İranlı kadınlar ve başörtüsü: Yılların mücadelesi -3-

Jina Mahsa Amini’nin ardından: Kim bu Ahlak Polisleri?

İran rejiminin kendini var etme ve kırmızı çizgisi olan başörtüsü meselesine dair kanlı eylemlerine devam ederken, İranlı kadınların da özellikle Mahsa’nın ölümünün ardından mücadeleyi çok daha aktif ve başka bir boyuta taşıdıkları görülüyor.

Haber Merkezi - Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından İran’da kurulduğu andan itibaren tartışma konusu olan “Gaşte Erşad” ya da Türkçeye geçen haliyle “Ahlak Polisleri” kim? Kaba dayak, işkence, gözaltı ve tutuklamalarla kadınları sokaklarda adeta avlayan “Ahlak Polisleri” neden, nasıl kuruldu?

“Gaşte Erşad” ya da Ahlak Polis Merkezi ve devriyeleri, İran’da farklı format ve yapılarda hep yer aldı. Esasen bu devriyelerin ilk faaliyet zamanları ise 2005 yılına dayanıyor. Aynı zamanda Rehberlik Devriyesi olarak da bilinen “Ahlak polisi devriyeleri” İran İslam Cumhuriyeti'nin Kolluk Kuvvetleri'nde bir tür yardımcı ekip olarak anıldı. Genellikle tesettürle ilgili olarak kıyafet kurallarını ihlal eden kadınları (ama aynı zamanda bazı erkekleri) tutuklamakla görevlendirildiler. Ahlak Polisi Devriyeleri genellikle erkeklerden oluşuyor; aralarında onlara eşlik eden çarşaflı kadınlar da bulunuyor. Minibüslerle alışveriş merkezleri, meydanlar ve metro istasyonları gibi yoğun olan ve halka açık yerlerde duruyorlar. Ramazan ayında oruç tutmayanları denetlemekten erkeklerin saç modellerine müdahaleden, halkın her nevi kılık kıyafet ve yaşam biçimine karışmaya kadar her türlü hakkı Ahlaki Emniyet Polisi kendisinde buluyor. Bunu hem şer’i hem de yasal görevi olduğunu düşünüyor.

Kadınlar ıslahevlerine götürülüyor

Başörtüsü takmayan veya yanlış bir şekilde tesettürlü kadınları gözaltına alıyorlar. Kadınları gözaltına aldıktan sonra onları ıslahevlerine veya karakollara götürüp nasıl giyinecekleri konusunda onlara ders veriyorlar. Buradaki ders, konuşma, kimi zaman dayak, tutuklama ve işkencenin ardından kadınlar, genellikle aynı gün içinde erkek akrabalarına teslim ediliyorlar.  İran’da her ne kadar saçların kapalı olması istense de aslında kadınlardan beklenen kara çarşaf giymeleri.

Doz giderek arttı

27 Ağustos 2006’da Büyük Tahran Polis Komutanlığı Güvenlik Polisi başkanı Reza Alipour, bir ay içinde 63 bin 693 “başörtüsü sorunlu” kadını uyardıklarını açıklamıştı. Ancak sonraki aylarda prosedür değişti ve daha da sıkılaştı polis yetkilileri çok sayıda kadının tutuklandığını duyurdu. Nisan 2007'de, Tahran polis gücü komutanı Ahmadreza Radan, "Daha kötü ve rezil vaziyette olanlar tutuklanmalı ve kurulumuzdaki kadın danışmanlar tarafından uyarılmalılar. Daha sonra bu kişilerin ailelerinden karakola gelmeleri ve çocuklarının dış görünüşünü düzelterek teslim almaları isteniyor” diye açıklama yapmıştı.

2013 yılında İran, Anneler Günü'nde devriyeler, kadınlar çarşaf giydikleri için onları çiçeklerle ödüllendirdi.  27 Aralık 2017'de Tahran polis şefi Tuğgeneral Hossein Rahimi, “NAJA komutanına (NAJA Sınır Muhafız Komutanlığı) göre İslami değerlere uymayan ve bu alanda ihmali olanlar artık gözaltı merkezlerine alınmayacak, haklarında dava açılmayacak ve mahkemeye sevk edilmeyecekler; daha ziyade, davranışlarını düzeltmek için onlara eğitim sınıfları sunulacak” demişti. Bu konuda sıkça açıklamalar yapılsa da sonuç değişmedi. 

İran rejimi bu tartışamadan baskılıyor

Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından gelişen protestolar yasaklamaların İran rejiminin karakteristik ve ideolojik çerçevesini ortaya koyuyor. Başörtüsü kadınlara ideolojik olarak dayatılıyor ve kadınların sınırları bu tartışmalar üzerinden çiziliyor. Kadınların bugünkü eylemleri salt bir başörtüsü eyleminden öte aynı zamanda düzene ve düzenin baskılarına da isyan anlamına geliyor. Kadınlar, yasalar ve erkeklerin iki dudağı arasına sıkıştırılmış özgürlüklerini geri almak için sokaklarda direniyor. Bu direnişin kadınlara resmi saldırı hattını ise özel olarak kurulan “Ahlak Polisleri” oluşturuyor. Kadınları toplumsal alandan uzak tutmak, giyim tarzını kontrol etmek, muhalefetini bastırmak… tüm bu sayılanlar kadınların her zaman İran topraklarında hedef haline getiriyor.

Kadınların direnişi son bulmayacak

Zorunlu tesettüre itiraz eden çok sayıda kadının tutuklanıp hapse atılmasına ve yargılamaların devam etmesine rağmen, kadınların dayatılmış tesettürden kurtulma mücadelesi devam ediyor. İran yönetimi yasağı kaldırma noktasında geri adım atmayacak gibi dursa da kadınlar da eylemlerinden vazgeçmiyor. İran rejiminin kendini var etme ve kırmızı çizgisi olan başörtüsü meselesine dair kanlı eylemlerine devam ederken İranlı kadınların da özellikle Mahsa’nın ölümünün ardından mücadeleyi çok daha aktif ve başka bir boyuta taşıdıkları görülüyor. Bu yüzdendir ki tüm dünya kadınlarının kalbi İranlı kız kardeşleriyle birlikte atıyor.

Bitti...