Roboski Katliamı: Başvurulara rağmen 10 yılda tek bir sorumlu yargılanmadı

34 kişinin yaşamını yitirdiği Roboski Katliamı ile ilgili başlatılan hukuki süreç ailelere ikinci bir mağduriyet yaşattı. Yerel mahkemeye yapılan başvurunun “kasıt olmadığı” gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlanması sonrası başvuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilmedi. Dosyanın son olarak yeniden Anayasa Mahkemesine gönderildiğini ifade eden davanın avukatlarından Kerem Altıparmak, yaşanan süreç boyunca tek bir kamu görevlisinin yargılanmadığına dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Şırnex - Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 17’si çocuk 34 kişinin yaşamını yitirmesi üzerinden 10 yıl geçti. Hükümetin “Hata oldu” diyerek yok saydığı katliamda yaşamını yitirenlerin yakınlarının yaptığı şikâyet ise tazminat vaadiyle geri alınmayı çalışıldı. Üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen yapılan birçok başvuru farklı gerekçeler ile yerel mahkemeler tarafından reddedilirken, bu süre zarfından olayda adı geçen ya da sorumluluğu bulunan tek bir kamu görevlisi hakkında adli veya idari soruşturma başlatılmadı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından usule uygun olmadığı için kabul edilmeyen başvuru son olarak geçtiğimiz Nisan ayında yeniden Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındı. Avukatlar yapılan başvuruya gelecek olan cevabı bekliyor.

Cezai, idari ve yasama süreçleri başlatıldı

Olaydan sonra başlatılan soruşturmalar çerçevesinde Roboski katliamına dair cezai, idari ve yasama olmak üzere üç ayrı hukuksal süreç başlatıldı. Bu süreçlerden en ayrıntılı işlenen soruşturma ise idari soruşturma oldu. Bu soruşturma kapsamında o dönem İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği, kamu görevlilerinin olayda olası sorumluluğunun saptanması için üç raportör atadı. 28 Şubat 2012 tarihinde tamamlanan bu rapor uyarınca çok sayıda kamu görevlisinin soruşturulması gerektiği yönünde bir sonuca ulaştı. Ancak raporda yer almasına rağmen tek bir kamu görevlisi hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı.

Oluşturulan komisyonda kasıtlı delil bulunamadı

Öte yandan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olayı araştırmak için Uludere İnceleme Alt Komisyonunu kurdu. Bu komisyon olayın kasten yapıldığına yönelik herhangi bir delil elde edilemediği sonucuna ulaştı. Muhalefet partilerinin vekilleri Ertuğrul Kürkçü, Levent Gök ve Atilla Kaya bu rapor aleyhinde oy kullanıp ayrı ayrı gerekçeli şerhlerini yazdılar. Karşı oyunda “bu metinde vicdan yoktur” ifadesini kullanan Levent Gök raporun olayın sorumluları ile ilgili de hiçbir şey söylemediğini, soruları cevaplamadığını saptadı.

“Soruşturmayı yürüten savcı 15 Temmuz darbesinde ihraç edildi

Son olarak olayla ilgili bir de ceza soruşturması yürütüldü. İlk olarak Uludere Savcılığı dosyayı Diyarbakır Savcılığı’na, Diyarbakır Savcılığı da dosyayı Malatya’ya gönderdi. Malatya İkinci Ordu Savcılığı da dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na iletti. 15 Temmuz darbesinde ihraç edilen Genelkurmay Askeri Savcısı Ali Müjdat Eski tarafından soruşturma yürütüldü. Söz konusu soruşturmada dönemin Şırnak 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı, 2’nci Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanı, 2’nci Ordu Komutanlığı Harekât Kurmay Yarbaşkanı ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı 2’nci İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı şüpheli olarak değerlendirildi. Bu kişilerin hiçbiri nihai kararı veren kişiler olmadığı gibi soruşturma sırasında emri veren ve nihai emir için arzı yapan Genelkurmay Başkanı ve Genelkurmay İkinci Başkanı soruşturmada dinlenmedi.

Başlatılan cezai soruşturma takipsizlikle sonuçlandı

Genelkurmay Savcılığı yetkili askerlerin terörist faaliyet konusunda kaçınılmaz bir hataya düşerek hava bombardımanı emrini verdiğini bu nedenle kasıtla işlenen bir suçun mevcut olmadığı kanaatiyle başlatılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı suçtan zarar görenlerin vekilleri daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesine itiraz etti. Mahkeme benzer gerekçelerle itirazı oyçokluğu ile reddetti.

“AİHM, AYM kararını esas alarak başvuruyu kabul etmedi”

Verilen takipsizlik kararı sonrası olayda katledilen ve yaralanan 40 kişi adına Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunuldu. Yapılan başvuruyu ve sonrasında yaşananları ajansımıza değerlendiren davanın avukatlarından Kerem Altıparmak, AYM’nin bir buçuk yıl sonra oy çokluğu ile dosyaya dair bazı eksikliklerin tamamlanmaması nedeniyle başvurunun reddine karar verdiğini belirti. Kerem Altıparmak, mazeret olmaması nedeniyle alınan kararın ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Selahattin Encü ve 275 diğer başvurucu tarafından yapılan başvurunun da iç hukuk yollarının usulüne uygun bir şekilde tüketilmediği gerekçesi ile kabul edilemez bulunduğunu söyledi.

“Kararın altında imzası bulunan birçok savcı FETÖ’den firari”  

Kerem Altıparmak konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Takipsizlik kararının altında imzası bulunan Askeri Savcı Ali Müjdat ESKİ, FETÖ’nün Askeri Yargı yapılanması kapsamında tutuklanmıştır. Yine aynı şekilde Ali Müjdat Eski’nin verdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazı karara bağlayan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin itirazın reddi yönünde oy kullanan üyesi, dönemin Hava Hâkim Yüzbaşı İlhan İpek, FETÖ üyesi olarak FETÖ’nün askeri yargı yapılanması davasında firari sanıktır. Diğer hâkim Doğan Kartal ise görevden alınmıştır. Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi başkanı olan ve itirazların kabulü yönünde oy kullanan Oğuz Pürtaş ise halen görevdedir.”

“Aileler yeniden soruşturma başlatılmasını talep etti”

Olayın üzerinden on yıl geçmiş olmasına rağmen tek bir kamu görevlisinin bile adli veya idari bir ceza almadığı gibi açığa bile alınmadığına dikkat çeken Kerem Altıparmak, AİHM kararı sonrası suçtan zarar görenlerin vekillerinin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak soruşturmanın yeniden açılmasını talep ettiğini söyledi. Kerem Altıparmak, olayın kapatılması yönünde oy kullanmış tüm yargı mensuplarının 15 Temmuz sonrasında görevden alınmış olması ve daha da önemlisi ceza soruşturmasının konusu olması, olayın yeniden soruşturulması için yeterli delil oluşturduğunu ifade etti.  

“Avukatlar Anayasa Mahkemesine yeniden başvuru yaptı”

Kerem Altıparmak ailelerin başvurusu sonrası yaşanan sürece dair şu bilgileri paylaştı: “Başvuru, önce Uludere sonra da Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. 2019 yılında yapılan başvuru 2021 yılında müşteki vekillerinin şikâyetlerinin daha önce kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen somut olaya ilişkin yeniden soruşturma açılmasını gerektirecek mahiyette yeni delil içermediği gerekçesi ile reddedilmiştir. Bu karara karşı Şırnak Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz edilmiş ve bu başvuru da anılan hâkimliğin Nisan 2021 tarihinde verdiği kesin kararla reddedilmiştir. Bu son karara karşı da yeni bir Anayasa Mahkemesi başvurusu yapılmış ve yeni çıkan delillerin devletin yaşam hakkını korumak için yeni bir soruşturma açmasını gerektirecek ciddiyette olduğu iddia edilmiştir. Bu başvuru hala Anayasa Mahkemesinde derdesttir. Anayasa Mahkemesi on sene sonra bu büyük adaletsizliğe bir dur deme imkânına sahiptir.”

Yarın: Roboski: 34 canın katledildiği köyde ağıtlar göğü deliyor