Küçük botanik bahçesi ile Botan’ı Mahmur’a taşıyan Fatma Kara…

Evinin etrafında kurduğu küçük botanik bahçesi ile sizi gerçekten ait olmanız gereken yerde hissettiriyor Fatma Kara’nın bahçesi… 20 yılı aşkın zamandır kopartıldığı Botan’dan sonra Mahmur Mülteci Kampı’nda hayatını sürdüren Fatma Kara, kendisini ait olduğu topraklarda hissetmek için evinin etrafını botanik bahçeye çevirdi. Bahçesinden yayılan mis gibi kokuyu siz içinize çekerken mülteci yaşamın ağırlığını bu bahçe ile dindirmeye çalışma öyküsüne kulak misafiri oluyorsunuz.

 

HÊVÎDAR TALİ

Musul – Bir Karadeniz köylüsünü alıp Orta Anadolu bozkırlarına sürseniz ve uzun yıllar sonra dönüp yaşadığı coğrafyaya baksanız küçük bir Karadeniz inşa etme çabasına şahit olursunuz. Tersten bir örnek belki şimdi Botanlı bir kadının Mahmur çöllerindeki sürgün hayatına baksak da bunu görürüz aslında. 1990’lı yıllarda köy boşaltmalar ile birlikte köyünden, yurdunadn olan binlerce Botanlıdan yalnızca biri Fatma Kara, ancak evinin etrafına ektiği çiçeklerle Botan’ı Mahmur’da yaşamaya çalışıyor.

Otların yeşereceğini bile tahmin etmeyeceğiniz Musul’a bağlı Mahmur kasabasına komşu Mahmur Mülteci Kampı sakinlerinin hikayesi gayetle bilindik. Uzun yılların ardından Mahmurlular artık Mahmur’u Botanlaştırıyor. Kabasaya doğru baktığınızda kupkuru görünen manzaraya aksi yönden yani kasabadan doğru kampa aynı bakışı attığınızda hangisinin daha eski bir yerleşim yeri olduğu konusunda şüpheye düşünüyorsunuz. Mahmur Mülteci Kampı 1998 yılında açıldı. Burada yaşayan 12 bini aşkın mülteci yeşile, dağlara ve doğaya o kadar bağlı ki kampı bu kadar kısa bir zaman içerisinde çölün ortasında vahaya dönüştürmeyi başardı. Fatma Kara işte o Botanlı kadınlardan yalnızca biri.

Bana sabretmeyi gösteriyorlar”

Fatma, çiçeklere olan tutkusundan dolayı küçük bir bahçe yaptığını söylüyor ve şöyle diyor: “Bu çiçekleri 20 yıldır yetiştiriyorum. Her yıl çiçek kutularımı boşaltıp toprağı değiştirip gübreliyorum. Her sabah onları çocuklarımmış gibi suluyor onlarla konuşuyorum. Bana sabretmeyi ve yaşadığım yeri daha güzel kılabileceğimi gösteriyorlar.”

Bahçesinde yok yok Fatma’nın, gül, nergis, fesleğen, papatya, açelya, nane, karanfil ve liste uzayıp gidiyor. Bahçesinin güzel kokusuna dikkat çeken Fatma, “Çiçek bahçemde artık üç çeşit fesleğen var. Biri kokusu için, diğeri yemeğin içine koyduğumuz karabiber. Bazıları yeşilliklerden dolayı insanların gözlerini doyuruyor, ayrıca bahçenin ve evin sabrını ve kokusunu çok hoş kılıyor" diyor.

“Elimden toprak kokusu eksik olmadı”

“Bizler tarlalarda büyüdüğümüz köylü insanlarız, çocukluğumdan bu yana elimden toprak kokusu eksik olmadı. Hayatımın toprakla uğraşarak daha güzel olduğuna inanıyorum” diyen Fatma, bahçesinde tek tek gezerek bize çiçeklerini tanıtıyor.

Botandaymış gibi...

Botanlı kadınların sabahın en erken saatlerinde uyandıklarını ve tarlalarına, işlerine gittiklerini kendisinin de aynı ait olduğu topraklardaki kadınlar gibi hissetmek için evinin etrafında kurduğu bahçesinde gezinerek bu hissi yaşamaya çalıştığını kederlenerek anlatışını dinleyerek sohbetimizi sonlandırıyoruz.