Özlem Yaşar: Kobanê filmi savaşçıların iradesini ele alıyor

‘Kobanê’ filminin yönetmeni Özlem Yaşar, kısıtlı imkanlarla iyi bir film ortaya çıkardıklarını belirterek, “Her bir savaşçının Kobanê’de yaşadığı hikaye, filmlere konu olacak değerdedir. Şuan savaşçılar anılarını yazıyor, ilerde bu anıları filme çevirebil

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê - Rojava Film Topluluğu'nun emekleriyle yapılan ve IŞİD barbarlığına karşı direnişi ele alan Kobanê filmi 20 Eylül’de Kobanê’de gösterime girdi. Film Yönetmeni Özlem Yaşar filmin hangi atmosferde ve hangi duygularla işlendiğini ajansımıza anlattı.

“Sinemaya olan ilgim derinleşti”

Sinemaya olan ilginiz ne zaman başladı ve en çok kimden etkilendiniz?

Uzun yıllar sinemayla iç içeyim, daha önce Federe Kürdistan'da Berfîn adlı filmi ve Wêne adlı kısa filmi çektim. Bu aşamaya gelene kadar genel olarak tiyatro ile sinemayı beraber yürütüm. 14 yaşındaydım, o zamanlar tiyatro gruplarımız vardı ve bu gruplarda uzun süre oyuncu olarak yerimi aldım. Sanata, tiyatroya, şiire, romana ve sinemaya ilgim o zamanlardan beri var. Filmlerle ilgilenirdim, takip ederdim ve yorum yapardım. Özellikle Yılmaz Güney'in filmleri ilgimi çekiyordu. Kürt halkının gerçeklerini ve acılarını her karakterde gösteren, filmleriyle siyasi mesajlar veren bilgili bir insandı. Bu beni etkiliyordu. Bir de Xelîl Dag’ın sinemayı Kürt devrimci cephesinden desteklemesi etkiliyordu. Xelîl Dağ’da devrimci kişileri ele alıp, bu kişiler üzerinden toplum sosyolojisini ele alıyordu. Bunlar bana büyük ilham kaynağı olarak sinemaya olan ilgimi derinleştirdi.

“Mücadeleyi halka göstermek istedim”

Kobanê Filmi’nin anlam ve önemi nedir, neden bu filmi seçtiniz?

Kobanê benim için çok farklı bir anlam taşıyor. Kobanê Direnişi’ne katılan birçok kişiyi tanıyorum ve direnişte mücadele eden bazı savaşçılar benim çocukluk arkadaşım. Bazıları şehit oldu. Kobanê'ye girdiğimde arkadaşlarımın savaşıp can verdiği yerleri gördüm. Onları anmak ve verdikleri mücadeleyi halka göstermek istedim. Bu şekilde Kürt halkının çektikleri acıları sahnelemek istedim. 

Kobanê sadece benim için değil tüm dünya için büyük önem ve anlam taşıyor. Çünkü Kobanê Direnişi’yle Kürt halkının mücadelesini tüm dünya tanıdı. Kobanê Direnişi,  Kürtlerin varlıklarını ve kimliklerini tanımanın temeli oldu. O zaman tüm Kürtlerin gözü, kulağı, ruhu ve gönlü Kobanê'deydi, Kürdistan'ın dört bir yanından Kürtlerin dostları ve sevdikleri, hatta farklı ülkelerden insanlar bile Kobanê 'ye gitti. Amaç aynı olduğu için ruh ve bilgi açısından bir birlik ve beraberlik ortaya çıktı. Bir yanda insanlık dışı uygulamalar yapan vahşi bir grup vardı öte yandan halkı bu vahşi gruplardan koruyan ve canları pahasına özgürlük mücadelesi veren savaşçılar vardı. Bu iki güç karşı karşıya geldi ve tüm dünya bu savaşı izledi. Kobanê’deki özgürlük mücadelesinin sonuçları bütün dünyayı ilgilendiriyordu çünkü bütün dünya IŞİD vahşetinin tehlikesinin farkındaydı. Kürtler Kobanê’de IŞİD zihniyetine darbe vurarak, başarı elde ettiler.

Film için yüzlerce insan dinlendi

Senaryo, çekim, oyunculuk, kurgu vb. çalışmalar ne zaman başladı ve nasıl sürdü?

2020'nin sonlarına doğru senaryoya başladık. Kobanê Direnişi yakın bir tarihte gerçekleştiği için bu direnişe ait kitap yoktu, bizde yüzlerce insanın fikirlerini aldık, anılarını dinledik. Bu tür bilgi ve olayları topladık ve senaryo haline getirdik. Senaryo 4 ayda tamamlandı ve hemen ardından filmin prodüksiyonu için hazırlıklara başladık. Oyuncuları seçtik, filmin yerini ayarladık ve filmi hazırladık.  Teknik olarak da Rojava Kürdistan'daki imkanlara göre kendimizi hazırladık. Hazırlıkların sonuna geldiğimizde Serêkani ile Girê Spî arasında savaş başladı ve filmi durdurmak zorunda kaldık. Birçok oyuncu filmden ayrılarak mücadeleye katıldı. Bu oyunculardan bazıları yaralandı bazıları da yaşamını yitirdi. 2021'de filmi yeniden çekmeye başladık ve daha önce çekilen sahneleri tekrarlamak zorunda kaldık.  Böylelikle filmimiz 2021-2022 yılında çekilmiş ve hazırlanmıştır.

“Artık kadınlar sisteme yön verdi”

Kobanê Direnişi’nde öncü kadınların mücadelesi dünyada yankılandı, bu konuya nasıl işlediniz?

Rojava Devrimi’ni kadın devrimi olarak tanıtıyoruz. Kadının önderliği, direnişi ve kimliğiyle ortaya çıkan bir devrimde en çok kadınlar başı çekti. Kadınların çoğu mevcut sistemden zarar gördü ve ezildi, bu yüzden kadınlar her zaman özgürlük istiyor. Artık kadınlar kendi kurdukları sisteme yön veriyor, koruyor ve sahip çıkıyor. Saldırılara ve zulme karşı duruyorlar. Kobanê’deki kadın gerçeğini bu filmde sergilemek istedik. Filmde Komutan Zehra Penaber’in erkek egemen zihniyete karşı direnişi ele alındı. Filmin birçok sahnesinde kadın mücadelesinde tanıklık ediyoruz.  Bu temelde kadınlara büyük yer verdik.

Film ilgiyle izlendi

Filmi ilk olarak Kobanê’de gösterime verdiniz, film gösteriminde nasıl duygular yaşadınız?

Bizim için çok anlamlı ve heyecan vericiydi. Kobanê'de uzun süre kaldık, yaşadığımız zorluklara ve güvenlik sorunlarına rağmen bu şehrin direnişini ele almaya çalıştık. Tüm engelleri adım adım aştık ve insanlar filmi 20 Eylül'de Kobanê'de izledi. Filmin burada gösterime girmesi çok anlamlı çünkü film Kobanê ile ilgili, Kobanê'de çekildi ve ilk gösterim de Kobanê’de oldu. Filmin ilk gösteriminde çok farklı bir atmosfer vardı ve bu beni çok etkiledi. Filmi izlemeye gelen herkes filmden çok etkilendi. Hatta birçok kişi bazı sahneleri izlerken çok fazla duygulu anlar yaşadı ve dayanamayıp salonu terk etti. Film ekibi olarak bu duygulu anları görünce bizde etkilendik. Kobanê halkının filme büyük bir ilgisi oldu hatta salonda yer olmadığı için filmi birkaç gün daha gösterime verdik.

“Farklı filmler yapılacak”

Şüphesiz 134 günlük direniş bir filmde anlatılmaz, ilerde farklı projeleriniz var mı?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi senaryoyu yazma süreci zordu. Kobanê'de binlerce insan yaşamını yitirdi, her birinin farklı bir hikayesi vardı. Her kişinin yaşadığı hikaye, bir filme konu olacak değerdedir. Bu nedenle gerekirse Kobanê direnişinin dramlarını da yapacağız, özellikle savaş kahramanları için farklı filmler yapılacak. Şuan savaşa katılan komutanlar, savaşçılar ve halk anılarını yazıyor. Bu yazılan anılar sinema, film ve oyun alanında yapıtların oluşması için güçlü bir zemin oluşturacaktır. Dolayısıyla bu soruya evet denilebilir, bunlar proje olarak değil, projeye dönüştürülebilen fikirler olarak var olurlar.