‘Blue Tyre’ projesi ile çevre sorunlarına uluslararası çözüm aranıyor
Lübnan’ın güney kentlerinden Tyre’de (Sur), sürdürülebilir deniz ve kıyı kalkınmasına dair başlatılan ‘Blue Tyre’ projesi çevre ve deniz kirliğine karşı uluslararası çözüm geliştirilmeyi amaçlıyor.
FADİA JUMAA
Beyrut- Lübnan’ın güney kentlerinden Tyre’de (Sur), sürdürülebilir deniz ve kıyı kalkınmasına dair ‘Blue Tyre’ projesi başlatıldı. İtalyan Ulusal Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen proje kapsamında 5’i kadın olmak üzere 8 kişilik bir heyet İtalya’da gerçekleştirilen çevre çalıştayına katıldı.
Proje kapsamında, katılımcı bir bölgesel planlama sisteminin oluşturulması ve ilgili girişimcilik faaliyetlerinin uygulanması yoluyla Tyre'nin kıyı ve deniz bölgesinin sürdürülebilir ve dirençli bölgesel kalkınmasına (sosyal, ekonomik ve çevresel olarak) katkı amaçlanıyor. Proje, iklim değişikliği ile ilgili risklere yönelik uyum ve önleme tedbirlerinin uygulanması ve çevresel izleme ile deniz ve kıyı atık yönetimi hizmetlerine erişim ihtiyacını ele almak için yerel makamları ve toplumu hedefliyor. Projenin ana görevleri arasında deniz kaplumbağalarının yaşam alanlarını korumak da var. Ayrıca, proje içinde öğrencileri ve çocukları hedef alan yaygın eğitim araçları aracılığıyla bir çevre bilinci kampanyası oluşturularak deniz ve sahil çöpleriyle mücadele etmek için çevre bilincini artırmak, rezervlerin plajlarını temizlemek ve uzmanlardan eğitim almanın yanı sıra istilacı türleri ve bitkileri izlemek ve incelemek yer alıyor.
‘Sürdürülebilir çevre için önemli bir çalıştaydı’
Tyre Belediyesi adına çalıştaya katılan inşaat mühendisi Kawthar Qutaish, proje ve çalıştaya dair şu bilgileri paylaştı: "Tyre, Akdeniz'deki konumuyla önemli bir kıyı ve deniz kenti olduğu için çalışmalarımız sosyal, ekonomik ve çevresel düzeylerde sürdürülebilir yerel kalkınmayı teşvik etmeyi amaçlayan birçok girişim ve projeyi içeriyor. Bu projelerden biri, İtalya'nın güneyindeki Trikazi Belediyesi ve bir dizi İtalyan ortakla iş birliği içinde İtalyan Ulusal Kalkınma Ajansı tarafından onaylanan bir proje olan Mavi Tyre projesi. Çalıştay, fikir alışverişi ve deneyimlerden faydalanmamız için önemli bir çalışma oldu. Bir dizi çevre derneği başkanıyla bir araya geldik ve Tyre ve Puglia'daki kamusal alanların kullanımı ve geliştirilmesi olasılığını görüştük. Tüm bu toplantıların her iki ülkenin yararına olacak şekilde sürdürülebilir çevre, kıyı ve deniz gelişimi hedefine katkıda bulunduğunu düşünüyorum.”
‘Bu çalıştay bize çok şey kattı’
Çalıştaya katılan heyette yer alan çevre aktivisti Mariam Bazzi de deniz canlıları ve deniz kaplumbağaları ve yuvalarının korunması üzerine çalışma yürüttüğünü söyleyerek, “Genç yaşta gönüllülük yapmaya başladım ve gönüllülük deneyimim ve fiili saha çalışmasıyla edindiğim deneyim ilerledikçe deniz ve kıyı çevresiyle ilgili her şeye olan ilgim günden güne gelişti. Proje kapsamında çalıştaya katılarak, Güney Lübnan'daki Mansuri Fever'i temsil ettim ve benim için çok özel ve önemli olan bir eğitimden geçtim. Bu çalıştay bize çok şey kattı. Çevre ve deniz kalkınmasını sürdürülebilir bir şekilde teşvik eden örnekler ve deneyimlerle düşüncelerimi zenginleştirdi. Çevrenin korunması açısından İtalya ve Lübnan toplumunun nasıl ortak bir payda da buluştuğunu da gördük” dedi.
‘Sadece çevre değil toplumun diğer sorunlarına da yoğunlaştık’
Lübnan Üniversitesi Fen Fakültesi Deniz Biyolojisi ve Ekolojisi Bilimleri Yüksek Lisans mezunu olan Raneem Tahan da proje kapsamında şunları söyledi: "Lübnan Ulusal Deniz Bilimleri Merkezi bana kıyı ve deniz konularında araştırma yapmam için çok önemli bir fırsat sundu. İtalya deneyimi benim için çok faydalı oldu. İtalya'daki çevre sorunları Lübnan'dakilere benziyor ve bu toplumun çevresine zarar vermemesi için buldukları çözümlerden ve toplumlarını bilinçlendirme yöntemlerinden faydalanmalıyız. Bu deneyim beni sadece çevre değil, Lübnan'da karşılaştığımız sorunların çözümleri hakkında düşünmeye itti, örneğin tüm toplumu katkıda bulunacak şekilde nasıl dahil edebileceğimiz hakkında konuştuk. Kapasitelerimiz var ama bu kapasiteleri birleştirecek bir yer yok ve bu da beni toplum kapsamındaki düşüncelerimi genişletmeye itti.”