Shakila Mohammadi’nin göç hikayesi binlerce kadının yaşadıklarını özetliyor
Savaş ve yoksulluğun insanları göç etmeye zorladığı bir ülkede Afganistan ve İran arasında sıkışan Shakila Mohammadi, göç hikayesini ajansımıza anlattı.

BAHARİN LEHİB
Kabil- Yüzyıllardır çeşitli nedenlerle göç yollarına düşen insanlar, bu yolculuklar içinde birçok acı dolu tecrübe edindi. Göç, Afganistan gibi yıllardır savaş ve yoksulluk içinde yaşayan ülkeler için acı ve nefret dolu çağrışım taşıyan bir kelime. Afganistan halkı, göçle birlikte aşağılanmanın acısını hâlâ hissetmeye devam ediyor.
2023 yılından bu yana Afgan göçmenlere yönelik insanlık dışı muamele yoğunlaştı. İran ve Pakistan'da evlere sürekli baskınlar düzenlenirken insanlar zorla sınır dışı edildiler. İnsanlar için göç Afganistan’dan diğer ülkelere yönelen kısır bir döngü haline geldi.
‘Kıyafetlerimizden başka bir şeyimiz yoktu’
Sayısı binlerce olarak ifade edilen göçmen kadınlardan biri de Shakila Mohammadi. Shakila Mohammadi kişisel göç hikayesini "Bir yıl önce, eşimin hayatını kurtarmak için Afganistan'dan ayrılmak zorunda kaldık. Üzerimizdeki kıyafetlerden başka hiçbir şeyimiz yoktu. Herkes İran'daki koşulların daha iyi olduğunu söylüyordu ama sağlıklı beslenemiyor veya güvenli bir yerimiz yok” sözleri ile özetliyor.
İran’a göç
"Eşim Afganistan'da askerdi. İran'da ise inşaatta çalışıyordu. İki ay sonra bir aylık maaşını ödediler. Günü zor atlatıyor, çocuklarımızı zor doyuruyorduk" diyen Shakila Mohammadi, İran’a gittiğinde de işlerin zorlaştığını anlattı. Shakila Mohammadi, İran’daki günlerine dair ise "Afgan olduğumuzu bildikleri için bize bayat ekmek ve yemek artıkları satıyorlardı. Marketlerden yiyecek aldığımızda, son kullanma tarihi geçmiş ürünler veriyorlardı. Biz de onları almak zorunda kalıyorduk. Yoksulluğun yanı sıra, aşağılanma ve saygısızlığa da katlanıyorduk" dedi.
Afganistan’a dönmek zorunda kaldılar
Bir süre sonra Afganistan’a dönmek zorunda bırakıldıklarını dile getiren Shakila Mohammadi, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Eşime İran'dan ayrılmasını söylediklerinde işteydi. Büyük bir emekle biriktirdiğimiz her şeyi bırakıp geri döndük. Dönüş yolunda hem iyi hem de kötü davranışlarla karşılaştık, ama çoğunlukla kötüydüler."
Sınırlı destek alabildiler
Taliban medyası, mültecileri desteklediklerini ve onları ikamet yerlerine ulaştırdıklarını iddia ediyor, ancak gerçek bu değil. Mültecilere sadece sayılı birkaç kurum sınırlı bir bütçeyle destek olmaya çalışıyor. Bu kurumların bütçelerine de çoğu zaman Taliban tarafından el konuluyor. Shakila Mohammadi, konuşmasında bu durumu da teyit etti ve “Sınıra vardığımızda, bizi varış noktamıza götürecek bir araba olduğu için sevindik, ancak bizi sadece Herat'a kadar götürdüler. Yolun geri kalanında, hayırseverler gidebilmemiz için bizim adımıza para topladılar. Benim yanımda, üç çocuğu olan ve hamile bir komşu kadın vardı. İran arabasından indiğimizde doğum yapacağını haykırıyordu ama kimse aldırış etmedi. Tam orada, ovada doğurdu. Dört çocuğum olduğu için ona yardım edemedim. Doğum yaptıktan sonra bebeği öldü ve diğer üç çocuğu da kaosun içinde kayboldu. Ailemle geldim ve akıbetinden haber yoktu" diye konuştu.
Afganlar için zorunlu göçün sadece evlerini ve yurtlarını terk etmek değil, aynı zamanda acı, açlık ve evsizlikle dolu bir deneyim anlamına geldiğini ifade eden Shakila Mohammadi, kendi hikayesinin koca bir dünyanın küçük bir parçası olduğunu söyledi.