Faslı hak savunucusu: Kürt ve İranlı kadınlar mücadele sembolüdür

Fas Milletvekili ve insan hakları savunucusu Lubna El-Sexîrî, Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların öncü rolde yer aldığını kaydederek, Kürt ve İranlı kadınların mücadele sembolü olduğunu vurguladı.

HANAN HARITE

Fas – Fas Kadın Hareketi ve kadın hakları savunucuları, savaş ve çatışma bölgelerinde yaşayan kadınların dayanışmasına odaklanıyor. Fas Milletvekili ve aynı zamanda insan hakları savunucusu olan Lubna El-Sexîrî, ajansımıza verdiği röportajda Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan kadınların devrimde öncü olduğunu söyledi.

Fas Kadın Hareketleri, Faslı kadınların karar verici pozisyonlara sahip olması içinçalışma yaparken, Suriye, Irak, Yemen, Libya başta olmak üzere tüm Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki kadınlarla da destek ve dayanışma içinde olduğunu kaydediyor. 

Savaş ve çatışma bölgelerindeki kadınlar, tecavüz, tehdit, katliam ve kaçırılmalarla karşı karşıya kalıyor. Savaş politikalarının yarattığı ekonomik kriz ise kadınları daha çok etkiliyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 16 Günlük Küresel Kampanya yürütücüsü olan Fas Kadın Hareketi, eşitliğin sağlanması, kadınlara yönelik adaletsizlik ve şiddetin sona erdirilmesi, eğitim, sağlık ve ekonomik olanaklar gibi temel insan haklarına kavuşması için çatışma bölgelerindeki kadınlara desteklerinin devam ettiğini belirtiyor.

Kürt kadını Jina Mahsa Amin’nin katledilmesinden sonra İran’da devrim kıvılcımı yandı. Bu kadın devrimi hakkında ne düşünüyorsunuz ve Faslı kadınlar bu devrim için ne yaptı?

Kürt ve İranlı kadınlar,  gündelik şiddete ve ayrımcılığa karşı duran kadınlar olarak istisnai bir örnektir. Bu kadınlar mücadelenin sembolü oldular. Faslı kadınlar sessiz kalmayarak Jina Mahsa Amini’nin katledilmesini kınadı ve İranlı kadınlara desteklerini dile getirdiler. Bugün İranlı ve Rojhilat Kürdistanlı kadınların duruşundan görüyoruz ki büyük bir mücadele gösteriyorlar. Kadınlar eğitim ve sağlık haklarını kullanmalı ve liderlik pozisyonlarında yer almalıdır.

"Kadın Devrimi" olarak adlandırılan Rojava Devrimi'nde Kuzey ve Doğu Suriye kadınlarının büyük rolü oldu. Devrim öncesi ve sonrası kadınların durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rojava Devrimi kadınların hayatında büyük bir değişim yarattı. Devrimden önce kadınlar tüm haklarından mahrumdu, ancak devrimden sonra kadınlar birçok hak elde edebildi. Devrimden önce bu bölgede kadınların yaşadıkları dönem karanlık bir dönemdi çünkü kadınlar en temel haklarını talep ettiklerinde reddediliyorlardı.

Kürt kadınlarının mücadelesini, Êzidîlerin başarılarını, Qamişlo ve Kobanê kadınlarının mücadelesini çok duyduk, Kürt coğrafyasından uzak olmamamıza rağmen mücadelelerini çok duyduk. 2012'den sonra Kürt kadınları kendilerini siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda güçlendirebildi. Kürt kadınlarının savaş meydanlarındaki rolünü, cephelerde nasıl yer aldığını, saldırılara nasıl direndiğini hepimiz biliyoruz. Kadın Savunma Birlikleri bünyesindeki Kürt kadınlarının direnişi uluslararası toplumda yankılandı ve kadınlar kendilerini ve topraklarını savunabileceklerini kanıtladı.

Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınlar hedef alınarak şiddete maruz kalıyor. Buna rağmen bu kadınlar devrim yarattı. Sizce bu başarının tılsımı ne?

Amaçları, Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınları hedef alarak ve haklarını ihlal ederek kadın devriminin kazanımlarını yok etmektir.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki kadınlar, ilerici ve özgürleştirici feminist ruhu yok etmek isteyen ataerkil zihniyetle her zaman mücadele ediyor. Kadınlar ilerleme kaydettikçe sınırlamalardan kurtulur fakat erkekler önlerine başka engeller koyar ama kadınlar artık kendilerini özgürleştirip tüm zorlukların üstesinden gelebilirler. Bu onları her zaman başarıya götürür.

Şiddete ve saldırıya maruz bırakılan kadınlara yönelik mesajınız nedir?

Fas Kadın Hareketi dünyanın tüm ülkelerindeki kadın savaşçıları ve trajik koşullarda yaşayan kadınları desteklemektedir. Şiddete ve ayrımcılığa karşı direnen İran kadınlarını ve Kuzey ve Doğu Suriye’de  saldırı ve ihlallere direnen  kadınları selamlıyorum. Hepimiz şiddetle karşı karşıyayız ve ekonomik, sosyal, fiziksel, sözlü ve politik şiddetin tüm biçimlerine karşı mücadele ediyoruz.