerleşim yerleri ise yerle bir edildi. Köyün çevresinde bulunan Surp Hovhannes, Surp Tadeos, Surp Hagop ve Surp Minas adındaki manastırlardan sadece kalıntılar kaldı. Tarihi köyden geriye manastır, okul ve mezarlık kalıntılarının dışında sağlam dört duvarıyla hala talana direnen Germuş Kilisesi kaldı. 1881 yılında Hagop Ardvisyan tarafından restore edilen kilise, 1915 yılında kadar Ortodoks Ermenileri tarafından ibadethane olarak kullanıldı. Sonrasında yıkım ve talana teslim edilen kilise, bu süre içerisinde çok ciddi zararlar aldı. Kiliseyi mesken edinen define avcıları kilise içerisinde yer alan kolon diplerinde 3 metre derinliğinde altı çukur açtı. Definecilerden önce köylülerin ahır olarak kullandığı kilisenin Ocak ayında restore edileceğine dair iddialar bulunuyor. Kilisenin çevresinde söylenen iddialara destekleyecek bir çalışma ya da hazırlığın olmaması da akıllarda soru işareti bırakıyor.