Amed - Dünyanın birçok ülkesinde bulunan tarihi alanlar büyük bir titizlikle korunurken, Türkiye’de ise bu durum tam tersi ile işliyor. Çok değerli ve eşi benzeri bulunmayan Hasankeyf’in sular altında bırakılmasına tüm dünya tanıklık etti. Türkiye’de Hasankeyf gibi birçok tarihi alanlar ya sular altında bırakıldı yada yol, bina, alışveriş merkezleri uğruna binlerce yıllık zeytin ağaçları kesilerek heba edildi.  Bu yerlerden biri de tarihi Diyarbakır Surları… Dicle Vadisi'ne bakan kentin güneydoğusundaki kayalıklar üzerinde yükselen 5 bin 800 metre uzunluğundaki tarihi Diyarbakır Surları, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘restore’ ediliyor. Sekiz ile 22 metre yüksekliğindeki Sur duvarlarında yer alan 82 burcun yedisi zamanla yıkılmış. 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne giren tarihi surlarda başlayan restorasyon çalışması önemli bir adım olarak görülüyor. Restorasyon ile birlikte surların çevre ve peyzaj düzenlenmesi de yapılacağı alanda Diyarbakır’ın tarihi mahallelerinden biri olan Ben û Sen Mahallesi de yıkılacak. 

‘Restorasyon’ projesi kapsamında mahalle yıkılacak

Burçların restorasyonu geçtiğimiz haftalarda başlarken bu kapsamda surların dibinde yer alan gecekondu evlerinden bazıları da yıkıldı. Hak sahiplerine 80 ila 100 bin TL arası para verilerek, yıkılan evlerin ardından ikinci etap olarak Ben û Sen mahallesinde yer alan diğer evlerin yıkımına başlanacak. Demir bariyerler ile çevrilen alanda yıkım ve yaşam iç içe geçerken yıllardır yaşadıkları mahallenin yıkılmasına tepki gösteren yurttaşlar, çarpık kentleşmeye karşı daha kalıcı çözümlerin bulunması gerektiğini ifade etti. 

Yıkılacak evlerin yerine park yapılacak 

Tarihi surlarla bitişik olduğu için Sur'la özdeşleşmiş Ben û Sen semti, Yenişehir ilçesi Şehitlik mahallesi sınırlarında yer alan bir bölge. Ben û Sen surlarına sırtını dayayarak kurulan ilk yapılar 1970'li yılların sonunda inşa edilmeye başlandı. Restorasyon projesi kapsamında yıkılacak olan bölgede evlerin yerine yürüyüş yolları ve ağaçlandırma çalışması yapılacağı iddia ediliyor. 

Mahalleli yıkıma karşı 

Çocukların oyun oynadığı kadınların ise bahçelerinde oturarak sohbet ettikleri mahallede hayata geçirilmesi planlanan yıkıma dair yurttaşların düşüncelerini dinledik. Etaplar sonunda yapılacak parkla huzurlarının kalmayacağını ve ciddi güvenlik sorunlarının oluşacağını söyleyen kadınlar, yıllardır yaşadıkları evlerinin yıkılmasını istemiyor. 

“Apartmanlarda yaşamak istemiyorum” 

Mahalleli Hacı Fatma Savur, yaşanacak yıkıma karşı şunları söylüyor: “Ben 30 yıldır burada yaşıyorum. Ben evimin yıkılmasını istemiyorum. Benim kendi evim, tapum da var. Bize gelip söylediler ama biz yıkılmasını istemiyoruz. Buraya alıştık kendi bahçemde oturuyorum kendi evimde yaşıyorum. Burayı bırakıp binalarda yaşamak istemiyorum. Benim çocuklarım binada yaşıyorlar beni çağırıp yanımıza gel diyorlar ama ben gitmek istemiyorum. Ben kendi evimde rahatım. Burada yaşadığımı hissediyorum. Buraya Dicle ilçesinden geldim. Çocuklarım burada büyüdü ben burada yaşlandım. Şimdi eski yaşamımın elimden alınmasını istemiyorum. Ben buradan razıyım. Küçük bir evim var ama mutluyum.” 

“Başka yerde geçinemem” 

Aynı mahallede yaşayan Saliha Bayram ise, “Ben 35 yıldır burada yaşıyorum.  Buranın da yıkılmasını istemiyorum. Evlerimiz kötü ama yıkmak yerine daha kalıcı çözümler bulabilirler. Bize oradan buradan ev vermesinler kendi evimizi onarsınlar. Yıllardır buradayız, komşularımız, dostlarımız var. Ben bugün buradan çıksam gözüm arkada kalmaz. Evimi, komşularıma rahat rahat bırakırım. Ama başka yere gitsem binada kimseye güvenemem ve en önemlisi geçinemem.  Burayı yıkıp yerine park da yapsalar güvenliğimiz kalmaz. Gençler gelecek bir sürü şey yaşanır. Biz burayı komşularımızı, mahallemizi seviyoruz yıkmasınlar” ifadeleriyle evinin yıkılmaması gerektiğini söyledi.