İran’da bir sonun başlangıcı: Jina’nın yaktığı devrim ateşi tüm ülkeyi sardı

PANORAMA

İran’da Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ülkede bardağı taşıran son damla olurken, ‘Jin, jiyan, azadi’ sloganıyla özgürlüğün meşalesini yakan kadınların başlattığı devrim kadın düşmanlarına büyük korku salıyor.

ŞAHLA MOHAMMADİ

Haber Merkezi - Dünya sıralamasında kadınların en çok hak ihlallerine maruz kaldığı ülkelerden biri de İran. Ülkede birçok alan kadınlara yasaklanırken, kadınlar da her fırsatta maruz kaldıkları cinsiyet ayrımcılığını protesto etti. Bu anlamıyla 2022 yılı da birçok olaya sahne oldu. Özellikle Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından kadınların direnişi ülkenin dört bir yanına yayıldı. 40 yılı aşkın bir süredir devletin kendilerine dayattığı baskı politikalarını reddeden kadınlar, başörtülerini çıkarıyor, yakıyor, saçlarını kesiyor ve halk ayaklanmasının en önünde yer alıyor. İran dosyamızda 2022 yılında yaşanan gelişmeleri, devletin hak ihlallerini ve kadınların tüm baskı politikalarına karşı nasıl direndiklerini anlatacağız.

 

‘Bir mum yak’ kampanyası

Ukrayna yolcu uçağının Devrim Muhafızları'nın füzeleri tarafından düşürülmesinin ikinci yıl dönümüyle eş zamanlı olarak çok sayıda sosyal medya kullanıcısı ve hayatını kaybedenlerin aileleri, başlatılan imza kampanyasına "Bir mum yak" etiketiyle destek verdi. 11 Aralık'ta başlayan bu kampanyada birçok sosyal medya kullanıcısı, düşen uçakta yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileğinde bulundu.

Hamid Nuri’ye müebbet hapis cezası

İran genelinde davalar devam etti. Davacıların aileleri, 60'lı yıllardaki infazlardan 1998'de ölenler için protesto mitingleri düzenledi. Yayınlanan videolarda İran'da 40 yılı aşkın süredir işlenen suçların faillerinin hesap vermesi ve yargılanması talep edildi. Hamid Nuri'nin 1967 infazlarına karıştığı için yargılanması ve mahkûm edilmesi, ailelerin yüreklerinde umut uyandırdı. 1988'de İranlı siyasi tutukluların toplu infazına katılmakla suçlanan Hamid Nuri'nin suçlamalarının görüldüğü mahkeme 4 Ekim'de sona erdi. 14 Temmuz'da İsveç Stockholm Bölge Mahkemesi, savcılığın müebbet hapis talebini uygun bularak, Hamid Nuri’ye “uluslararası hukuka karşı ciddi suç işlemek” ve “kasten cinayet” suçlamalarıyla müebbet hapse mahkum etti.

Kadınlar yargı kıskacında

Zahra Mohammadi, 2022 yılının başında ana dilini öğretmek, dil ve kültür alanında çalışmaktan "ulusal güvenliğe karşı grup oluşturmak" suçlamasıyla 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Zahra Mohammadi, daha önce 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak bu ceza Yargıtay tarafından bozuldu ve 5 yıl hapis cezasına verildi.

Zeynep Celaliyan’ın annesi ifadeye çağrıldı

Uzun yıllar tutuklu bulunan ve birçok insanlık dışı uygulamaya maruz bırakılan Kürt siyasi tutuklu Zeyneb Celaliyan’a geçtiğimiz yıl ömür boyu hapis cezası verildi. Ailesi kızları Zeyneb Celaliyan’ın durumu hakkında bilgi alamadı. Zeynep Celaliyan’ın annesi, insan hakları kurum ve kuruluşlarından kızının durumuyla ilgilenmeleri için bir video mesajı yayınladı. Ertesi gün siyasi tutuklu Zeyneb Celaliyan’ın annesi Guzal Hajizad, Mako İstihbarat Birimi'ne çağrıldı.

Kadınlar hukuksuzluklara karşı açlık grevi başlattı

Yıl içerisinde Sepideh Qalian da farklı cezaevlerine sürgün edildi. Sepideh Qalian da hapishane koşullarını protesto etmek için birkaç kez açlık grevine girdi. İran cezaevlerinde tutuklu bulunan bazı siyasi tutuklular ve sivil aktivistler açıklamalarda bulunarak açlık grevleri başlattı. Farideh Muradkhani, Fariba Adelkhah, Sara Askari, Alia Matalzadeh, Fariba Asadi, Leila Hosseinzadeh, Maryam Sadeghi, Negar Masoudi, Afshana Azimzadeh, Shadi Gilak ve Feringis Mazloum, uzun süreli hapis cezasına çarptırılan kadın sivil aktivistler arasında yer aldı. 2022 yılında bu kadınlar sürgünlere maruz kaldı.

Kadınlar birçok alandan uzaklaştırıldı

Devlet dairelerinde, eğitimde, bankalarda ve hatta devlet dışı işlerde cinsiyet ayrımcılığı, İranlı kadınların her zaman mücadele ettiği konular arasındadır. Son bir yılda kadınlara yönelik çok sayıda hüküm ve karar verilmesi İran'da cinsiyet ayrımcılığının daha da derinleşmesine neden oldu. Bunların arasında doğum kontrol haplarının satışının yasaklanması, kadınların devlet işlerinin çoğundan uzaklaştırılması, toplumun erkekleştirilmesi ve kadınlara yönelik alanın daraltılması yer aldı.

Spor kadınlar yasaklandı

Kadınların çocuk doğurma makinesi olarak görülmesi kadınların öfkesine neden olurken, bu kadınların temel haklarına kavuşma mücadelelerinin artmasına da neden oldu. Devlet tarafından cinsiyet ayrımcılığının kurumsallaştırılması, kadınların sadece çocuk doğurma makinesine dönüştürülmesine yol açmadı. Ayrıca kadınların katılabileceği sporların çoğu yasaklanırken, kadın sporcuların boks ve vücut geliştirme gibi sporlardan da men edilmesi kamuoyuna yansıdı. Bu sporlar İran'ın çoğu şehrinde yasaklandı ve spor salonları da kapatıldı.

Kadın direnişi 8 Mart'ta zirve yaptı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, her yıl dünyanın tüm ülkelerinde özgürlük isteyen kadınlar tarafından kutlanmaktadır. İslam Cumhuriyeti'nin baskılarına rağmen, 8 Mart'ta Kürt ve İranlı kadınlar direndi ve eşi benzeri olmayan etkinlikler düzenledi. Geçtiğimiz yıl Kürt kadınları ve İranlı kadınlar direniş ve mücadele mesajını haykırdı. Saneh, Diwandre, Naqdeh, Marivan ve Sheno da dahil olmak üzere Kürdistan'ın çoğu şehrinde kadınlar bu günü çeşitli şekillerde kutladı. Tüm kısıtlamalara rağmen 8 Mart Tahran, Gilan ve Yezd gibi İran şehirlerinde yapıldı. 8 Mart eylemlerine katılan çok sayıda kişi rejim kurumları tarafından tutuklandı.

Çevre krizi ve felaketleri

Çevre felaketleri her zaman insanlık için bir tehdit olmuştur. Son yıllarda İran büyük çevre felaketleri yaşamış ve halen yaşıyor. İklim değişikliği ve küresel ısınma, dünyadaki çevre felaketlerinin ana nedenleridir. Ancak İran’da kötü yönetim, rant, yangınlar, ormansızlaşma, sel ve kuraklık gibi büyük felaketlere yol açan çevre felaketleri yaşanıyor. Bu nedenle 2022 yılının ilk günlerinde İran halkı için özellikle güney illeri yaşanan doğal afetlerle yıla başladı. Fars, Kerman, Sistan ve Belucistan ile Hürmüzgan'ın da aralarında bulunduğu güney vilayetlerinde meydana gelen şiddetli yağışlar sırasında binlerce yurttaş evlerini terk etmek zorunda kaldı ve çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Ayrıca, Zayandehrud Nehri, Gavkhoni Sulak Alanı, Hamon Sulak Alanı, Horulazim Sulak Alanı ve Urmiye Gölü dahil olmak üzere birçok sulak alan, bataklık, göl, nehir ve genel olarak su kaynakları kurudu.

Abadan Metropol binası çöktü

Abadan Metropol binasının çökmesi de bu yıl İran'da yaygın olan yolsuzluğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren diğer olaylardan biri oldu. Bina henüz tamamlanmamış olmasına rağmen çöktü. 40'tan fazla kişi öldü ve 35'ten fazla kişi ise yaralandı. Bu olayda belediye ve diğer bazı daire ve bakanlıklar suçlu bulundu. Bu olayın faillerinden 13'ü tutuklandı. Ancak bu kişilerin mahkeme süreci belirsizdi ve her biri kısa süreli hapis cezası aldı ve küçük bir tazminat ödenerek üstü kapatılmaya çalışıldı.

Sendikaların mitingi ve grevleri

İran'daki öğretmenler, emekliler, işçiler, hemşireler ve diğer sendikalar yıl boyunca protestolarına devam etti. İran ve Kürdistan'ın çoğu şehri her gün farklı meslek gruplarının protesto toplantılarına tanık oldu ve bu grupların en önemlileri öğretmenler ve emekliler oldu. 2022'nin ilk aylarında öğretmen ve kültür aktivistleri protestolar yaptı. Aralarında Sana, Reşt ve Şiraz'ın da bulunduğu çeşitli şehirlerde 230'dan fazla öğretmen ve kültür aktivisti tutuklandı. Gözaltına alınan kadın öğretmenler arasında Kokeb Badaghi, Fariba Moini, Hamida Zare, Sivan Soleimani, Mozhgan Bagheri, Fariba Nizamzadeh, Zahra Esfandiari, Soraya Aghaei, Khadija Mobaraki, Masoumeh Dehghan, Mansoura Irfanian, Fatemeh Bahmani, Marzieh Talai, Jale Rohzad ve diğerleri yer alıyor.

Gazaleh Haydari katliamı

 “Namus” adı altında kadınlar katledilmeye devam edildi. Bu, İslam Cumhuriyeti yasalarının teşvik ettiği kadına yönelik diğer yaygın şiddet uygulamalarından biridir. Yasalarda kadın, erkeğin mülkiyetinde olan bir meta olarak tanımlanmaktadır. Gazaleh Haydari katliamı kamuoyunu uzun süre etkileyen katliamlardan biriydi. 17 yaşında ve aile içi şiddetten kaçmak için Türkiye'ye kaçan Gazaleh Haydari, babası ve amcasının ikna çabaları sonucu yeniden döndüğü İran’da evlendirildiği erkek tarafından katledildi. Hükümet yetkilileri, haberi yayınlayan haber ajanslarını ve gazeteleri kapattı. Gazeteciler üzerinde baskı kurdu. Ayrıca Gazaleh Haydari’nin ailesi, fail hakkında davacı olmadı, bu nedenle fail yalnızca suçun kamusal yönü nedeniyle 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kadınlar haklarının güvence altına alınmasını istedi

2022'de sadece “namus” adı altında katliamlar yaşanmadı. Ayrıca tecavüz olayları ve erkeklerin tekliflerini reddeden kadınların katledilmesinde de artış yaşandı. Suç işleyenlerin büyük bir çoğunluğu devlet kurumlarına bağlıydı. Shalier Rasouli, kadın devriminden önce Merivan şehrinde tecavüzden kurtulmak için intihara sürüklenen kadınlardan. Merivan ve Kürdistan'ın diğer şehirlerinde kadınlar sadece failin cezalandırılmasını talep etmediler, haklarının da güvence altına alınmasını istediler.

Tecavüze tepki gösteren 93 kişi katledildi

Çabahar polis gücü komutanı Albay Ebrahim Kochzai'nin 15 yaşındaki Beluci bir çocuğa tecavüz etmesi de tepkilere yol açan diğer cinsel saldırı vakalarından biri oldu. Albay Ebrahim Kochzaei, cinayet iddiasıyla bir çocuğu sorgularken istismar etti. Daha sonra bu ihlale karşı dava açıldı. “Jin, jiyan, azadî” devrimci ayaklanması sırasında sokaklara çıkan Zahidan'daki protestocular, failin yargılanmasını istedi. Gösteriler sırasında rejim güçleri sadece bir gün içinde 93'ten fazla Beluci yurttaşına doğrudan ateş ederek katletti.

Başörtüsü bahane edilen Jina Mahsa Amini katledildi

İran'da yaşanan onca kriz ve soruna rağmen kadınlar gün geçtikçe daha da yalnızlaştı ve hayatın her alanı onlar için daha zor hale geldi. Önceki yıllarda ve Hasan Ruhani hükümeti döneminde faaliyetleri durdurulan İrşad Devriyesi’nin yeniden faaliyete geçmesi, alanı kadınlara daha da daralttı. Kadınlar ofislerde, hükümet merkezlerinde, halka açık yerlerde ve hatta arabalarında bile güvende değillerdi. Kadınların kıyafetleri bahane edilerek ofislere, bankalara ve hatta metrolara girmelerine izin verilmedi. Medyada her gün İrşad Devriyesi'nin kadına şiddet uyguladığına dair haber ve videolar yayınlandı. Ancak Jina Mahsa Amini'nin hükümet tarafından katledilmesi kadın devriminin başlaması için bir dönüm noktası oldu. İlk kez kadın talebi protesto, grev ve büyük halk ayaklanmasının temellerini attı.

‘Jin, jiyan azadî’ sloganıyla toprağa verildi

Gezi için Tahran'a giden ve Saqqız şehrinden genç bir kadın olan Jina Mahsa Amini, başörtüsü bahane edilerek 16 Eylül'de Tahran'da gördüğü şiddet nedeniyle komaya girdi. Jina Mahsa Amini, tedavi gördüğü Tahran'daki Kasri Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Devlet yetkilileri, Jina Mahsa Amini’nin cesedini gece saatlerinde kimse olmadan gömmeye çalıştı. Ancak Jina Mahsa Amini’nin ailesi buna tepki göstererek, kızlarının cenazesini ertesi sabah “jin, jiyan, azadî” sloganı eşliğinde toprağa verdi. 

Kadın devriminin başlangıcı

Bu, İran'da kadın devriminin başlangıcı oldu. Sinê şehrindeki kadınlar da “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla sokaklara çıkarak İran halkını Kürdistan'a sahip çıkmaya çağırdı. Böyle bir törenin ve benzeri olmayan protestoların düzenlenmesi, İran'ın farklı yerlerinden kadınların ayaklanmasına yol açtı ve sonraki günlerde İran'ın çoğu şehri, yaygın devrimci ayaklanmalara tanık oldu. Saç kesme ve başörtüsü yakma eylemlerin ana yüzü olurken, kadınlar dans ile gösterilerde başörtülerini ateşe verdi.

Protestolar tüm kentlere yayıldı

Kürdistan kentlerinde geniş çaplı gösterilerin başlamasıyla eş zamanlı olarak İran'ın çoğu kenti de Kürdistan'la dayanışma gösterilerine ve yürüyüşlerine katıldı. Bu protestolar dünya basında da ilgi odağı oldu. Tam bu sırada göstericilere yönelik şiddet zirveye ulaştı ve başta Sine, Saqqız, Diwandre ve Ashnavie olmak üzere Kürdistan şehirlerindeki protestolar şiddete dönüştü. İran'ın kuzey şehirlerindeki protestolar da aşırı şiddetle karşılandı ve bu şehirlerdeki çok sayıda protestocu rejim güçlerinin doğrudan açtığı ateş sonucu katledildi. Sistan ve Belucistan'daki Beluc halkı da Kürdistan'la dayanışma ve aynı zamanda bir Beluci çocuğa Devrim Muhafızları komutanı tarafından tecavüz edilmesini protesto etmek için sokaklara çıktı. Bu şehrin Kanlı Cuma günü devrimin simgesi haline geldi.

Kadınların devrime kazandırdıkları

Yaklaşık 4 aydır devam eden kadın devrimi, dünya kadınlarının umudu haline geldi. Dünyanın farklı ülkelerinden kadınlar, İranlı kadınlar ve Kürt kadınlarıyla dayanışma içinde sokaklara çıkarak İranlı protestocuların sesini dünyaya taşıdı. Dünyadaki birçok yerden siyasetçi, aydın ve sanatçıdan bu protestolara destek geldi. Kürtler ve özellikle Kürdistan'ın farklı parçalarından kadınlar protestolara destek vererek İran'daki kadın devrimine birçok eser kazandırdı.

507 kişi katledildi

Protestolar yayıldıkça baskılar yoğunlaştı ve insan hakları örgütleri ve kurumlarının yayınladığı raporlara göre Aralık ayı sonuna kadar ayaklanmada öldürülen insan sayısı arttı. En az 69'u çocuk olmak üzere 507 kişi katledildi. Ayrıca 654'ü öğrenci olmak üzere 18 bin 500'den fazla kişinin tutuklandığı tahmin ediliyor. Bu süre zarfında bin 196 şehir ve üniversite buluşması gerçekleştirildi ve buluşmalara 161 şehir ve 144 üniversite katıldı. İnsan hakları örgütleri ve kurumları, bu sayıların çok daha fazla olduğu görüşündeler.

İdam tehlikesi sürüyor

Sanatçılar, gazeteciler, siyasetçi, sivil ve siyasi aktivistler tutuklandı. Tutuklananlar infaz tehlikesiyle karşı karşıya. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, iki gazetecinin idam tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyardı. Yine ayaklanmayla birlikte cezaevlerindeki baskılarda arttı. İran'daki hapishanelerin çoğu hükümetin devrimcilerden intikam alması için bir alana dönüştü. Beluc İnsan Hakları Örgütleri, 120 gün içinde Belucistan'ın çeşitli hapishanelerinde cinayet ve uyuşturucu gibi iddialarla 81'den fazla Belucinin idam edildiğini duyurdu. Pek çok siyasi analist, bunu intikam alma olarak yorumlamaktadır. Muhsin Şikari ve Mecid Reza Rehneverdi isimli gençler avukatları olmadan infaz edildi. Şuan çok sayıda kişi infaz tehlikesiyle karşı karşıya.

Oyunculardan ayaklanmaya destek

Oyuncular da devrime destek verdi. İran sinemasının tanınmış simalarından Anahita Hemmati, kadınlara yönelik zulme ilk kez saçlarını kazıtarak tepki gösterdi. Ketayoun Riahi de sosyal medyada başörtüsüz bir fotoğrafını yayınlayarak İranlı kadınların sesi olmaya çalıştı. Bu, küresel tepkilere yol açan sanatçıların protestolarının ve Jina devrimiyle dayanışmalarının başlangıcı oldu.

Komisyondan çıkarıldı

Devrimin diğer tanınmış destekçilerinden biri olan Taraneh Alidoosti, devrimi destekleyen güçlü duruşu nedeniyle rejim güçleri tarafından tutuklandı. Şu anda Evin Cezaevi’nde tutuluyor. İslam Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu'ndan çıkarılması da değinilebilecek diğer önemli olaylar arasında yer alıyor. Birleşmiş Milletler ve diğer ülkeler üzerindeki baskısı İran'ın bu komisyondan çıkarılmasına yol açtı.