‘Doğum yapan kadınlar aile desteğiyle bu süreci rahat atlatır’

Kadınlar, doğum ve doğumdan sonra birçok sıkıntıyla boğuşmak zorunda kalıyor. Süleymaniyeli Psikolog Rojîn Elî, kadınların doğum süreci ve doğumdan sonraki süreçte aile desteğiyle zorlukları atlatabileceğini söylüyor.

ŞÎNYAR BAYÎZ

Süleymaniye - Hamilelik döneminde zorlu bir süreçten geçen kadınlar, doğumundan sonra da zihinsel ve bedensel olarak birçok değişiklik yaşıyor. Bu değişikliklerin bir kısmı geçici, bir kısmı kalıcı olurken, kadınların psikolojisine etkisi büyük oluyor. Doğumdan sonra psikolojik olarak birçok sıkıntı yaşayan kadınların aile ve toplum desteği alması önemli oluyor. Kadının doğum sonrası ruh haline değinen Psikolog Rojîn Elî, kadınların doğum sonrası ruh halindeki değişimin hamilelik süreciyle bağlantılı olduğunu kaydetti

Doğum süreci üç aşamadan oluşuyor

Kadınların doğum sürecinin üç aşamaya ayrıldığını söyleyen Rojîn Elî, “Bunlar, bebeğin doğumundan önceki aşama, bebeğin doğumu ve doğumdan sonraki aşamadan oluşuyor. Bebeğin doğumundan önceki dönemde annelerin beslenme ve egzersiz programlarının olması sağlık ve hormon dengesi açısından önemlidir. Ayrıca ikinci aşamada, aynı şeyler önemlidir. Kadınlar beslenme ve egzersizi sürdürerek, sağlıklı bir zihne sahip olabilirler. Ancak kadınlar bu konularda dikkatli olmadığı takdirde toplumda başarısız oluyor ve ruhsal dengesizlik ortaya çıkıyor" dedi.

Doğum sonrası yaşanan psikolojik etkiler

Doğumun üçüncü evresinde kadınların iki süreçten geçtiğini sözlerine ekleyen Rojîn Elî, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Toplum bu evreleri kolaylıkla geçer çünkü hormon değişimi yaşayamaz. Ancak bazı kadınlar tam tersine hormon değişikliğine maruz kalınca zihinsel çöküntü yaşar. Bu çöküntü ise üç bölüme ayrılıyor. İlk problem erken sinirlenme, ikincisi tip doğum sonrası sinirlenme ve üçüncüsü çocuk doğurduktan sonra aşırı sinirlenmedir. Birinci tipte doğum yapan her 100 kadından 80-85'i bu olaylardan muzdarip, belirtileri ilk hafta ortaya çıkıyor ve belirtiler 10 gün sonra giderek azalıyor. Kadınlarda oluşan öfkenin belirtilerinden bazıları uykusuzluk, ağrı, ağlama veya huzursuzluktur. Bu vakaların düzelmesi için kadınların bilgilendirilmesi ve yakınlarından yardım alınarak omuzlarındaki yükün hafifletilmesi gerekmektedir.”

‘Hormonlar da depresyona neden oluyor’

Kadınların doğum sonrası ruhsal çöküntülerinin genel olarak genetik, psikolojik, toplumsal ve ayrıca hormonal olmak üzere üç nedene bağlı olduğunu dile getiren Rojîn Elî, “Aile genetiğinde hormonal bir sıkıntı varsa bu ilerde kadına da yansıyabiliyor. Hamilelikte östrojen ve progesteron hormonları en üst düzeye çıkarsa, çocuğun doğumu sırasında bu hormonlar azalarak hassasiyete ve zihinsel yetersizliğe neden olur. Yaş ve özellikle menopoza yaklaşan kadının çocuk doğurma döneminde olması da zihinsel çöküntünün başka bir nedenidir” şeklinde konuştu.

‘En iyi çözüm aile desteğidir’

Ruhsal çöküntüyü çözmenin en iyi yolunun aile desteği olduğunu söyleyen Rojîn Elî, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Kadınlarda oluşan ruhsal çöküntüye en iyi gelen şeylerin başında aile desteği geliyor. Ayrıca yakınların desteği, doktor kontrolünde ilaç tedavisi ve psikolojik destek de ruhsal çöküntüyü önler. Bu tür vakalar kısa sürede çözüme kavuşturulmalıdır ki anne ile birlikte semptomlar kötüleşmesin. Geçmiş yıllara göre aileler hamile olan aile bireylerine daha duyarlı ama yine de iyi bir seviyede değil. Aksine farkındalık ve desteğe ihtiyaç var. Annenin durumunun kötüleşmemesi için ailenin en küçük semptomu görmezden gelmemesi önemlidir."

https://youtu.be/_PcaaotvNek