Amed - Geçtiğimiz yıl İçişleri Bakanlığı tarafından alınan bir kararla Kulp’tan alınarak Muş sınırlarına dâhil edilen Şenyayla bölgesinde bir aydır ağaç kıyımı yaşandığı öğrenildi. Bölgede Andok dağı yakınlarında olan karakolun karşısında bulunan Çiyayê Sıpî (Beyaz dağ) eteklerinde yeni bir karakol kurma hazırlığı yapan korucu ve askerler, karakolun yapıldığı alanın çevresi ve yolundaki yüzlerce ağacı kesti. Cudi, Besta’da olduğu gibi Şenyayla’da da yaşanan kıyım halen devam ediyor. 

Kartpostallık görünümlü yaylada ağaçlar kesiliyor

Bahar aylarının gelmesi ile birlikte Koçerlerin uğrak yeri olan Şenyayla, doğal güzelliği ve karlı dağları ile gören herkesi kendine hayran bırakıyor. Karlı zirvesi ile ünlü olan Çiyayê Sıpî dağı eteklerinde yapılması beklenen karakol için bölgeye giden korucular karakolun yapılacağı alana yol inşa ederken, yolda bulunan bütün ağaçları da kesti. Bölgede sadece yol üzerindeki değil çevrede bulunan ağaçların da kesilmesi dikkatlerden kaçmadı.

Bölge halkı yürütülen politikaya tepkili

Son dönemde  “Güvenlik” gerekçe gösterilerek Şırnak, Hakkâri ve Muş’ta yaşanan ağaç kıyımlarının her dönem tekrar etmesi dikkatlerden kaçmıyor. İklim krizinin yaşandığı bu dönemde aşırı kuraklık bölgesi olarak haritaya geçen bu illerde yaşanan kıyımlar bölgede yaşayan yurttaş ve ekolojistleri de tedirgin ediyor.

“Ormanların yok edilmesi tüm ülkenin sorunudur”

Konuya dair görüştüğümüz Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere, sıcak havalar ile birlikte orman yangınlarına karşı ağaçların korunması gerektiğini belirterek, kalekol gerekçesiyle yaşanan ağaç kıyımına tepki gösterdi. Kesilen ağaçların bütün ülkenin sorunu olduğuna yer veren Menekşe Kızıldere, “Muş'taki orman varlıklarının yok edilmesi sadece o bölgede yaşayan Koçerlerin sorunu değil, tüm ülkenin sorunudur. Fiili bir özel savaş yöntemi olarak sürekli kalekollar için bu katliamlar birçok yerde yapılmaktadır” dedi.

“Bölgeyi insansızlaştırmak istiyorlar”

Ormanları korumak için ayrılması gereken para kaynaklarının savaşa yatırıldığını kaydeden Menekşe Kızıldere, “İklim krizinin şiddetini arttırdığı, kuraklıkla yüz yüze, endemik türlerinin ve ekolojik varlıkların yok olduğu bir ülkede savaşa yatırım yapmak halklara karşı işlenen bir suçtur. Gelecek kuşaklara karşı bir suçtur. Bölgedeki ağaç varlıkları yöre halkının geçim kaynağı olan bir tarım ve hayvancılığa zarar verecektir. Halkın emeğine ve ekmeğine mani olup bölgeyi insansızlaştırmak, yöre sakinlerini yerinden etmek de bu inşaatların amaçların biridir. Bölgeye ekolojik, ekonomik ve sosyal olarak kalıcı zararlar vermektedir” şeklinde konuştu.