Hevsel’de bahçesini ekip biçen Saliha: Burası benim hayatım

Bahar ayının gelmesiyle birlikte yeşile bürünen Hevsel bahçelerinde 40 yıldır toprağını ekip biçen Saliha Kara, zorluklara rağmen toprakla uğraşmayı çok sevdiğini söylüyor. Geçimini bahçedeki ürünlerden kazanan Saliha, “Burası benim hayatım” diyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - UNESCO tarafından Dünya Mirası Sit alanında bulunan Hevsel bahçelerinde bahar ayının gelmesiyle birlikte toprak ekimine başlandı. Bahçelerde bulunan ekili arazilerde marol, domates, biber, patlıcan, soğan ve yeşillik gibi ürünleri eken çiftçiler, ürünlerin hasadını da yaz ayında yapacak. Ekime başlayan çiftçilerden Saliha Kara da her gün gittiği bahçesinde sulama ve çapa yapıyor. Saliha, hasadını yaptığı ürünleri Hal’de satarak geçimini sağlıyor. Saliha, Hevsel Bahçesi Dicle Nehri kıyısında bulunan tarlasında 40 yılla yakındır çocukları ile birlikte çalışıyor. Burada ektiği sebzeleri satarak çocuklarını büyüten Saliha, yıl içinde tarla mesaisine Şubat ayından başlıyor. Şubat ayında gelip fide ve tohumlarını ekmeye başlayan Saliha, Kasım ayının sonuna kadar bahçede çalışıyor.

Yılın 9 ayı tarlada geçiyor

Bugünlerde sabah 07.00’da bahçesinin yolunu tutan Saliha, akşam saatlerine kadar çalışarak tek başına büyük bir emek veriyor. Saliha, “Ben buraya gelin geldim. Burada caddeden nehrin kıyısına kadar uzanan tarlamız var. Geldiğim günden beri de burada çalışıyorum. Ömrüm ev ve bahçe arasında gidip gelmekle geçti. Evim merkezde ama her sabah sebze ve fidelerimi sulamak için sabah yedide buraya geliyorum, bütün işlerimi yapıp akşam da eve gidiyorum. Burada bizim gibi tarla sahibi onlarca aile var. Onlar da bizim gibi bu mevsimde işe başlıyor. Yıl içinde sadece 3 ay evde kalabiliyoruz. Diğer ayların hepsinde bahçede çalışıyoruz” diyor.

“Tüm günümü bahçede geçiriyorum”

Her türlü sebze ve yeşillikleri yetiştirdikleri bahçede hasadı yaz ayında yapan Saliha, “Sabahları burada hava çok soğuk oluyor. Bizi dışarıdan gören insanlar işimiz kolay sanıyor. Ama buraya gelip akşama kadar emek veriyoruz. Sebzelerimizi ekiyor, suluyor ve son aşamada da topluyoruz. Domates, biber, patlıcan ya da yeşillik aklınıza gelen her türlü sebzeyi bu bahçelerde yetiştiriyoruz. Ben de buraya gelip gün içinde hem sulama hem de çapa yapıyorum. İşimi de, toprakla ilgilenmeyi de zorluklarına rağmen çok seviyorum. Kırk yıldır buraya geliyorum, bir gün bile bu bahçeden bıkmadım” sözleri ile yaptığı işin hem zorluklarını hem de güzel yanlarını anlatıyor.

“Toprakla uğraştığımda kendimi iyi hissediyorum”

Yetiştirdikleri ürünlerle geçimlerini sağladıklarını söyleyen Saliha, ürünlerinin kar oranın da yıllara göre değişim gösterdiğini ifade ediyor. Saliha, “Bahçedeki ürünlerin hasadını yaptıktan sonra sebze haline götürüp onları satıyoruz. Bahçeyle çok zengin de olmuyoruz çok fakir de, kendi geçimimizi sağlıyoruz. Yiyecek ekmeğimiz, emeğimizle ortaya çıkıyor. Her sene ürünler farklı verimi gösterebiliyor, bir yıl çok iyi olan ürünler diğer yıl az olabiliyor. Bu durum işimizi ya da bahçemizi bırakmamıza neden değil. Ben genç de değilim ama her gün toprağın içine geldiğimde kendimi iyi hissediyorum. Hayatım burası, bu ağaçlar ve fidelerim oldu” diye belirtiyor.