Mısır’da iklim değişikliğine dair “Renkli bir dünya” kampanyası

Arap Araştırma Evi Merkezi, iklim değişikliklerinden olumsuz etkilenen kadınların koşullarının iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi için “Renkli bir dünya” adında bir kampanya başlattı. Kampanyanın kurucularından Wefa Aşri, ajansımıza konuştu.

ESMAA FATHÎ

Mısır-  Arap Araştırma Evi Merkezi, 2022’nin Şubat ayı başında, iklim değişikliklerinden olumsuz etkilenen kadınların koşulların iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi için “Renkli bir dünya” adıyla bir kampanya başlattı.  Kampanyanın kurucularından feminist aktivist ve toplumsal cinsiyet araştırmacısı Wefa Aşri kampanyanın ayrıntıları ve kadınların ihtiyaçları ile ilgili ajansımızın sorularını yanıtladı.

Çalışma olmaması kampanya ihtiyacını doğurdu

*Kampanyaya neden ihtiyaç duydunuz fikir nasıl ortaya çıktı?

Bilgi eksikliği kampanya fikrini oluşturan nedenlerden biriydi. Toplumsal cinsiyet üzerine araştırma yapan biri olarak, iklim değişikliğinin Mısır'daki kadınlar üzerindeki etkisini çok araştırdım. Bu sorun üzerine doyurucu bir materyal bulamadım. Bu yüzden bu kampanyayı başlattık. Kampanyanın amacı, iklim değişikliği nedeniyle kadınların gerçekliğini ve onları ekonomik olarak güçlendirmenin yollarını belirlemek için araştırma makaleleri yazmak. Kurumlar, partiler ve sivil toplum savunucuları ile işbirliği yaparak krize ve sonuçlarına çözüm bulmak istedik. Çok sayıda kurum ve parti bize destek oldu. Elbette kampanyanın kadınlara odaklanmasının nedeni krizlerden en çok onların etkileniyor olması.

*Sizce iklim değişikliğinden en çok kadınların etkilenmesinin nedeni nedir?

Yaşanan tüm kriz ve olaylarda en çok kadınlar etkileniyor. Çünkü onlar aileleri için afetlere karşı mücadele etmek zorunda. Ancak konu iklim değişikliği anlamında daha serttir. Korona sürecinde erkekler ücretler alırken, kadınlar ihmal edildi.

“Sosyal ağ oluşturmaya çalışıyoruz”

*Kadın ve iklim konusunda pek çok paradoks var. Afrika'da bazı kadınlar yaşanan krizin etkileriyle başa çıkmak için kimi inisiyatifler oluşturabildiler. Mısır’da da bu tür faaliyetler var mı?

Bu konular üzerine çalışan çok sayıda dernek var. Korona olsun, yoksulluk olsun, iklim değişikliği olsun kadınlar birçok felaketten etkilendi. Ancak onlar ağırlıkta feminizm ile daha çok ilgileniyorlar. Bir aşamaya kadar büyüyen kadın örgütlerinin iklim değişikliğine ilgili olmadıklarını görüyorum. İnisiyatif olarak bu konularla ilgilenmek istiyoruz. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini ele almak ve bunlara çözüm bulmak için siyasi, feminist sivil toplum kuruluşları ve partiler arasında bir sosyal ağ ortamı oluşturmaya çalışıyoruz.

“Kadınlar destek alamıyor”

*İklim değişikliği nedeniyle Aswan’da yaşanan sel felaketinin ardından neler yaşandığına tanık olduk. Bu anlamda kadınların tepkilerinden söz edecek olursanız neler söylemek istersiniz?

Aswan'da yaşananlar gerçek bir felaketti. Ani yaşanan bu olay iklim değişikliği nedeniyle meydana geldi. Orada yaşananları yakından takip ettim. Kimilerinin nasıl acil bir şekilde tazminat aldıklarını gördüm. Aynı zamanda yüzlerce kadın sağlık birimlerinden tazminat alabilmek için uzun mesafeli seyahatlerden kaynaklı zorluklar çektiler. Özellikle birçok kadın ailelerine destek oluyor ve bu krizlerin sonuçlarına uzun süre hiçbir destek almadan katlanmak zorunda kalıyorlar.

“Zarar görenler ihmal ediliyor”

*Mısır'ın iklim konferansına ev sahipliği yapma hazırlıkları sırasında “Renkli bir dünya” kampanyasını başlattınız. Bu durum iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin toplumsal farkındalığın artmasının bir nedeni midir?

Ne yazık ki yaşanana krizler ile iklim değişiklikleri arasında net bir ilişki yok. Bu olaylardan etkilenenler ihmal edilmişler. Örneğin geçen mevsim Kalmango'nun ürünlerinin ortadan kalktığını ve vergiye tabi bir ürün olmaması nedeniyle pahalı olduğuna şahit olduk. Hükümet, çiftçilere bu değişikliklere nasıl tepki vereceklerini veya bir çözüm olacaklarına dair herhangi bir resmi belge yayınlanmadı. İklim değişikliği konusunun toplumun gündeminde olmadığını ve bunun tehlikelerinden haberdar olmadıklarını söyleyebiliriz.

*Feminist kurumlarının kadınların ekonomik olarak güçlendirdiğini düşünüyor musunuz?

Feminist kurumların kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi konusundaki çabalarını görmezden gelemeyiz. Çünkü feminist kurumlar tüm güçleriyle kadınlara çeşitli mesleki, bilimsel ve bilinçlendirme eğitimleri veriyor. Bu kadınların kendi projelerini oluşturmaları ve yapmaları için öncelikli adımdır.

“Yasa çıkarılmalı”

*Uzun bir süredir göçmen kadınlara ilişkin çalışma yürütüyorsunuz. En son göçmen kadınların bir kısmının istismar edildiği ortaya çıktı. Özelde göçmen kadınlar genelde ülkedeki kadınların yaşadığı şiddet, taciz ve sünnet olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadın sünneti karmaşık bir konudur. Son çıkan yasaların yasalların bu anlamda kimi sınırlamalar sağladığını söyleyebiliriz.

Hikaye anlatmanın şiddet üzerinde bir etkisinin olmadığı görüşündeyim. Bu şiddet uygulamaya çalışan kimi kişilerde korkuya neden oluyor, doğrudur. Ancak şiddet olayları halen devam ediyor. Kadına yönelik şiddeti önlemenin en iyi yolunun, mağdurların ve olaya tanık olanların güvenliğini sağlayan şiddeti ele alan birleşik bir yasa çıkarmak olduğuna inanıyorum.

Göçmen kadınlar ile ilgilenen “BerA El-Sor” inisiyatifi ile çalıştım. Bu grup dini, cinsiyet ve etkin konuları üzerinde çalışma yapıyordu. Karşılaştığımız en büyük krizlerden biri, mülteci kadınların ekonomik olarak güçlendirilmemesidir. Göçmen kadınların, kendi yetenek ve bilgileri doğrultusunda iş bulamıyorlar. Bu anlamda önlerine birçok engel çıkıyor. Korona virüs sürecinden onlardan birçoğu şiddete maruz kaldı. Kimileri ise işlerinden çıkarıldı. Büyük bir göçmen kadını şantaj ve tecavüze uğradı.