İranlı kadınlar tarihte büyük bir direniş gösterdi (9)

İran'da kişisel statü yasalarının gizli yüzü

İran’da yasalar erkeklerden yana düzenlenirken, kadınlar birçok haktan mahrum bırakılıyor. Kadınlar ve kız çocukları, “muta nikahı” adı altında fuhuşa sürüklenirken, çocuk yaşta evlendirilme oranı ise günden güne artıyor.

MALVA MİHEMED

Haber Merkezi - İran'da kadınlar toplumun dayattığı cinsiyetçi kodları kırmaya çalışırken, rejim baskısının da üstesinden gelmeye çalışıyor. Ülkede 1979'dan bu yana birbirini izleyen rejim hükümetleri, evlilikten boşanmaya, nafakadan çocuğun velayetine, vatandaşlık hukukundan mirasa, medeni haklardan en yaşamsal temel haklara kadar kadınlara her türlü hak ihlalini uygulayarak, ataerkilliğin her halini aleni şekilde kadınlara dayatıyor.

Kadınlara evlilik kurumu dayatılıyor

İranlı kadınlar günlük yaşamda her türlü temel hak, yasal güvence ve istikrarlı bir gelecek sahibi olmak için ağır bedeller ödedi ve ödemeye devam ediyor. İran hukukunda kadını ötekileştiren, marjinal kılan ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan yasalar hem bireysel hem de medeni kanun hükümleri içerisine yedirilerek topluma ve kadınlara dayatılıyor. İran’da kadın ile erkek arasında meşru bir ilişki kurmanın tek kabul görür yolu olarak evlilik kurumunu işaret eden yasalar, toplumsal sorunların artmasına ve ev içi şiddetin büyümesine de neden oluyor.

Kadının boşanması erkeğin isteğine bağlı!

İran’da kadın erkek birlikteliğinin yasal hale gelmesi, yazılı bir belge imzatılarak gerçekleşmesi 1907 yılında ilk defa gerçekleşti. Bu nikahların hükümlerine göre ise erkek çok evliliğe sahip olabilir, koşulsuz-şartsız boşanma hakkına sahiptir olurken, kadın ise “nikah” sahibi olma hakkına, evlilik sözleşmesi yapma hakkına sahip olur. Evlilik sözleşmesine göre ise kadınlar (erkek isterse) boşanmayı isteyebilir, mal paylaşımı isteyebilir, nafaka ve çocukların velayetini isteyebilir. Ancak uygulamada çoğu erkek tarafından evlilik sözleşmeleri imzalanmıyor.

İran islam rejiminin ülkede 1979 yılından bu yana hüküm sürdüğü biliniyor. Fakat bu rejim anayasasının taslağını ne oluşturuyor bir bakalım. İran Anayasası, izahatlı ve uzun bir giriş, 14 fasıl, 177 maddeden oluşmaktadır. Sadece fasılların başlıkları ve maddeler doğrudan yazılmış, madde başlıkları yoktur. İran Anayasası’nda fasıllar şöyledir; Birinci fasıl genel ilkeler, ikinci fasıl ülkenin resmi dili, yazı ve bayrağı, üçüncü fasıl milletin hakları, dördüncü fasıl iktisat ve mali işler, beşinci fasıl milletin hâkimiyet hakkı ve bundan doğan güçler, altıncı fasıl yasama organı, yedinci fasıl şuralar, sekizinci fasıl rehber, dokuzuncu fasıl yürütme organı, onuncu fasıl dış siyaset, on birinci fasıl yargı organı, on ikinci fasıl kitle iletişim araçları, on üçüncü fasıl Yüksek Güvenlik Konseyi ve on dördüncü fasıl anayasadaki düzenlemeler.

Erkeğe çok eşlilik hakkı veriliyor

İran’da çok evliliklere dair yasal hüküm erkeğin aynı anda 4 defa evlilik yapmasını, sınırsız "muta nikahı" yapmasına izin verir ve 1982 yılında yapılan yasa değişikliği ile evlilik sözleşmelerine ilk eşin rızasını almadan ikinci evliliğin yapılamayacağı ve iki eş arasında adil davranılacağına dair madde eklenmektedir. 1984 yılında yapılan bir düzenleme ile mahkemenin izni olmadan yapılan çok evlilikler şeriat kanununa aykırı olması sebebiyle 6 aydan 2 yıla kadar cezalandırılacağı belirtilmektedir. 2008 yılında dönemin İran Rejim Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad yönetimi ise ‘Aile Nafaka Yasası’nı Meclis gündemine getirerek, erkeklerin lehine bazı değişikliklerde bulundu.

‘Muta Nikahı fuhşun başka bir türü’

Zaten yasal olan "muta nikahı" olarak da bilinen nikah türü Mahmud Ahmedinejad döneminde en çok tartışmaya açılan konulardan biri. "Muta nikahına" karşı İranlı kadınlar sık sık direniş gösterdi. Kadınların cinsel bir meta olarak görülmesi ve bunun da topluma kabul ettirilmesi tepkilere neden oldu. Kadınlar muta nikahını fuhşun başka bir türü olarak tanımladı. 30 dakikadan 3 aya kadar sürebilen "muta nikahı" hem İran’da hem de uluslararası toplumda uzun süre kriz yaratan bir konu olarak gündemdeki yerini koruyor. Ülkede resmi evlilik yaşı kız çocuklarında 13, erkeklerde ise 15 iken muta nikahında bu yaş daha da düşebilmekte. Muta evliliklerinde kadınlar birçok haktan mahrum bırakılıyor. Muta nikahında kadınlar erkeğin elinde bir mal gibi kullanılıyor. Erkek bu nikah ile kadını istediği zaman bırakabiliyor. Resmi bir anlaşması olmayan muta nikahında sadece sözlü bir anlaşma var. İranlı kadınlar buna karşı çıktıkları kadar ülkedeki uzman sosyologlar da muta nikahını toplumsal değerler açısından tehdit olarak görüyor.

Yıllar ilerledikçe yasalar katılaşıyor

Yıllar geçtikçe kadınlar boşanma ve hatta çocukların velayetini bile kaybettiler. İranlı uzmanlara göre ülkede boşanma nedenlerinin başında, “Yoksulluk, işssizlik, madde bağımlılığı” gelmekte. İran’da molla rejiminde kadınların aile hukukundaki yerleri geriye giderken, örneğin 1968 yılına kadar boşanma ve evlilik davaları hukuk mahkemelerinde karara bağlanıyordu. Bunun yanı sıra 1967 yılında Meclis ilk aile hukukunu çıkararak aile mahkemeleri kurarken, boşanma ancak mahkeme kararıyla ve uzlaşmanın mümkün olmadığının ispatlanmasıyla mümkün hale gelebiliyor.

İran Parlamentosu, 1976'da Ailenin Korunması Yasası'nda bir dizi başka değişikliği onayladı. Dönemin yeni değişiklikleri ile evlilik yaşının 18'e çıkarılması, 1133'üncü Madde'nin açıkça kaldırılması ve bir tür eşitlik tesis etmeye çalışmak gibi bazı alanlarda kısmen kadın haklarını iyileştiren hükümler içeriyordu. Boşanmada erkeğin tek yanlı hürriyeti yerine kadının da kısmi sözü eklenmişti. Ancak zaten kısmi olarak iyileştirilen kadınların hukuki durumları 1979 yılında gelen molla rejimi ile birlikte yürürlülükten kaldırılan ilk yasalardan oldu. Rejim, “Aile kurumu içinde hane reisi erkektir” düstüründen yola çıkarak tüm hukuki metinlerini yeniden belirledi.

Günümüzde boşanma kanunlarının İslam hukukuna dayandığı ve boşanma kararının verilmesinin aile mahkemelerine tabi olduğu İran'da boşanma, erkek veya temsilcisi tarafından gerçekleştirilen bir ritüel (yalnızca bir yasal işlem) olarak kabul edilir. Boşanma sadece erkeğin iradesiyle gerçekleşir ve kadının rızasını gerektirmez, çünkü erkeklere eşlerini mahkeme sistemi dışında sınırsız olarak boşama hakkı verilmiştir. Mahkemeler, boşanma sırasında erkeği iknaya çalışırken, iknanın olmadığı durumlarda ise boşanma izni verir. Kadınlara belirli koşullar altında boşanma davası açma hakkı gibi bazı boşanma hakları tanınmıştır. Medeni Kanunun 1130'uncu Maddesi, mahkemeye, eşin talep etmesi halinde mahkemeye boşanma kararı verme konusunda daha fazla yetki vermekte ve bazı durumlarda kadın avukat atayarak boşanma sürecini hızlandırabilmektedir.

Sonuç olarak İran'ın kadın karşıtı yasaları, kadınların boşanma haklarını reddetmesi için önüne her türlü engeli koyuyor. Bu ayrımcılık, kadınları bir kenarda tutmak için kapsamlı baskı politikasının bir parçası olarak görülüyor.

Çocuk evlendirmeler normal karşılanıyor

1979'dan bu yana birbirini takip eden İran hükümetleri, her dönem evlilik yaşını biraz daha aşağı çekti. Şu anda neredeyse 9 yaşındaki çocukların dahi hakim izniyle evlendirilmelerinin önü açıldı. Kız çocuklarında 13, erkek çocuklarında ise 15 yaş evlendirmeler “normal” olarak karşılanıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 18 yaş altı evliliği insan hakları ihlali olarak değerlendiriyor ve bunu "reşit olmayan evlilik suçu" olarak adlandırıyor. İran rejimi ise mollaların izni ve dini kisvesi altında bu yaşı kızlarda 13, erkeklerde ise 15 olarak belirlerken, Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF’in açıklamalarına uymayı reddediyor.

Resmi veriler ürkütücü düzeyde

İran Devlet Refah Teşkilatı (Behzisti) İran'daki çocuk evlendirmelerin yüzdesinin (2018-2020 yılları  arasında) yüzde 42'nin üzerine çıktığını açıkladı ve İran İstatistik Kurumu, 18 yaş altı kız çocukları için 242 bin evlendirme vakasının varlığını doğrulayan veriler yayınladı. İran Cumhurbaşkanı Hassan Rouhani'nin Kadın ve Aile İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Masoumeh Ebtekar, ülkede her yıl en az 30 bin 14 yaş altı kız çocuğunun evlendirildiğini açıklamıştı. Kısmi olarak cılız da olsa İran parlamentosundan evlilik yaşının değiştirilmesi için kadın vekillerden ses çıksa da karşılaştıkları sert yaklaşımlar nedeniyle örgütlü bir mücadeleye dönüşmedi.

Evlendirme yaşını yükseltme girişimleri

1961 yılında, 1895-1896 yılları arasında onaylanan İran Medeni Kanunu'nun 1041'inci Madde’sinin değiştirilmesi için ilk girişimlerde bulunuldu. 2017 yılında İslam Şura Meclisi'ne 1041'inci Madde’yi değiştirme planı sunuldu ve buna göre kız çocuklarının 13 yaşına gelmeden yasal evlilik yapmaları yasaklandı ancak bu karar muta nikanı kapsamıyor. 

İranlı kadınların vatandaşlık mücadelesi

Geçici ya da kalıcı nikah fark etmeksizin, İranlı kadınların İran uyruklu olmayan erkeklerden dünyaya getirdikleri çocuklar anne üzerine kabul edilmiyor ve İranlı olarak nüfus kaydı yapılmıyor. İranlı bir kadın İranlı olmayan bir erkekle evlenmek istediği taktirde bunu babası, dedesi ya da ailesinden herhangi bir erkeğin onaylaması gerekiyor. İranlı kadınlar son on yıldır, İranlı olmayan eşlerinden dünyaya getirdikleri çocuklarına vatandaşlık alabilmek için mücadele yürütüyor ve konu sık sık gündeme geliyor. Aynı zamanda İranlı bir kadın, İranlı olmayan bir erkek ile izinsiz evlendiği taktirde vatandaşlık haklarından da mahrum bırakılıyor. On yılı aşkın kadın hakları aktivizminden sonra, 2 Ekim 2006'da, 12 İslam hukukçusundan oluşan bir organ olan Muhafızlar Konseyi, aynı yılın 13 Mart'ında İran Parlamentosu tarafından kabul edilen ve İranlı kadınların yabancılarla evlenmesine izin veren değiştirilmiş bir yasayı onayladı. Erkekler, 18 yaşından küçük çocukları için İran vatandaşlığı talep edebilecek.

Mirasda kadına eşit hak verilmiyor

Yasalardaki değişiklikler sonucunda evlenmeyen kadınlar erkek kardeşlerinin yarısı kadar miras hakkına sahip olurken, evlendikten sonra da erkek çocukları yoksa eşinin sadece mirasının dörtte birini alabiliyor. Erkek çocuğu olması durumunda ise boşandığı eşinden emlak bedeli alma hakkına sahip olabiliyor. İran’da hem anne hem de babasını kaybeden erkek çocuklar aynı durumdaki kız çocuklarından iki kat daha fazla miras alıyor. 27 Mayıs 2004'te üyelerinin çoğunluğu muhafazakar olan yeni bir konseyin yerini alan reformist İran Şura Konseyi, mirasta cinsiyet eşitliğini sağlayan bir yasayı oyladı. 2008 yılı sonunda da İran Şura Konseyi Yargı Komitesi, eş mirasından kadınların payını artıran yasal bir değişikliği onayladı.

Devam edecek...