Türkiye ‘adaleti’ arayanların ülkesi

PANORAMA

Türkiye’de nerdeyse her köşe başında insanlar ‘adalet’ arıyor. ‘Adalet’ çığlıklarını yükselten kadınlar, 2022 yılında da mücadeleden vazgeçmedi.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi - Türkiye’de 2022 yılında “adalet” her şehirde adeta her köşe başında arandı. Kadın katliamlarından tutukluların maruz kaldıkları ihlallere, Gülistan Doku’nun kaybından gazetecilerin, avukatların, insan hakları savunucuların tutuklanmasına ve tecride kadar herkes “adalet” çağrısında bulundu. Ülkedeki adalet saraylarının önü eylem noktası haline geldi. Meclis’te bitmeyen görüşmelerde sonuca varılamayan sözler alındı; sözler tutulmadı, çağrılar görmezden gelindi. Adalet arayışı görmeyen gözler duymayan kulaklara rağmen sürüyor.

Cezaevleri ölüm evleri haline geldi

Türkiye’de Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, Aralık 2022 tarihi itibari ile tutuklu ve hükümlü sayısı 336 bin 315. 17 yıl içinde tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık altı kat arttı. Ülkedeki en ufak bir muhaliflik “örgüt üyeliği” ile karşılık bulurken, bunu yazmak paylaşmakta suç sayıldı. Cezaevlerinde tüm inceleme, gelen beyanlar ve raporlara karşın işkenceye varan uygulamalar son bulmadı. Hasta ve infazı yakılan tutukluların ölümlerini beklemesi istendi. 2022 yılının 10 ayında cezaevlerinden 63 insanın cenazesi çıktı. Cezaevleri “ölüm evleri” haline geldi.

Aileler harekete geçti

Tutuklu yakınları, Diyarbakır, İstanbul, Van ve İzmir’de adalet nöbetlerine başladı. İşkencelere karşı sessizlik ve koşulların gittikçe ağırlaşması, aileleri bir yıl önce harekete geçirdi. Diyarbakır Barosu’nda bir araya gelen hasta tutsaklar Civan Boltan'ın babası Hakkı Boltan, Abdulselam Güler'in kardeşi İnci Güler, Sıddık Güler'in eşi Hasine Güler, Ahmet Kolakan'ın annesi Fevziye Kolakan ve Mehmet Emin Özkan'ın kızı Selma Özkan, "adalet nöbeti" başlattıklarını duyurdu. Nöbete daha sonra tutuklu Abdulhalim Kırtay’ın kızı Herdem Merwani ve tutuklu Hamdusena Ada'nın kardeşi Reşahat Ada da katıldı.

Diyarbakır Barosu’nda başlayan nöbet ilerleyen zamanda haftanın üç günü Diyarbakır Adliyesi, Adli Tıp Kurumu (ATK) ve D Tipi Cezaevi önünde gerçekleşiyor. Aileler bu eylemlerde cezaevlerinde bulunun bütün tutukluların sorunlarına dikkat çekiyor.

 İki kez Ankara’ya gittiler

Tutuklu yakınları 5 Ocak’ta Meclis’e giderek siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdi. Aileler yaptıkları görüşmelerde hazırladıkları dosyaları teslim ederek, adım atılmasını istedi. Ancak herhangi bir adım atılmazken, aileler geçtiğimiz 2 Ekim’de bir kez daha Ankara’ya giderek Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Saadet Partisi (SP), Gelecek Partisi ve Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) ziyaret gerçekleştirdi. Hasta tutukluların serbest bırakılması ve infaz yakmaların son bulması için 2’nci kez Ankara’ya giden aileler çağrılarda bulundu.

İstanbul’da final eylemi yapıldı

İstanbul’da her hafta Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde yetkililere seslenen tutuklu yakınları şiddet, hakaret, ters kelepçe ve işkence ile gözaltına alındılar. Aileler, polisin yoğun ablukası altında geçtiğimiz günlerde final eylemlerini gerçekleştirdi. Bu eylemde de polis saldırısına maruz bırakıldılar ve gözaltına alındılar. Yakınlarının cezaevlerinden sağ salim çıkmasını isteyen anneler her adalet talebinde hakarete uğrayarak bu talepten vazgeçirilmeye çalışıldılar.

Deniz Poyraz için…

Hasta ve infazı yakılan tutuklu aileleri, İzmir’de de 12 Şubat 2022’de Adalet Nöbeti başlattı. İzmir Barosu önünde bir araya gelen aileler, talepleri kabul edilinceye kadar nöbetlerini sürdüreceklerini belirtiyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına yapılan saldırı sonucunda katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz da nöbete katılan adalet arayışçılarından. Fehime Poyraz, kızı Deniz Poyraz’ın katledilmesinden sorumlu olan herkesin yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyor.

Abdullah Öcalan’dan 21 aydır haber yok

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, yıllardır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutuluyor. Abdullah Öcalan 27 Temmuz 2011 tarihinden günümüze devam eden avukat görüş yasağı ile karşı karşıya. Son olarak aile görüşü de engellenen Abdullah Öcalan ile en son 25 Mart 2021’de bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi ama o görüşmenin de kesintili olduğu açıklandı. 21 aydır Abdullah Öcalan’dan haber alınamıyor. Ağır tecrit koşullarının sonlandırılması için Türkiye ve neredeyse tüm dünyada eylemler yapılıyor. Bu eylemlerin çağrıcılarını da genellikle kadınlar oluşturuyor. Tecride karşı sokağa, alanlara çıkan kadınlar tutuklama baskısı ile karşı karşıya. 2022’de yıl boyunca kadınlar eylemler ve açıklamaları ile Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulmasını istedi. Özellikle Tevgera Jinen Azad  (TJA) yani Özgür Kadın Hareketi, Abdullah Öcalan için yürüyüş ve kampanya ile seslerini duyurdu.  

Hiç susmayan çığlık

Urfa’nın Suruç ilçesinden hiç susmayan bir adalet çığlığı yıl boyunca Türkiye’de yankılandı. Kulakları sağır eden bu çığlıkta duymazdan gelindi. Suruç’ta 14 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen saldırı ile ülke gündemine oturan Şenyaşar ailesi yaşanan adaletsizlik karşısında sessiz kalmadı. AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ile saldırılardan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar Urfa Adliyesi önünde 9 Mart 2021’de adalet nöbeti eylemlerine başladı. Bu eylem 2022’de de kar, kış, soğuk, sıcak demeden devam etti.

Direnişin kitabı yazıldı, belgeseli çekildi

AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ile koruma ve yakınları,  Şenyaşar ailesine ait dükkanı basarak katliam gerçekleştirmişti. Şenyaşar ailesinin bireyleri yaralı bir şekilde hastaneye kaldırıldı. Saldırı hastanede de devam etti. Suruç Devlet Hastanesi’ne ağır yaralı çocuklarını görmek için giden baba Hacı Esvet Şenyaşar, çocukları Celal ve Adil Şenyaşar, Emine Şenyaşar’ın gözleri önünde linç edilerek katledildi. Emine Şenyaşar o günden sonra yaşamını adeta adalet arayışına adadı. Bu direnişin kitabı yazıldı; belgeseli çekildi. Oğlu Fadıl Şenyaşar ve kaybettikleri için adalet isteyen Emine Şenyaşar hakkında soruşturmalar başlatıldı; davalar açıldı. Emine Şenyaşar, her şeye rağmen adalet istemekten vazgeçmedi. 

Gülistan Doku nerede?

Üniversite öğrencisi Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. Bu yıl adalet nöbeti duraklarından biri de Dersim’di. Doku ailesi Tunceli Adliyesi önünde adalet talebi ile oturma eylemi gerçekleştirdi. “Gülistan nerede?” diye soran aile sorularına yanıt alamadı. Gülistan Doku’nun annesi, babası ve ablası Ankara’ya da gitti. Adalet Bakanlığı’ndan randevu talepleri gözaltı ile karşılık buldu. Meclis’te bir dizi görüşme yapan Doku ailesi hala sormaya devam ediyor: “Gülistan Doku nerede?”

Gezi tutukluları için

Gezi Davası’nda Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yargının bu kararının ardından Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Gezi Davası tutukluları için adalet nöbeti eylemi başlattı. Her açıklamada Türkiye’de yargı eli ile hukuksuz ve adaletsiz bir sürecin yaşandığı belirtilirken adaletsizliğin her geçen gün derinleştiğine vurgu yapıldı. Adalet eylemi 250 günü aştı.

Çorlu Tren kazası

Halkalı’dan Edirne Uzunköprü’ye gitmek üzere 8 Temmuz 2018’de yola çıkan tren, dört yıl önce Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar Köyü’nde devrildi. Çorlu Tren Katliamı olarak anılan kazada yedisi çocuk 25 kişi yaşamını kaybetti, 300’den fazla kişi yaralandı. Kazanın ardından dört yıl geçti. Yaralananlar, yakınlarını kaybedenler hala adalet arıyor ve sorumluların yargılanmasını ve gerekli cezanın almalarını bekliyor.

Kayıp yakınları her hafta soruyor

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, Amed’de “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” başlıklı eylemlerinde kayıpların faillerini sormaya ve adalet talep etmeye devam ediyor. 700’ü aşkındır Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde açıklama yapan kayıp yakınları, kayıplarının hikayelerini paylaşıyor ve yargılama süreçlerini anlatıyor. Ülkedeki Adalet Bakanlığı’na seslenen aileler sümen altı edilen tozlu raflara kaldırılan dosyalardaki cezasızlığın son bulmasını istiyor.

Cumartesi Anneleri

Cumartesi Anneleri/İnsanları “Biz çocuklarımızı kendimiz arıyoruz. Katledilen evlatlarımız, eşimiz için sessiz çığlıklarımızla ‘adalet nöbetleri’ tutuyoruz” derken “Çığlığımız duyulsun, işlemeyen mekanizmalar çalışsın, adalet gelsin diye mücadele ediyoruz” sözleri ile yılları bulan direnişlerini özetliyorlar. Her hafta bir kaybın hikayesini gündemleştiren Cumartesi Anneleri, yasaklanan Galatasaray Meydanı’nın da kendilerine açılmasını talep ediyor. 

Suruç ve Ankara Katliamı

Suruç'ta katledilen 33 kişi için aileleri hala adalet bekliyor. Kayıplar için adalet zincirleri oluşturulurken yetkililere “Suruç için adalet herkes için adalet” dövizleri iler çağrı yapılıyor. Ankara’da 10 Ekim 2015’te düzenlenen barış mitingine yönelik IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu yaşanan katliam sonrasında, ihmaller ve katliama yol veren birçok nokta açığa çıktı. Aileler ve avukatları katliamda tüm karanlık noktaların açığa çıkarılmasını isterken “adalet demekten vazgeçmeyeceğiz” diyor.

Şebnem Korur Fincancı’nın özgürlüğü isteniyor

Amed’de Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın özgürlüğü için tutulan Adalet Nöbeti 4’üncü haftasında. Amed Tabip Odası,  Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına ilişkin araştırma yapılmasını istediği konuşmasından dolayı tutuklanan Şebnem Korur Fincancı’ ya özgürlük isteniyor.

Akbelen için adalet

Yargıya güvenin temelden sarsıldığı, insan hakları ve adalet krizinin derinleştiği bu dönemde her yerden adalet sesleri yükseliyor. Eylemlerin bir adresi de Muğla‘nın Milas ilçesi. İkizköy mevkiinde kömür sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’ye karşı Akbelen Ormanı‘ndaki ağaçlar için nöbet tutan yaşam savunucuları, “Akbelen için adalet” taleplerini yükseltmek için Milas Meydanı’nda eylemler yapıyorlar.

Pınar Gültekin

Türkiye’de artan kadın katliamları ve faillere uygulanan cezasızlık politikalarına karşı sayısız eylemler yapıldı. Kadınlar her bir davada ve korunmayan her bir kadın için adalet istedi. Bu davalardan biri de Pınar Gültekin davasıydı. Muğla’da Pınar Gültekin’i işkenceyle katleden Cemal Metin Avcı’ya ‘haksız tahrik indirimi’ uygulandı ve 23 yıl hapis cezası verildi. Kadınlar tarafından ülkenin birçok yerinde eylemler yapılırken, Muğla’da da adalet nöbetleri tutuldu.

Avukatların nöbeti

Avukatlar “herkes için adalet” pankartı ile adalet nöbetlerine Türkiye’nin çeşitli adliyelerinde devam ediyorlar. Gazetecilerin tutuklanmasından Bartın’da hayatını kaybeden madencilere birçok konuda ve alanda açıklama yapan avukatlar, aynı zamanda adalet taleplerinin de takipçisi ve savunucusu oluyorlar.