“Ormanlarımız yok oldukça geleceğimiz de yok olacak”

Yaz aylarında bölgede yaşanan ve müdahale edilmesine izin verilmeyen orman yangınları doğaya büyük zarar veriyor. Yaşanan yangınlar bölgedeki yeşil alanları da günden güne azaltırken, HDP Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere, “Bir kuşun, bir kaplumbağanın kaybı sadece bir can kaybı değil büyük bir kayıptır. Bütün canlar kıymetlidir. Var olma hakkına sahiptir” diyerek, ormanların yok olmasıyla geleceğin de yok olacağına dikkat çekti.

Yaz aylarında bölgede yaşanan ve müdahale edilmesine izin verilmeyen orman yangınları doğaya büyük zarar veriyor. Yaşanan yangınlar bölgedeki yeşil alanları da günden güne azaltırken, HDP Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere, “Bir kuşun, bir kaplumbağanın kaybı sadece bir can kaybı değil büyük bir kayıptır. Bütün canlar kıymetlidir. Var olma hakkına sahiptir” diyerek, ormanların yok olmasıyla geleceğin de yok olacağına dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Haber Merkezi – Diyarbakır, Bingöl, Mardin, Şırnak gibi kentler ile Türkiye’nin batısındaki bazı illerde yaşanan orman yangınları ekolojik yapıya büyük zarar veriyor. Her sene çıkan yangınlarla binlerce hektarlık alanları küle dönüştürürken, yüzlerce canlı da yangınlar nedeniyle telef oluyor.  Son olarak geçtiğimiz günlerde Bingöl’de çıkan ve geç müdahale edilmesi nedeniyle büyük tahribata neden olan orman yangını günlerce devam etmişti. Meydana gelen yangınların sermaye ve devlete hizmet ettiğine dikkat çeken Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere, bu yangınları çıkarıp sessiz kalanların insanlığa karşı suç işlediğini ifade etti.

“İnsanlık suçu işleniyor”

Özellikle yaz aylarında ülkenin dört bir yanında yangın haberleri aldığını vurgulayan Menekşe Kızıldere, yangınların çok azının doğal sebeplerden dolayı çıktığını söyledi. Menekşe Kızıldere, “Maden, enerji ve inşaat şirketlerinin göz diktikleri ormanlık alanı yaktığını, bir savaş aracı olarak görüldüğü için orman yakıldığını görmekteyiz. Fakat yanan her bir ağaç bu ülkedeki tüm yurttaşların hak sahibi olduğu ekolojik varlıklardır. Orman yangını aynı zamanda yurttaşların hakkını gasp etmek, gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını gasp etmektir. İklim krizi hızla gerçekleşirken bununla en etkili mücadele ormanların genişlemesi ve iyileştirilmesidir. Böyle bir felaket hızla gerçekleşirken orman yakmak, seyirci kalmak neredeyse insanlığa karşı suç niteliğindedir” diye konuştu.

“Yangınlar hak gaspına dönüştü”

Bölgede adeta bir savaş durumunun söz konusu olduğunu ve geçmiş dönemlerden bu yana ağaç kıyımının yaşandığına dikkat çeken Menekşe Kızıldere, çıkarılan yangınların bölgede hak gaspına dönüştüğünü ifade etti. Sistematik bir şekilde yakılan ormanlara müdahale edilmesine de izin verilmediğini belirten Menekşe Kızıledere, “Günümüzde Cudi’de, Ömerli’de, Bingöl’de, Dersim’de ve diğer Kürt illerinde sistematik şekilde orman yangını çıktığını ve müdahale edilmediğini görüyoruz. Yangın köyüne sıçradığında dahi müdahale eden köy halkının engellendiğini görüyoruz. Ülkenin batısında sıkça kullanılan yangın söndürme olanaklarının kullanılmadığını görüyoruz. Bunlar elbette aynı sistematiğin bir parçası ve tesadüf değildir. Doğayı savaş aracına dönüştürme insansızlaştırma geleneği devam etmektedir. Ormanları bir savaş aracı olarak kullanma ise Kürt İlleri için çok ciddi bir hak gaspına dönüşmüştür” sözlerini kullandı.

“Ormanlarla geleceğimiz de yok oluyor”

Menekşe Kızıldere, tüm canlı ve ekolojik varlıkların var olma, varlığını devam ettirme hakkına sahip olduğunu kaydetti. Yangınlarla ekolojik dengenin bozulduğuna yer veren Menekşe Kızıldere şu ifadelere yer verdi: “Hiçbir can sadece insan faydası için var olmaz. İnsan ise sadece doğanın bir parçasıdır. Ne efendisi, ne de hâkimidir. Tek bir ağaç hiçbir zaman sadece tek bir ağaç değildir. Tüm küçük büyük canlıların oluşturduğu yaşam zincirleri ile bir ekosistemdir. Ormanlar ise milyonlarca canlının birbirine bağlı ekosistemler bütünlüğüdür. Bu sistemlerde o kadar çok canlı ve o kadar çok etkileşim vardır ki, bu süreçler çok uzun yıllar devam etmektedir. Orman yangınları bu süreçlere kalıcı zararlar vererek aslında bir yöredeki tüm ekosistemleri etkileyen dev kayıplardır. Bir kuşun, bir kaplumbağanın kaybı sadece bir can kaybı değil büyük bir kayıptır. Bütün canlar kıymetlidir. Var olma hakkına sahiptir. Ormanlar yok oldukça geleceğimiz de yok olmaktadır.”