İranlı kadınlar tarihte büyük bir direniş gösterdi (16)

Kadın ayaklanması İran'da bir dönüm noktası...

Tutuklama, katletme ve tecavüze rağmen İran'da kadınlar direnişlerin en ön saflarında yer almaya devam ediyor. Kadınlar 'Jin Jiyan Azadî' sloganı ile özgürlük mücadelesini büyütmeye kararlı.

MALVA MİHEMED

Haber Merkezi – İran' da 16 Eylül 2022'de Kürt kadın Jîna Mahsa Amini'nin 'ahlak polisi' tarafından kadledilmesinin ardından başlayan ayakalanmalar iki ayı geride bıraktı. Ayaklanmalara katılan halk direnişte kararlı olduklarını her fırsatta dile getiriyor.

İran İnsan Hakları Örgütü, İran ve Rojhilat’ta süren direnişe dönük İran rejiminin saldırıları sonucu 378 kişinin katledildiğini, 16 bin 813 kişinin ise gözaltına alındığını belirtti.

Bilançoda ayrıca şimdiye kadar 378 kişinin katledildiği, bunlardan 47’sinin çocuk, 27’sinin kadın olduğu ve İran rejim güçleri tarafından Rojhilat'ta yalnızca geçtiğimiz hafta sonu 40 kişinin katledildiği belirtildi. Aynı kaynağa göre İran’da şimdiye kadar 16 bin 813 kişi gözaltına alındı ancak bunlardan sadece 2 bin 756 kişinin kimliği belirlendi. Gözaltına alınanlardan en az 524’ünün öğrenci olduğu belirtildi.

Jîna Mahsa Amini'nin katledilmesi yıllardır rejimin baskı ve özgürlükleri kısıtlayan politikalarına duyulan öfkeyide ateşledi. Protestolara öncülük eden kadınları sık sık saçları açık, başörtülerini yakarken ya da rejim polisine karşı yaktığı direniş ateşi etrafında dans ederken gördük. Yine dünyanın dört bir tarafından destek gören direnişte, saçlarını kesen kadınlara da tanık olundu. Elbette bu direnişin en önemli yanı ilk andan itibaren alanları dolduran halkın 'Jin Jiyan Azadî' sloganında ortaklaşması oldu. Peki kadın öncülüğünde başlayan bu ayaklanmalar nereye evrilecek?

'Jin Jiyan Azadî' sihirli bir formül…

Kürt dilinde yazılan ve yankılanan, devrim ve değişim sloganı haline gelen "Jin Jiyan Azadî"nin kökenine dönersek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kadının özgürlüğünü toplumun özgürleşmesi olarak gören tezlerine dayanıyor sloganın çıkış noktası.

Önder Abdullah Öcalan'ın 2013 yılında avukatları aracılığıyla yaptığı değerlendirmede kadınların esas amaçlarının özgürlük mücadelesi olması gerektiğini vurgulayarak yaşam ile kadın arasındaki bağa vurgu yapmış ve 'Jin Jiyan Azadî'nin bir slogandan öte sihirli bir formül olduğunun altını çizmişti.

Slogan 2000'li yılların başında Türkiye'deki Kürt kadınlarının eylemlerinde ilk olarak atıldı. Daha sonra Kürt Kadın Hareketi'nin örgütlendiği her alana yayılan şiar, 2014 yılında İŞİD'e karşı verilen mücadeleninde ifadesi oldu.

Bugün "Jin Jiyan Azadî" sloganının yankısı Kürt kadınları üzerinden İran ve tüm dünya kadınlarına ulaştı. İran'da kadın direnişi ilerlemiş, yaşamı ve özgürlüğü baskı ve eşitsizliğe karşı mücadelenin kimliği haline gelmiştir. Aynı zamanda dünyanın her yerinde dayanışmanın sembolü haline geldi.“Jin Jiyan Azadî” sloganı altında dünyadaki çoğu kadın, ulusötesi feminist dayanışmanın önemini vurguladı. Fas, Tunus, Lübnan, Libya, Sudan ve Filistin'deki kadın aktivistler, öfkelerini dile getirmek için seslerini yükseltip, çeşitli kampanyalar başlattılar.

Aydınlar, sporcular, hukukçular ve öğrenciler gibi toplumun çeşitli kesimlerinin ayaklanmaya katılmasıyla tablonun geri dönülemez olduğu görülüyor. Bir çok kentte halk genel greve gitti ve hala esnaf kepenk açmıyor.

Baskıya rağmen direniş büyüyor

İran rejiminin son dönemde protestoları bastırma çabalarına rağmen, kısa sürede ülkenin her köşesine yayılarak İran'ın kırk yılı aşkın süredir tanık olduğu en önemli olay ve ülkenin geleceğinde potansiyel bir dönüm noktası haline geldi.

İran rejimi, protestocuları dağıtmak için mermi ve göz yaşartıcı gaz kullandı.  Gözaltı ve tutuklamalarda devamında geldi. Yine internete erişim engeli koyarak, halkın haber alma ve iletişim kanallarını kesti. Buna rağmen iki ayı geride bırakan direniş tarihi bir dönemece doğru hızla gidiyor.

 Kadınlar hedef alındı

Ayaklanmalara kadınlar öncülük ettiğinden özellikle insan hakları savunucuları, feministler ve aktivistler hedef alındı. Resmi raporlara göre yetkililer ülkede meydana gelen protestolara katılanları susturmak için çeşitli işkence yöntemleri kullandı ve birçok aktivist şiddete maruz kaldı. protestolara katılmaları nedeniyle ölüm tehditleri, tecavüz ve acımasız işkence gördüler. İran İnsan Hakları Örgütü'ne göre, sözlü hakaret, işkence ve çeşitli kötü muamele biçimlerine ek olarak, bazı kadın tutuklular televizyonda zorla  itirafta bulunmaya zorlandı. Ayrıca bazı kadın tutukluların da resmi olmayan gözaltı merkezlerinde tutulduğunu belirtti.

İran İnsan Hakları Örgütü'nün verilerine göre, protestolara katılan en az 38 gazeteci, 170 öğrenci, 16 avukat ve öğretmen sendikası aktivistleri ve işçi aktivistleri de dahil olmak üzere 580'den fazla sivil aktivist olmak üzere binlerce kişi tutuklandı.

İran Ulusal Direniş Konseyi, İran'daki protestoların göstericiler arasında 400'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlandığını duyururken, Uluslararası Af Örgütü de dahil olmak üzere 40'tan fazla insan hakları örgütü en az 23 çocuktan birinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Okullar basıldı kadınlar gözaltına alındı

İki çocuk annesi Mino Majidi ve yine 20 Eylül'de vurularak katledilen 32 yaşındaki dağcı Ghazala Chloe, aynı gün katledilen 23 yaşındaki Hananeh Kia bu kadınlardan bazıları.

Uluslararası Af Örgütü, iki arkadaşının doktor ziyaretinden eve dönerken vurularak öldürüldüğünü söyledi ve 20 yaşındaki Hadis Necefi'nin videolarının dijital medyada geniş çapta yayılmasının ardından büyük bir öfke dalgasına neden olduğunu bildirdi. Twitter'da paylaşılan görüntülerde Hadis'in, başörtüsü takmadığı saçlarını bağladığı ve Karaj'daki bir gösterinin merkezine cesurca girdiği görülüyor.

İnsan hakları raporlarına göre, 16 yaşındaki Mahsa Mogwai, Sarina Ismailzadeh ve Nika Shakarami'nin bir gösteriye katıldıkları için coplarla şiddetli bir şekilde işkence gördükten  sonra öldürülmesinin ardından arkadaşları kadınların cenazelerinin gözaltı merkezininn mmorgunda tutulduğunu ve kadınlara tecavüz edildiğini açıklamıştı.

Kadın ortaokul ve üniversite öğrencileri bile güvenlik güçlerinin gaddarlığından ve baskısından kurtulamadı. 17 Ekim'de Öğretmenler Sendikaları Koordinasyon Kurulu, dijital medyadaki bir yayında, şiddeti doğruladı. 16 yaşındaki öğrenci Asra Panahi İran'ın kuzeybatısındaki Erdebil'de rejim polisinin okula saldırması sonucu katledildi.Saldırı sırasında ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı slogan atan ve rejim marşını söylemeyi reddeden kız öğrenciler teşhir edildi; Kadın öğretmen ve öğrencilerin gözleri önünde rejim polisi tarafından dövülerek hastaneye kaldırılan öğrenci orada hayatını kaybetti. Ayrıca 10 kız öğrenci bilinmeyen bir yere götürüldü, 7 kız öğrenci daha gözaltına alındı. Erdebil'de halen devam eden halk ve öğrenci protestoları dalgasına neden olan yaralılar var.

Kadınlar direnişin belirleyeni oluyor

Kadınlar tüm bu baskılara rağmen gece gündüz ayaklanmaların en ön saflarında yer almaya devam ediyor. Başörtüsünü çıkaran kadınlar yaşamlarına, iradelerine ve özgürlük mücadelelerine sahip çıkıyor. Bedeli ne olursa olsun 'JİN JİYAN AZADÎ' sihirli formülünü hayata geçirmeye ve özgürlük sevdalarının peşinden gitmeye kararlılar. Ne İran ne de kadınlar için artık geri dönüşü yok.

Bitti…